Dünya Gazetesi, yine kent adına önemli bir çalışmaya imza attı. Bölgeye yön verenler ışığında iyi bir analiz, iyi bir araştırma.. Yıldız Doğruer’i kutluyorum.. Yazısında Hatay’ın değerlerini ön plana çıkarmış..Günlük iş hayatımızda, belli mesajları algılayabilmemiz açısından masamızın bir ucunda mutlaka durması gereken bir çalışma..Çünkü, herşeyi çabuk unutuyoruz.. Bazen de rakamları şaşırıyoruz..İşadamlarını da sadece etrafa para dağıtması gereken bir sömürü aracı olarak görüyoruz..Bu tür dergiler, geleceği okumamızda iyi bir yol haritasıdır.Genelde, yayımlanan tüm makaleler ‘İyi niyet’ planları üzerine inşaa edilir..Uyarılar da, pragraf aralarında silik ve donuk kalırdı..Ama bu kez bir haykırış vardı dergi sayfalarında..Ve taşıdığım endişelerle birlikte, kafamdaki soru işaretleri de artmış oldu. Öncelikle, ‘birşeylerin yerinde gitmediğine’ işaret eden bir takım ipuçlarını görmek, rahatsızlık uyandırdı bende..Çünkü biz genelde hep aynı dili kullanmaya alışığız.. Ama bu sefer farklı bir anlayış, farklı bir çıkış, farklı bir üslup vardı.. Satırbaşlarında verilen mesajlarda, tepkinin boyutunu tenefüs etmemek mümkün değil.. Mesaj 1: İskenderun Kaymakamı Cengiz Horozoğlu rakamlarla konuşuyor.. * Hatay 2006 yılında 1 milyar 340 milyon YTL vergi tahakkuku sağlamış, bunun yüzde 88’ini yani 1 milyar 179 milyon YTL’sini tahsil etmiştir. Ve bir hatırlatma.. Genel bütçe gelirleri içinde yüzde 0,86’lık payı ile 9. sırada yer alıyor Hatay..Normalde böylesine rakamlara alkış tutmamız gerek.. Hoşnut kalmamız gereken oranlar.. Ama Kaymakam Cengiz Horozoğlu lafı çakıyor.. Rakamlara bakarak herşeyin iyi olduğu kanaatine kapılmanın yanlışlığına işaret ediyor..Peki bu ne anlama geliyor? Kaymakam Horozoğlu’ndan dinleyelim:* Hatay’da istihdam sorunu var.* Hatay, işsizlik oranında 4. sırada..* İşsizlik oranı yüzde 17.9’a yükseldi.. (Bendeniz, yüzde 12’lerde seyrettiğini bilirdim..)Demek ki artış söz konusu..Peki bu olumsuzluğu gidermenin yolları yok mu?Elbetteki var..Mesaj 2: İskenderun Kaymakamı Cengiz Horozoğlu bu kez yapısal reformlardaki hantallığımıza ince balans ayarı çekiyor.. Uyarıyor:* Hatay’ın zayıf yanlarının güçlendirilmesi amacıyla geleceğe yönelik kararlar almalıyız..* Bir eylem planı hazırlamalıyız, * Çalışmalar yapmalı ve uygulamaya geçmeliyiz..Hani hep ısrarla üstüne durduğumuz bir ‘dayanışma’ hamlesi var ya, işte bu tür bir birliktelikten söz ediyor.Bunu da gayet açık ve anlaşılır bir dille anlatıyor:* Varlık içinde yokluk çekmeyelim. * Çok çalışalım. * Organize olalım. Ve sonuç..Başarı ve refah mutlaka gelecektir..Aynı dergide, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Hatay Şube Başkanı M. Fatih Tosyalı’nın enfes bir sözünü anımsadım, şöyle başlıyordu:“-Bugün yaşanan taze bir maceranın yarını düşünmeye fırsat vermediği günlerin etkisindeyiz. Böyle günlerde amaç tektir. Başarının anahtarını elinde bulundurmak..”
BU MARKETTE PARA DEĞİL, SEVGİ GEÇERLİDİRSöz konusu mutlu ve sevgi dolu bir paylaşım olunca, yere göğe sığamıyoruz.. Sevgi ve dayanışmanın başaktörü yine Kaymakam Cengiz Horozoğlu oldu..Kalbi yerinde oynayacak gibiydi.. Karşısında basın mensuplarından oluşan bir ordu ve mükemmel eseri karşısında alkış tutan bir hayırsever destek grubu vardı..Dayanışma diyoruz ya..İşte örnek, gıpta edeceğimiz bir model..‘Paylaşmak güzeldir’ sloganıyla harekete geçen İskenderun Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Kaymakam Cengiz Horozoğlu önderliğinde ‘Sosyal Market’in yeni hizmet binasına ev sahipliği yapıyordu.Sımsıcak bir oda..Sevgiyle kuşanmış giysiler vardı askılarda..Kimbilir, çocuğunuzun kullanmadığı bir oyuncak, belki de Yıldırmtepe’deki evladımız Mehmet’i ya da Buluttepe’deki çocuğumuz Ahmet’i sevinderecek..Kimbilir, kullanmadığımız bir battaniye, neden geceleri üşüyerek yatan Kocatepe’deki kızımız Ayşe’yi ya da Fatma nineyi ısıtmasın?Bir giysi..Bir çift papuç..Tıpkı Sosyal Market’in yan duvarını ısıtan tabeldaki sözler gibi:“- Bu markette para değil, sevgi geçerlidir.”Teşekkürler sayın Horozoğlu..Ve bu sevgi pınarını destekleriyle uluslararası alana taşıyan tüm hayırseverlere..
ACİL BİR EYLEM PLANI HAZIRLAMALIYIZ!
Dünya Gazetesi, yine kent adına önemli bir çalışmaya imza attı.
Bölgeye yön verenler ışığında iyi bir analiz, iyi bir araştırma..
Yıldız Doğruer’i kutluyorum.. Yazısında Hatay’ın değerlerini ön plana çıkarmış..
Günlük iş hayatımızda, belli mesajları algılayabilmemiz açısından masamızın bir ucunda mutlaka durması gereken bir çalışma..
Çünkü, herşeyi çabuk unutuyoruz..
Bazen de rakamları şaşırıyoruz..
İşadamlarını da sadece etrafa para dağıtması gereken bir sömürü aracı olarak görüyoruz..
Bu tür dergiler, geleceği okumamızda iyi bir yol haritasıdır.
Genelde, yayımlanan tüm makaleler ‘İyi niyet’ planları üzerine inşaa edilir..
Uyarılar da, pragraf aralarında silik ve donuk kalırdı..
Ama bu kez bir haykırış vardı dergi sayfalarında..
Ve taşıdığım endişelerle birlikte, kafamdaki soru işaretleri de artmış oldu.
Öncelikle, ‘birşeylerin yerinde gitmediğine’ işaret eden bir takım ipuçlarını görmek, rahatsızlık uyandırdı bende..
Çünkü biz genelde hep aynı dili kullanmaya alışığız..
Ama bu sefer farklı bir anlayış, farklı bir çıkış, farklı bir üslup vardı..
Satırbaşlarında verilen mesajlarda, tepkinin boyutunu tenefüs etmemek mümkün değil..
Mesaj 1:
İskenderun Kaymakamı Cengiz Horozoğlu rakamlarla konuşuyor..
* Hatay 2006 yılında 1 milyar 340 milyon YTL vergi tahakkuku sağlamış, bunun yüzde 88’ini yani 1 milyar 179 milyon YTL’sini tahsil etmiştir.
Ve bir hatırlatma..
Genel bütçe gelirleri içinde yüzde 0,86’lık payı ile 9. sırada yer alıyor Hatay..
Normalde böylesine rakamlara alkış tutmamız gerek..
Hoşnut kalmamız gereken oranlar..
Ama Kaymakam Cengiz Horozoğlu lafı çakıyor..
Rakamlara bakarak herşeyin iyi olduğu kanaatine kapılmanın yanlışlığına işaret ediyor..
Peki bu ne anlama geliyor? Kaymakam Horozoğlu’ndan dinleyelim:
* Hatay’da istihdam sorunu var.
* Hatay, işsizlik oranında 4. sırada..
* İşsizlik oranı yüzde 17.9’a yükseldi..
(Bendeniz, yüzde 12’lerde seyrettiğini bilirdim..)
Demek ki artış söz konusu..
Peki bu olumsuzluğu gidermenin yolları yok mu?
Elbetteki var..
Mesaj 2:
İskenderun Kaymakamı Cengiz Horozoğlu bu kez yapısal reformlardaki hantallığımıza ince balans ayarı çekiyor.. Uyarıyor:
* Hatay’ın zayıf yanlarının güçlendirilmesi amacıyla geleceğe yönelik kararlar almalıyız..
* Bir eylem planı hazırlamalıyız,
* Çalışmalar yapmalı ve uygulamaya geçmeliyiz..
Hani hep ısrarla üstüne durduğumuz bir ‘dayanışma’ hamlesi var ya, işte bu tür bir birliktelikten söz ediyor.
Bunu da gayet açık ve anlaşılır bir dille anlatıyor:
* Varlık içinde yokluk çekmeyelim.
* Çok çalışalım.
* Organize olalım.
Ve sonuç..
Başarı ve refah mutlaka gelecektir..
Aynı dergide, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Hatay Şube Başkanı M. Fatih Tosyalı’nın enfes bir sözünü anımsadım, şöyle başlıyordu:
“-Bugün yaşanan taze bir maceranın yarını düşünmeye fırsat vermediği günlerin etkisindeyiz. Böyle günlerde amaç tektir. Başarının anahtarını elinde bulundurmak..”
BU MARKETTE PARA DEĞİL, SEVGİ GEÇERLİDİR
Söz konusu mutlu ve sevgi dolu bir paylaşım olunca, yere göğe sığamıyoruz..
Sevgi ve dayanışmanın başaktörü yine Kaymakam Cengiz Horozoğlu oldu..
Kalbi yerinde oynayacak gibiydi.. Karşısında basın mensuplarından oluşan bir ordu ve mükemmel eseri karşısında alkış tutan bir hayırsever destek grubu vardı..
Dayanışma diyoruz ya..
İşte örnek, gıpta edeceğimiz bir model..
‘Paylaşmak güzeldir’ sloganıyla harekete geçen İskenderun Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Kaymakam Cengiz Horozoğlu önderliğinde ‘Sosyal Market’in yeni hizmet binasına ev sahipliği yapıyordu.
Sımsıcak bir oda..
Sevgiyle kuşanmış giysiler vardı askılarda..
Kimbilir, çocuğunuzun kullanmadığı bir oyuncak, belki de Yıldırmtepe’deki evladımız Mehmet’i ya da Buluttepe’deki çocuğumuz Ahmet’i sevinderecek..
Kimbilir, kullanmadığımız bir battaniye, neden geceleri üşüyerek yatan Kocatepe’deki kızımız Ayşe’yi ya da Fatma nineyi ısıtmasın?
Bir giysi..
Bir çift papuç..
Tıpkı Sosyal Market’in yan duvarını ısıtan tabeldaki sözler gibi:
“- Bu markette para değil, sevgi geçerlidir.”
Teşekkürler sayın Horozoğlu..
Ve bu sevgi pınarını destekleriyle uluslararası alana taşıyan tüm hayırseverlere..