Çöp sorunuyla ilgili defalarca yazı yazdım..
Takıntı haline getirdim..
Çünkü..
Kirlilik, çağdaş toplumların omurgasına uymaz.. Modern hayata terstir.. İskenderun Belediyesi, işte son bir kaç haftadır, bu konuda gayret ediyor..
Çöp konteynırların temizliği, çöplerin toplanma işlemi kontrol altına alındı..
Bu durumdan vazife çıkarmamız gerekiyor.. Çünkü biz İskenderunlular’ın taşıdığı sorumluluklar var..
Herkesin, her istediği olmalı şeklinde bir kural olduğunu sanmıyorum..
Kanun yapıcılar, belediyelere tanınan hakları ‘toplumlar’ için kayıt altında tutarlar, vatandaşın şahsi keyfi için değil..
Çöp konusunda, hiç de belediyelere yardımcı olmuyoruz..
Her yanı kirletmekte üstümüze yok..
Hatırlayın.. Yaklaşık bir ay önce, bir basın toplantısında.. Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, “Bazı sorumsuz vatandaşlarımız, çekirdek kabuklarını gözümüzün içine bakarak, yerlere atıyor, ben de onların yanında ellerimle topluyorum, ders olsun diye..” demişti..
Haksız mı?
Ne değişti?
Pazar günü, sahil kordonunda aynı filmi izlemedik mi?
Vatandaşlarımız, güneşin keyfini çıkarırken, diğer yandan çekirdek çıtlatmadı mı?
Kaldırımlar, çekirdek kabuğu ile doldu..
Oturduğumuz banklar da öyle..
Üstelik, bunu gözünüzün içine bakarak yapıyorlar..
Yusuf Başkan haklı..
Bunun lami cimi yok..
Çöpleri yere atmak kadar, çağdışı bir hareket olamaz..
Çöp kutuları ne için monte edildi?
Üstelik, hiç kimsenin babasının uşağı yok.. Temizlik işçilerine yazık!
Garibim, otların içerisinde çekirdek kabuğu ayıklıyorlar..
Olacak iş değil!
Normal bir insanın yapacağı bir hareket de değil bu!
Avrupa ülkelerinde değil, çekirdek kabuğu.. Sıkıysa, yere tükürün de göreyim..
Alnınızı karışlarlar, alnınızı..
Yersiniz, Euro cinsi yüklü bir cezayı, o zaman görürsünüz anyayı, konyayı..
Bakın bakalım, bir daha yapacak cesareti olacak mı?
Tabii ya, burası İskenderun!
Türkiye’nin küçük bir şehri..
Bir belediye başkanına yerden çekirdek kabuğu toplatmak hak mı?
Olmamalı..
Herkes, kendi sorumluluğunu, vatandaşlık görevini yerine getirse, bugün belki de bu yazıyı yazmıyor olacaktım..
Ama hayır..
İlla ki, ters giden birşeyler olacak, öyle değil mi?
Bunu mu istiyoruz?!
Ama görüyorum ki.. Akıl vermeye üzerimize yok.. İskenderun Belediyesi’ne, yerel idarecilere, milletvekillerine, ‘yol’ gösteririz de, sıra bize gelince, ortalıkta olmayız..
Köşeme taşıdığım başlık gibi..
Maalesef durum bu..
– “Almaya şahin gibiyiz..
Vermeye gelince, iki iyilik bir arada olmaz deriz.”
* Çöplerimizin temizlenmesini isteriz..
* Kapımızın önünün süpürülmesini bekleriz..
* Çekirdek çıtlatır, temizleyecek adam bekleriz..
* Yol isteriz..
* Asfalt isteriz..
* Bulvar isteriz..
* Kaldırım isteriz..
* Sivrisinek aracı isteriz..
* Temiz su isteriz..
* Park isteriz.. İster oğlu isteriz..
Ama, iş bir hizmete destek vermeye gelince, ortalıklarda yokuz..
Oysa, fidan dikebiliriz..
Oysa, çöpçü beklemek yerine, evimizin önünü bizler temizleyebiliriz..
Oysa, parklarımızı koruyabiliriz…
Oysa, çekirdek kabuklarını yere dökenleri uyarabiliriz..
Ve daha nice hizmette bulunabiliriz.. Bunun için destek birimi kurmaya bile gerek yok..
Sadece vazifemizi yapalım..
Çağdaş bir kentin, çağdaş bir ferdi gibi davranalım..
Özetle.. Almaya şahin gibi olmak yerine, biraz da fedakarlıkta bulunalım..
OTELİ NEDEN BİZ KURMUYORUZ?
İskenderun’da, bir 5 yıldızlı otelin bulunmayışıyla ilgili, dizlerimizi vuruyoruz ya..
Bitsin artık bu çile..
Öyle Fransız, Alman yapımı ortak girişim gruplarının tavsiyelerine de bakmayalım..
Kendi işimizi, kendimiz yapalım..
Yazık, dünya kadar para harcıyoruz, 5 yıldızlı otellere..
Devir, tasarruf devri..
Ya da başka bir deyimle, yatırım devri..
İskenderun’da, hayırsever işadamlarımızın katkılarını yok saymak mümkün değil..
Hatay ekonomisine sağladıkları pozitif enerjiyi bilmeyenimiz yok artık..
O halde, ‘Ortak Girişim Grubu’ adı altında bir yatırım hareketi başlatmak zor olmasa gerek..
İşadamlarımızın, İskenderun’a hayat verdiğini biliyorum.. Ve bu hayat, umarım İskenderun’a bir 5 yıldızlı otelin yapım reçetesi olur..
Bu fikir..
AK Parti Musa Kurşun ile birlikte yaptığımız programda çıktı..
Bakarsınız, vesile olur!