Ankete inanma, anketsiz de kalma..
Biraz abartılı oldu ama olsun.. Ne derseniz deyin, anketler, kamuoyu yoklaması açısından önemli.. Hiç olmazsa ‘karar verme’ noktasında hafızamızı tazeliyor..
Yorum yapma hakkı tanıyor..
Bilinçli ve konuşan bir toplumuz neticede..
Siyaseten eksik kalan bir yanımız da yok..
O bakımdan, şöyle etraflıca, \’Bu pazar günü bir genel seçim olsaydı ne olurdu?\’ sorusuyla karşılaşınca da, kendimize zaman zaman sorarız:
– Hangi parti, ne iş yapar?
Günlük hayatımızda, kahvehaneler dahil, sokaklarda bunu hep konuşur, tartışırız..
O halde GENAR Araştırma ve Danışmanlık Merkezi\’nin yaptığı \”Türkiye Toplum ve Siyaset Araştırması 2009 Üçüncü Çeyrek verileri\”ni ele almakta fayda var..
Eğer, siyasi konjonktürde bir değişim olmazsa, genel seçim takvimi 2011 yılının mayıs ayını gösteriyor..
Daha neredeyse 1.5 yıl var..
Haklısınız, siyasette her an, herşey olabilir..
Ancak..
Şimdilik, ‘bu pazar bir genel seçim olsa ne olur?’ sorusunun cevabı da pek şaşırtıcı bir bilgiyi karşımıza koymuyor.. İktidarın yine AK Parti olacağını sadece GENAR’ın anketleri değil, SONAR’ın araştırması da ortaya koyuyor..
Ama rakamlar değişkenliği tetikliyor.. O yüzden, biraz ‘Rakam Açılımı’ yaparak, siyasi konjonktürün etkilerini ele almak istedim..
2009 yılının 3. çeyreğine dair yapılan anket, \”Demokratik açılım\”, \”Ermenistan protokolü\”, \”yeni kabine\”, \”Mustafa Sarıgül ve yeni partisi\”, \”kurumlara güven\” gibi başlıklarla halkın nabzını tuttu.
Çıkan sonuçlarda ilginç başlıklar da var..
* Toplumun büyük çoğunluğu \”demokratik açılım\”a dair umutsuz. Ankete katılanların yüzde 40,9\’u açılımın başarıya ulaşacağını düşündüğünü belirtirken, yüzde 59,1\’i ise demokratik açılımın başarıya ulaşmayacağını öngörüyor.
* Toplumun \’Kürt sorununu\’ Türkiye\’nin önemli bir sorunu olarak görme durumu da ilginç sonuçlar verdi. Kstılımcıların yüzde 43,7\’si bu sorunun önemli bir sorun olmadığını ifade ederken, yüzde 56,3\’ü \”Evet, Kürt sorunu önemli bir sorundur\” dedi.
* \”Türk halkı ve Kürt halkı arasında temel bir geçimsizlik olup olmadığı\” şeklindeki soruya \”Evet, temel bir geçimsizlik olduğunu düşünüyorum\” şeklinde cevap verenlerin oranı yüzde 26,8 olurken, Hayır, temel bir geçimsizlik olduğunu düşünmüyorum\” diyenlerin oranı yüzde 73,2 gibi yüksek bir oran çıktı.
* Muhalefetin \”demokratik açılım\” sürecinde hükümeti yönelik \”Bu bir ABD ve AB projesidir\” eleştirisi toplumu ikiye böldü. Yüzde 49,2 buna katılıyorum derken, yüzde 50,8 bu eleştiriye katılmadığını söyledi.
***
GENAR\’ın yaptığı ankete göre, toplumun büyük bir kısmı ana muhalefet partisi CHP\’nin Kürt sorunu hakkında bir çözüm önerisi olduğuna inanmıyor. Ankete katılanların yüzde 25,1\’i CHP\’nin Kürt sorununa karşı bir çözüm önerisi olduğunu düşündüğünü belirtirken, yüzde 74,9 gibi büyük bir kesim ise çözüm önerisi olduğunu düşünmediğini söyledi. Bu sorunun MHP\’li biçimi de CHP\’ye yakın sonuçlar çıkardı. MHP\’nin bir çözüm önerisi olmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 21,3 iken çözüm önerisi olmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 78,7 oldu.
\”Hükümetin gündeme getirdiği \”demokratik açılım\” çalışması yapılmamış olsaydı, bunun yerine toplumun önerdiği çalışmalar\” başlıklı kısımda ise halkın Kürt sorununa yönelik çözüm önerilerine yer verildi.
Katılımcıların yüzde 43\’ü \”bu konu hakkında fikrim yok\” derken, cevap verenlerin 1. çözüm önerisi \”bölge ekonomisinin düzeltilmesi\” şeklinde oldu. Bunu \”İşsizlik oranının düşürülmesi-iş imkânlarının artırılması, Eğitim sorunun çözülmesi, Sorunlu bölgeye yatırımın teşvik edilmesi\” gibi yine ekonomiye yönelik cevaplar izledi.
SONUÇ NE OLUR?
Son seçimden altı ay sonra siyasi tabloda dikkate değer bir değişiklik olmadı. Bu çerçevede muhtemel bir genel seçimde partilerin oy dağılımı aşağıdaki gibi olabilir gözüküyor:
• AK PARTİ : % 37.5
• CHP : % 24.7
• MHP : % 17.5
• DTP : % 6.6
• SP : % 4.4
• DİĞER : % 9.3
BURAYA DİKKAT!
HALKIN 3/1\’İ SARIGÜL\’ÜN
İKTİDARA GELECEĞİNE İNANIYOR
Katılımcıların %31.7’si Mustafa Sarıgül’ün kurduğu Türkiye Değişim Hareketi’nin başarıya ulaşıp iktidara geleceğine inanıyor, %33.5’i ise bu harekete “oy verebileceğini” söylüyor. Bu oran Sarıgül’ün toplumun üçte biri içinde hareket edebileceğini gösteriyor. Zira, diğer kesim, yani %66.5, “kesinlikle ona oy vermeyeceğini” belirtiyor. Toplumun üçte birinin oluşturduğu siyasi bir alan, iktidar mücadeleleri için oldukça geniş ve rahat bir manevra alanı olarak görülebilir. Yapılan analizler, Sarıgül’ün, en çok CHP’den olmak üzere (CHP’nin %42.5’i), tüm partilerden ve kararsızlardan oy alabileceğini ortaya koyuyor.
TSK’YA GÜVEN 1. SIRADA
Kurumlara güven algısında Ordu, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM’nin başında yer alıyor. Buna göre, soruya konu olan kurumlara dair güven algısı şöyledir:
• Orduya güven :%80.6
• Cumhurbaşkanlığına güven :%65.0
• TBMM’ye güven :%63.2
VE YORUM!
GENAR’ın anketine bakıp, şunu rahatlıkla söyleyebilirim..
* AK Parti alternatifsiz görünüyor ama, son dönemlerde yaratılan, suni gündemlerle yüzde 10 gibi bir oy oranını kaybetmişe benziyor.. Hatay’da yeni yüzlerin partiye kaydolmasıyla birlikte, adı daha şimdiden milletvekili adayı olarak lanse edilen isimler de yok değil.. Bana sorsanız, yaklaşan genel seçimlerdeki AK Parti’nin ‘aday listesi’ sürpriz isimlere gebe..
* CHP’nin oyunu bir miktar artırdığı görülüyor.. Ama anketlere verilen cevaplara bakılacak olursa, Türkiye Değişim Hareketi’nin, henüz partileşmeden iyi bir hava yakaladığı gözüküyor. Oyun büyük bir bölümünü CHP’den alabileceği öngörüsü, bana göre solda yeni bir ‘arayış’ yaşatması bekleniyor..
Bu durumun, başta CHP olmak üzere, diğer partiler ve kararsızları da etkiliyor..
Henüz erken ama, YDH’nin varlığı, Hatay’da CHP’de devamlı ilk üç sırayı paylaşan milletvekili listesini zora sokması bekleniyor..
* MHP’de durum pek değişmiyor. Milliyetçi söylemleriyle oy oranını artırmış görünüyor. Bu yüzden böleni olmadığından, yaklaşın genel seçimlerde yine iki milletvekili çıkaracağı kesin gözüyle bakılıyor.
* Ve ordu.. Hakkında sayısız spekülasyonlar ortaya atılmasına rağmen, halk TSK’ya güveniyor.. TSK’nın zaman zaman haksız yere karalandığının farkında..
Yüzde 80’lik oy tablosu, son dönemlerde ortaya atılan iddialara en güzel cevap olsa gerek..
Özetle..
Bugüne dek sayısız anketler inceledim..
Sadece sayılar ve aktörler değişiyor..
Fakat, halkın hep gelişmelere dair umutsuzluğu sürüyor..
Hangi parti iktidara gelirse gelsin, kazanan hep milletvekili oluyor..
Halka düşen görev ise, -eğer varsa hizmetler- oylarıyla, o kazanca ortak olmak!
REMZİ ÇAYLI ÜZERİNE..
2 Nolu Esnaf ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Remzi Çaylı’nın, hizmet binasını satacağı yönündeki son hamlesi üzerine bir yazı yazmıştım..
Bir vatandaşımız aradı (İsmi bende saklı):
Birkaç soruyla, kooperatifin yoklanması gerektiğine işaret etti..
İşte o sorular:
1- Bir hizmet binası satılırken, üyelerin kaçta kaçının oyu gerekiyor?
2- Remzi Çaylı tarafından yaptırıldığı iddia edilen Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki konutlar üzerinde, -geçmiş dönemde- İskenderun Belediyesi tarafından 1 trilyon liralık ipotek konulmuş mudur?
3- O ipoteğin kaldırılması için -günümüzde- araya aracılar girmiş midir?
4- Kooperatifte 5 bin liralık telefon görüşmesi yapılmış mıdır? Bu para kim tarafından ödenmiştir?
5- Kooperatif adına tatile giden olmuş mudur?
6- Bu iddiaların bir kısmıyla ilgili kooperatif adına bir dava açılmış mıdır?
TAM GDO’LUK!
Yılmaz Özdil yazmış:
“- Genetiği değiştirilmiş gazeteci:
Bi bakarsın demokrat, bi bakarsın, a-aa, cemaatçi… Köksüz ve omurgasız olduğu için, akredite geni direkt cüzdana monte edilir. Yılışıklık sistemini güçlendirir, sırnaşıklık sistemini özendirir, namuslu vatandaşın bünyesinde alerji yapar.”
Aklıma bizim camiadan biri geldi..
Daha düne kadar, Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek için, ulu orta ‘gitmeyin arkadaşlar onun toplantısına.. Bize yanlış yapıyor” diyen bir meslektaşımız daha birkaç gün önce belediye başkanı ile bir araya geldiğinde, şöyle konuşmuş:
– Her zaman sizlerle birlikte çalışmaya hazırız. Her harekette size sonsuz desteğimiz olacak. Üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız..”
Niçin dersiniz?!