CHP’DEKİ SESSİZLİK ÇÖZÜM DEĞİL!

Cumhuriyet Halk Partisi ilçe teşkilatı bu aralar, “AKP ile Mete Aslan polemiğe girsin, ben de bundan oy hesabı yapayım” dercesine yaklaşıyor insanlara..
Hatırlarımda..
Bir zamanlar, ‘ezilenlerin’ mücadelesini veririrdi CHP oysa.. Ya da söylemi öyleydi..
Maalesef Türkiye’de siyaset, temel değerlerin altında kaldı..
Artık siyasi partilere baktıkça, yıkılan ve eziyete mahkum edilen bir halkın varlığını daha iyi görebiliyorum..
Şimdiden yeni alternatifler veya yeni isimlerin üzerinde durulması ondandır..
Düşünebiliyor musunuz?
70 milyonluk bir Türkiye’de, insanların hayat tercihlerini, ferdi özgürlüğünü anlayabilecek, merhametli davranabilecek, evrensel bir dil kullanabilecek, topluma yeni anlamlar yükleyebilecek, manevi limanların varlığından söz edebilmek mümkün değil.. Alternatif isimler üretmekte zorlanıyoruz..
Değil mi ki, inanca saygı gerçeğini CHP hep ihmal etti..
Değil mi ki, CHP’den kopmalar işte bu yüzden gerçekleşti..
Artık solun arkasında efsane bir örgüt tabanı yok..
Bir zamanlar 30 yıl solun kalesi olan İskenderun’da yaşanan ‘değişim’ bunun en çarpıcı örneği değil mi?
Küskünler hep gözardı edilmedi mi?..
CHP değişimlerden hep kaçmadı mı?..
CHP’nin halen muhalif olan aynı isimlerle yol ayırımına düşmediğini kim iddia edebilir ki?
Zafer Kutlu..
Mevlüt Dudu..
Ve Nihat Karpuz..
CHP’nin tabanı şimdi bu üç ismi sorguluyor..
İster istemez, her kafadan bir ses çıkıyor..
İlçe teşkilatının kongresini hatırlayın bakalım..
Nihat Karpuz’u karşılarında gören muhalifler artık, “Belediye başkan adayı olmamalı” demek zorunda hissetmediler mi kendilerini..
Üstelik bu grup, Deniz Baykal’la da problem yaşıyor..
Sosyal demokrat çizginin yükselişinden sözediyorlar, ama demokratlığa sığmayan belli isimlere de işbirliği yapmaktan da geri kalmıyorlar..
Öyle olunca da..
Daha çoğulcu, daha katılımcı, daha şeffaf bir düzen arayışı ne yazık ki, başlamadan hüsrana uğradı..
CHP bu gerçeği hep ihmal etti.
Dahası, CHP İskenderun ilçe teşkilatındaki sessizliğin temelinde yatan unsur da bu aslında.. Artık, genel merkezin düştüğü hatalara düşmek istemeyen bir ilçe teşkilatı var İskenderun’da..
Bu bir başlangıç..
Diyorum ki..
Parti kurultaya hazırlanıyor.. Deniz Baykal, tarihi bir fırsatı elinin tersiyle itiyor..
Yeni isimlerden kaçıyor.. Görevi bırakmaktan korkuyor..
Emeğinden, vizyonundan, gücünden faydalanacağı politikacılardan uzak duruyor..
Bir İskenderun’un, bir Antakya’nın ya da bir Mersin’in, CHP’ye olan güvenini zedeleyen hatalar zinciridir bunlar..
O bakımdan, iktidar partisi ile üç dönemdir İskenderun’da belediye başkanlığı yapan Mete Aslan’ın polemiğe girebilme beklentilerinden haz duyması  ve CHP’nin bundan faydalanarak, oy hesabına girişmesinin, parlak bir sonuç getirmeyeceği aşikardır..
Toplumlar genelde, elini taşını altına koyan, seven ve kendini sevdiren dürüst siyasetçilerin varlığına saygı gösterirler..
Hizmet getiriyor mu, ona bakarlar..
Yanlışlarda da, iktidarın başına çöken bir muhalif gibi davranıyor mu, böylesini gözetler, başlarına tac ederler..
Ve insanın değer kimyasında biraz çeşit ararlar..
Şöyle ki..
Vatandaş aynı zamanda, İskenderun’a talip olanın şahsiyetinde ve siyasi kimliğinde hem demokratlık, hem muhafazakarlık, hem de milliyetçilik değerlerini birarada görmek istiyor..
Unutmadan..
Korku kalıbı olarak örülen dedikodu duvarındaki, Mete Aslan+AKP+MHP zıtlaşmasını içeren senaryodan, “gelsin oylar” hesabıyla CHP’nin dikiş tutturamayacağı da bilinmelidir..
İskenderun’un mayası buna müsait değildir..
Ama şunu da görmek gerekiyor..
İnsanları ‘oy’ kisvesi altında değerlendirmek, halkın bundan böyle kanmayacağı basiretsiz bir düşünce ürünüdür..
Halk artık elindeki her değerli oyu, inandıkları değerlerle, kendisine ve memleketine yapılan hizmetlerle ölçüyor.
Halk gözünü açtı artık..
Hanesine uğrayanın, her gazına veya dolmuşuna gelmiyor..
Hele ki, sandık başında bilinçsiz hallerle ‘şu parti amblemine oy vereyim” demeyi tamamen uzak tutuyor yaşantısından..
Bilinsin ki, vatandaş adaylardan sadece hayır bekliyor ve doğruyu görmesini istiyor..
Bütün mesele bu!

Cumhuriyet Halk Partisi ilçe teşkilatı bu aralar, “AKP ile Mete Aslan polemiğe girsin, ben de bundan oy hesabı yapayım” dercesine yaklaşıyor insanlara..Hatırlarımda..Bir zamanlar, ‘ezilenlerin’ mücadelesini veririrdi CHP oysa.. Ya da söylemi öyleydi.. Maalesef Türkiye’de siyaset, temel değerlerin altında kaldı..Artık siyasi partilere baktıkça, yıkılan ve eziyete mahkum edilen bir halkın varlığını daha iyi görebiliyorum.. Şimdiden yeni alternatifler veya yeni isimlerin üzerinde durulması ondandır..Düşünebiliyor musunuz? 70 milyonluk bir Türkiye’de, insanların hayat tercihlerini, ferdi özgürlüğünü anlayabilecek, merhametli davranabilecek, evrensel bir dil kullanabilecek, topluma yeni anlamlar yükleyebilecek, manevi limanların varlığından söz edebilmek mümkün değil.. Alternatif isimler üretmekte zorlanıyoruz..Değil mi ki, inanca saygı gerçeğini CHP hep ihmal etti..Değil mi ki, CHP’den kopmalar işte bu yüzden gerçekleşti..Artık solun arkasında efsane bir örgüt tabanı yok..Bir zamanlar 30 yıl solun kalesi olan İskenderun’da yaşanan ‘değişim’ bunun en çarpıcı örneği değil mi?Küskünler hep gözardı edilmedi mi?..CHP değişimlerden hep kaçmadı mı?..CHP’nin halen muhalif olan aynı isimlerle yol ayırımına düşmediğini kim iddia edebilir ki?Zafer Kutlu..Mevlüt Dudu..Ve Nihat Karpuz..CHP’nin tabanı şimdi bu üç ismi sorguluyor..İster istemez, her kafadan bir ses çıkıyor..İlçe teşkilatının kongresini hatırlayın bakalım..Nihat Karpuz’u karşılarında gören muhalifler artık, “Belediye başkan adayı olmamalı” demek zorunda hissetmediler mi kendilerini..Üstelik bu grup, Deniz Baykal’la da problem yaşıyor..Sosyal demokrat çizginin yükselişinden sözediyorlar, ama demokratlığa sığmayan belli isimlere de işbirliği yapmaktan da geri kalmıyorlar..Öyle olunca da.. Daha çoğulcu, daha katılımcı, daha şeffaf bir düzen arayışı ne yazık ki, başlamadan hüsrana uğradı..CHP bu gerçeği hep ihmal etti. Dahası, CHP İskenderun ilçe teşkilatındaki sessizliğin temelinde yatan unsur da bu aslında.. Artık, genel merkezin düştüğü hatalara düşmek istemeyen bir ilçe teşkilatı var İskenderun’da.. Bu bir başlangıç..Diyorum ki..Parti kurultaya hazırlanıyor.. Deniz Baykal, tarihi bir fırsatı elinin tersiyle itiyor.. Yeni isimlerden kaçıyor.. Görevi bırakmaktan korkuyor..Emeğinden, vizyonundan, gücünden faydalanacağı politikacılardan uzak duruyor..Bir İskenderun’un, bir Antakya’nın ya da bir Mersin’in, CHP’ye olan güvenini zedeleyen hatalar zinciridir bunlar..O bakımdan, iktidar partisi ile üç dönemdir İskenderun’da belediye başkanlığı yapan Mete Aslan’ın polemiğe girebilme beklentilerinden haz duyması  ve CHP’nin bundan faydalanarak, oy hesabına girişmesinin, parlak bir sonuç getirmeyeceği aşikardır..Toplumlar genelde, elini taşını altına koyan, seven ve kendini sevdiren dürüst siyasetçilerin varlığına saygı gösterirler..Hizmet getiriyor mu, ona bakarlar..Yanlışlarda da, iktidarın başına çöken bir muhalif gibi davranıyor mu, böylesini gözetler, başlarına tac ederler..Ve insanın değer kimyasında biraz çeşit ararlar..Şöyle ki..Vatandaş aynı zamanda, İskenderun’a talip olanın şahsiyetinde ve siyasi kimliğinde hem demokratlık, hem muhafazakarlık, hem de milliyetçilik değerlerini birarada görmek istiyor..Unutmadan..Korku kalıbı olarak örülen dedikodu duvarındaki, Mete Aslan+AKP+MHP zıtlaşmasını içeren senaryodan, “gelsin oylar” hesabıyla CHP’nin dikiş tutturamayacağı da bilinmelidir..İskenderun’un mayası buna müsait değildir..Ama şunu da görmek gerekiyor..İnsanları ‘oy’ kisvesi altında değerlendirmek, halkın bundan böyle kanmayacağı basiretsiz bir düşünce ürünüdür..Halk artık elindeki her değerli oyu, inandıkları değerlerle, kendisine ve memleketine yapılan hizmetlerle ölçüyor. Halk gözünü açtı artık..Hanesine uğrayanın, her gazına veya dolmuşuna gelmiyor..Hele ki, sandık başında bilinçsiz hallerle ‘şu parti amblemine oy vereyim” demeyi tamamen uzak tutuyor yaşantısından..Bilinsin ki, vatandaş adaylardan sadece hayır bekliyor ve doğruyu görmesini istiyor..Bütün mesele bu!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.