AKP’nin bile kapatılma durumu karşısında bir A veya B planı vardı.
Bunu açıkladılar.
Ama, CHP ne bir plan ne de herhangi bir fikir ortaya koyabiliyor..
Çünkü açıklamıyorlar!
Belki de sessizce çalışıyorlardır.
Ama kiminle?
Önceleri CHP Milletvekili Fuat Çay, Aziz Yazar’la ya da Nihat Karpuz’la birlikte giderdi İGC’ye..
Şimdi ise tek başına..
(……….)
Çay’ın, basın toplantısının amacını aynı partiye mensup çevre belde belediye başkanlarına soruyorum.
Haberleri bile yok!
Toplantı saatinde, Karaağaç Belediye Başkanı Necmettin Acar yanımdaydı..
Vaktim ya da toplantı saati daha önce bildirilmiş olsaydı bana, açıklamalarını dinlemek ve bir de bazı sorular sormak isterdim.
Bu soruların her gazetecinin aklından geçen sorular olduğunu tahmin ediyordum.
Meğerse öyle değilmiş..
Toplantıyı takip eden Mürsel arkadaşımı aradım, meğerse herkes sadece saygısını, sevgisini ilan etmiş..
Olacağı buydu..
Anlayacağınız ya kimseler sormaya cesaret edemedi ya da soru soracak kabiliyette gazeteci kalmadı camiamızda..
O zaman makarayı biraz başa alalım..
Bir hırsızlık hikayesi döndü CHP’de, hatırlarsınız..
Sonra adına ‘karar defteri’ çalınmadı dediler. Hatta iddia bu ya, CHP’li yönetici Şükrü Kanat defteri aldığı gibi milletvekili Gökhan durgun’a götürmüş, o da Deniz Baykal’a..
Zaten birkaç parçaya bölünmüş CHP, böylece daha da parçalandı.
Şimdi herkes küskün!
Milletvekili Aziz Yazar ortalıkta yok!
Nihat Karpuz çoğu insanla ters..
Fuat Çay bildiğini okuyor!
Zeki Çıkan, A. Rıza Toprak, Hasan Güden, Şükrü Kanat ve meclis üyesi Yusuf Tümkaya’nın partiden ihraç edilmesi istemiyle disiplin kuruluna sevk ediliyorlar..
Kesmiyor..
CHP Hatay İl Yönetim Kurulu bu kararı kabul ediyor.
Ve..
Fuat Çay, İGC’yi ziyaret ediyor. Tek bir gazeteci çıkıp, ‘disiplin kuruluna sevk edilen
İsimler’ hakkında ‘soru sorma’ moduna giremiyor.
CHP’de sular ne zaman durulacak, diyemiyor.
Kimi haklı, kimi haksız gördüğünün cevabını aramıyor.
Disipline sevkedilen isimlerin ‘neyle suçlandıklarını’ söylemiyor.
Bir günah coğrafyası çıkarıp, vebalini üstlenmiyor.
Ve seçimlere 8 ay kaldı..
CHP’de başıboşluk sürüyor.
Artık bunun ne anlama geldiğini de Fuat Çay biliyordur muhakkak..
Hazır, tek başına yürüdüğü bu ziyaretler programında, buna da bir cevap bulacaktır herhalde..
Ama tek başına, ama ekibiyle..
Eğer ortada anlatabileceği bir ekip kalmışsa tabii!!!
15 YILDA KOCA BİR ŞEHİR KURULUR MU?
AK Parti İlçe Başkanı Musa Kurşun, Denizciler Belediye Başkanı Esabil Soydan’ın, milletvekili Orhan Karasayar, gerekse teşkilat ve daire müdürlerine yönelik verdiği kahvaltıda yine tartışma yaratacak bir söz sarfetti.
Dedi ki:
“İskenderun Belediyesi bugüne dek ne yaptı? 15 yılda koca bir şehir kurulurdu…”
Kurşun’un bu sözleri, kanatlana kanatlana uçmaya hazır bir kuş gibi..
İskenderun’a talip olduklarından Belediye Başkanı Mete Aslan’ı kastettiği ortada, ama bu sözleri muhattap alması gereken onlarca belediye de var çevrede..
Kurşun’u anlıyorum.. Bu davranışın, seçmenleri hoşnut etmeye ve etkilemeye yönelik olduğunu biliyorum.
Tamam.. Hitabetin temelinde, konuya sarsıcı olaylara bodoslama dalışın yattığını da anlattılar bana..
Tamam.. Seçmenlerde anlattıklarınızla merak uyandırmak faslı da, öncelik meseledir.
Ama böyle manasız bir cümlenin sarfedilmesinin bir getirisi de yok diye düşünüyorum.
Daha toplantı mekanından ayrılar ayrılmaz, gazeteciler birbirine sordu:
“- Koca bir şehir 15 yılda kurulur mu?
Kurulur diyen de oldu, kurulmasını hayal gören de..
Şimdi soru şu:
– Koca şehir kurmak isteyenler, AKP’li belediyelerin de durumunu görmüyor mu?
– Koca şehir kurmaya talip olanlar, hükümetin ödenek miktarını bilmiyorlar mı?
– Hatay’ın tamamını kapsayan projeler için gerekli paranın 1 milyar 659 milyon YTL. olduğunu, dahası bu bedeli karşılayacak ödenek miktarının bu yıla ait tutarın sadece 287 milyon YTL olduğunu okumuyorlar mı?
Herhalde koca bir şehir kurmayı hedefleyenlerin, bunun bedelinin katrilyonları bulabileceğini masabaşında henüz hesaplayamadılar.
Ne dersiniz, bu tartışma büyüyeceğe benziyor!
İKİ YAPRAKLI GAZETELER!
15 günde bir TV’ye bir gazete gelir..
Haftalık!
İç içe ikişer yaprak..
Haberler bayat..
Manşet, mutfaktan çıkmamış..
Bildik haberler, önceden okuduklarınız yani..
Nedir bu?
Gazete!
Başındaki isim gazeteci..
İki satır fikir veya yorum eklemekten aciz..
İtibar görüyor mu? Görüyor..
Seninle aynı haklara mı sahip? Sahip..
O’nun abone bedeliyle, seninki aynı mı? Aynı..
Sonra ne olur bilir misiniz?
Sen ortaya çıkardığın fikirlerle, kamuoyu oluşturduğun için birilerinin hedefinde olursun, sevilmeyen adam ilan edilirsin..
Ya o iki yapraklı gazeteler..
Onlar ise, kültürsüz halleriyle birilerinin etekleri altında, ‘hizmetkar’ değil de, sadrazam olduklarını iddia ederler.
Gazetecilik ha..
Sevsinler böyle gazeteciliği..
HAZİNE!
Primemall’ın yeriyle ilgili bomba dedikodular bitmek bilmiyor. Bu büyük yatırım öncesi, birileri ortalığı bulandırmak, belki de farklı hesaplar peşine düşmek için aşa su katıyor olabilir.
Çünkü, Primemall’a ilgili söylentiler tavan yapmış durumda..
Herhalde sırf orası SİT alanı ilan edilsin diye, daha kazma bile vurulmadan gereksiz laflara gebe oldu.
Bomba haber şu:
– Alışveriş merkezinin kurulacağı yerde, altın dolusu hazine çıkmış..
Bu söylenti öylesine ayukka çıkmış durumdaki, üşenmedim, işadamı Nuri Üysen’e sordum:
“- Yılmazcığım, iş makinasının girmediği yerde altın nasıl bulunur? Bu söylentileri ben de işittim. Hatta muziplik olsun diye, Alman ortaklarımızı arayıp, altınları siz mi götürdünüz dedim, espiri konusu ettim. Bu tür yalan, dolanlarla işimiz olmaz” diyerek, böylesine asılsız dedikodulara tepki gösterdi.
Espiri bu ya..
Yarın birileri çıkar da, Cario’nun inşaa edeceği alışveriş merkezinin göbeğinde petrol çıktı dese, inanmayın..
Bakmayın, siz onların, “Feyezan’dan akan şey petroldür” diyen deli saçmalıklarına.
Külliyen yalan!!!