CİVELEK’TEN ‘BAKAN’A
HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ
İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf H. Civelek, Cuma günkü meclis oturumunda yoktu. Sebebini sordum..
“- Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Antakya’daki programına katıldı” dediler..
Nazik bir hareket..
Gerçi bir gün sonra, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başkan Civelek’in ‘hayırlı olsun’ ziyaretine karşılık verecekti. Yıllardır özlediğimiz tablo, nihayet gerçekleşti. Gösterişten uzak, samimi ve içten bir hareket olarak görüyorum. Bu konuda tek bir düşüncem var. O da, ziyaretin İskenderun adına olumlu gelişmelere vesile olması.. Sayın bakanın, İskenderun’a yaptığı ziyaret programını bu yönüyle önemsiyorum. Tıpkı, Civelek’in ‘particilik’ felsefesine aldırış etmeden, bakanı ziyaret etmesi gibi..
ÖZLENEN TABLO!
Cuma günü, İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in nezaket dolu davranışı karşılıksız kalmadı. Bakan Sadullah Ergin bir gün arayla, yani Antakya programı sonrasında İskenderun’a geldi. Ziyaret programı kapsamında İskenderun Belediyesi’ne de uğradı. Biliyoruz ki, eski başkanla birlikte başlayan ‘iktidar kutuplaşması’ neticesinde bakanların pek uğrak yeri değildi belediye.. Artık o günler geride kaldı. İki farklı siyasi düşünce olsa bile, siyasetin sadece hizmet aracı olduğunu görmek, ilerisi için umut verdi bana.. İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in, CHP Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar’la birlikte Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i kapıda karşılamasından tutun da, saygı ve nezaket dolu yaklaşım biçimine kadar, herşey içten ve samimiydi..
İşte özlediğimiz tablo buydu..
Yıllardır yazdığımız, çizdiğimiz, özlemle andığımız ‘istikrara endeksli’ günler yeniden yeşerdi.
Particilik yok..
Gövde gösterisi yok..
Ünvan, sıfat, büyüklük takıntısından eser yok..
Herkes rozetini bir kenara bırakmış, İskenderun için neler yapabilirimin peşinde..
Bakan Ergin, ‘Sayın Civelek, demokratik kişiliğini takdir ettiğim, sevdiğim ve saydığım bir dostumdur’ gibi sözlerle yüceltirken, belediye başkanı Civelek ise , ‘Sayın Sadullah Ergin’in bakanlığı, bizlere güç vermiştir. Kendileri övünç kaynağımızdır’ diyerek, kişilik yapısını taltif etmiştir.
En güzel ve en şık harektler bunlar..
Ve bana göre, bugün kendine ‘liberal’ ve ‘demokrat’ diyen bazı kişilerden çok daha dürüst, çok daha sahiciydiler. Bu ziyaret programını izlerken, bunu bir defa daha anladım..
Özetle.. Herşey yolunda.. İsteyince oluyormuş.. Kavgayla, gürültüyle, her gelen siyasetçiyi makamda bozmakla birşeylerin değişmediği gün gibi ortaya çıktı..
İskenderun Belediyesi’nin, bu güzel jesti en iyi şekilde değerlendireceğinden en ufak bir şüphem yok. İstikrarın ve halka hizmetin herşeyden önce geldiğini Sayın Sadullah Ergin, en şık ifadelerle yansıtmıştır. Bununla da sınırlı kalmadı ziyaret..
Bakan Ergin, dayanışma adına kulağımıza küpe olacak, ders niteliğinde çarpıcı bir cümle kullandı:
“- Hiç birimiz He-Man değiliz. İlimizin sorunlarının çözümü konusunda herkes kendi çapında işin ucundan tutacak. Sivil toplum örgütleri, meslek odaları, basınımız aynı hedefe kilitleneceğiz, Hatay\’ın kalkınması, gelirinin artırılması, Hataylının yüzünün gülmesi için hep birlikte çaba göstereceğiz. Elbirliğiyle Hataylının yüzünü güldüreceğiz.”
Çağdaş geleceğe odaklanmada temel felsefemiz işte bu sözler olmalı..
Çok doğru bir yaklaşım.. Seçimler geride kaldı. Artık gün, dayanışma günüdür.. Hizmet noktasında güçlerin birleşme vakti gelmiştir. Sayın bakan aslında, biz İskenderunlular’a yol haritası çizmiştir. Gelin, hep birlikte görevlerimizi, eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığımızı muhafaza edelim..
Sağolun sayın bakanım..
Bu onuru İskenderunlular’a yaşattığınız için!
HER ELEŞTİRİ BİR UYARIDIR
Bir diğer konu ise, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in basınla ilgili diyaloğu..
Ergin’in, eleştirilere açık bir siyasetçi olduğu bilinir. Hakkında yazılan yazılarla ilgili, ilgili gazetecileri sıkça aradığına defalarca tanıklık ettim.
Şu sözleri ‘eleştiri sınırları’ açısından oldukça anlamlı:
“Siyasetçileri eleştirmekten korkmayın. Her eleştiriyi bir uyarı olarak algılıyorum. Biz de insanız ve hata yapabiliriz. Sizler uyaracaksınız, bizler de doğruyu göreceğiz.”
Bu sözler üzerinden, İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek ile bir kıyas yapabilirim. Civelek’le ilgili olarak belediye başkanlığı görevi süresince çeşitli yazılar yazdım ve eleştirilerin her birine aynı olgunlukta karşılık verdi..
Küsmece, darılmaca yok..
Yüzünde hep aynı ifade.. Aynı tebessüm ve hatalardan ders çıkaran bir yapısı var..
Genel olarak, gerek sayın Civelek ve gerekse sayın Ergin’in eleştirilere karşı yaklaşımları aynı çerçevede birleşiyor:
“- İşimiz hizmet, gücümüz millet..”
İZDİHAMIN GETİRİSİ OLUR MU?!
Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, bakanlığı uzunca bir süreden beri hakkediyordu. 15 yıl sonra Hatay’a tekrardan nasip oldu. Sadullah Ergin’i yoğun bir gündem bekliyor, işi de zor mutlaka.. Bakan olduktan sonra Hatay’a gelmesi doğal ve sevindirici.. Ama Antakyalılar dozunu biraz kaçırmış..
Sadullah Ergin, Havaalanı’nda karşılanırken izdiham olmuş.
Rahatsız olduğu yüzüne vurmuştu bakanın.. Gerginliğini, polis otosunun megafononundan seslenirken, konuklara yansıtmıştı.
Tamam anlıyorum.. İnsanların sevgide kusur etmemesi, hürmette birinci sınıf muamele takınması gayet normal.. Hakları da..
Ama unutmayalım ki, sevgi insanın kişiliğinedir..
Makamına ya da ünvanına değil..
Sadullah Ergin, aynı Sadullah Ergin.. Çalışkan, tecrübeli ve bilgili..
Lütfen, seven onun için sevsin..
NE YAPTIN ERCÜMENT KİMYON?
Bir de gazetecilere derler, ‘Belgesiz yazmayın’ diye..
Beğenmeyen tutar ucundan, ‘yalan/yanlış haber yazıyorsunuz’ diye de sündürür olayı.. Öyle basit değilmiş işte..
Doğru inandığınız, doğru bildiğiniz hususlar bazen ispat gerekiyormuş.
CHP Belediye Meclis Üyesi Ercüment Kimyon’un, İskenderun Belediyesi’nde görevli müdürlerinin, daire amirlerinin –hem de mecliste- ‘istifasını’ istemesi, geçmiş yönetimle çalıştıklarını ima etmesi, meclis oturumunda muhalif kanadın tepkisini çekti.
Halbuki, aynı belediyede CHP’li olup da, yıllarca çalışan görevli isimlerin de varlığı sır değil.. Ercüment Kimyon belli ki, eski başkanın etrafında ‘fır’ dönenleri, makamını kötüye kullanıp artistik tavır sergileyenleri kastediyordur.
Haklıysa, teşhir etmeliydi..
Kaldı ki, 5393 sayılı Belediyeler Yasası’na göre, daire müdürlerini tayin etme, görevden alma hakkı, belediye başkanına ait.
O halde Ercüment Kimyon’a sormam gerekiyor:
– Meclisin sağ bölümünde oturan daire müdürlerine yönelik yaptığınız ‘istifa edin’ çağrısında amacınız gözdağı vermekse, yanlış bir hareket!
Hadi onu geçtim..
– Böylesine bir tasarruf hakkını elinde bulunduran belediye başkanı neden susuyor?
Meclis Başkanı Dr. Cemil Uğutmen’in, Kimyon’un sözlerini ‘grup adına konuşuyor’ şeklindeki desteği de, belediyede daire müdürlerine yönelik operasyonu da tescilliyor..
Bir de şöyle sorayım.. İskenderun Belediyesi’nde çalışıp da, aynı gün saat 16.00’dan sonra her daire müdürü, belediye başkanına durum raporu verir. Çalışıp, çalışmadığına dair her ayrıntıyı görme şansı vardır belediye başkanının..
İşini doğru yapmıyorsa, ‘nedenlerini gerekçe göstererek’ kapıyı gösterebilir..
Hani?
Kaldı ki, ideolojik yaklaşım ne zamandan beri ‘çıkış’ sebebi gösteriliyor.
Daha açık bir ifadeyle, belediyede görüştüğüm birçok daire müdürünün, bağlı oldukları kurumda belediye başkanının değişmesi üzerine ‘Başkanlar değişebilir, ama biz yine İskenderun için en iyi hizmeti vermekle mükellefiz. Gelen başkanın direktiflerinden, bilgi birikiminden ve tecrübelerinden faydalanmalıyız” şeklindeki görüşleri için ne diyeceğiz?
Günahları ne?
O zaman çıkıp, her belediye başkanı değiştiğinde, belediyelerde ‘kökten temizlik’ hareketi başlatın da, olay oldu/bittiye gelsin..
Bunu mu istiyorsunuz?
Hani standart..
Hani yasa..
Hani hukuk..
Zaten ikinci aya geçtik, daha ortada elde tutulur birşeyler yokken, bir de daire müdürlerini gönderin de, bari 6 ayımız daha ‘Bu kez kimler geldi, hangi donanıma sahip, becerikli mi, beceriksiz mi? Kimin adamı, hangi partiye mensup?’ gibi sorgulamalarla mı geçsin..
Bana göre en doğru cevabı, MHP Belediye Meclis Üyesi Garip Şandır verdi:
“İşinin hakkını veren daire müdürünü tutun, yanlış yapanı gönderin.”
DP’li Ali Kılıç Çirkin’in de, ‘bırakın boş söylemleri, belgelerle konuşun’ söyleminde de doğruluk payı olmadığını kim iddia edebilir?
Zaten faaliyet raporuna ‘red’ vermekle, müfettiş tayin edilmedi mi?
Dananın kuyruğu kopacaksa, yakında kopar..
İhalelerde usülsüzlük varsa, netleşir.
O zaman gereğini yapmak üzere, kararlarınızı alın..
Dahası, kazanılan davalar doğrultusunda CHP grubunun adım atacağı birkaç hizmet noktası varken, aynı gündem maddeleri üzerinde durulmasına bir anlam veremiyorum.
Ercüment Kimyon’a ‘kaç davayı kaybettin’ diye sormanın da, ‘sayısız dava kazandım’ şeklindeki yanıtların da İskenderun halkına hiçbir katkısı yoktur..
Ortamı germenin, gelebilecek ‘hizmetleri’ önlemekten başka faydası yoktur..
HANGİ AKLA HİZMET EDİYORLAR!
Tamam, taşocaklarının ekonomik girdisi var.
Tamam, istihdam alanı da oluşturuyor..
Ama yeter artık!
Dağımız, toprağımız delik deşik oldu.. Köstebek yuvası haline geldi.. Her yer paramparça.. Amanos’u etraflıca gezin.. Yıkılmadık, dökülmedik bir yer bulamazsınız.. Oralarda, insan hakları ihlali olduğunu sayın kaymakamımız defalarca söyledi.. Adamlar inatla, göstere göstere, dalga geçiyorlar..
Seçim vaadlerinde meydanlarda kalan ‘taşocakları sorunu’ beynimizi kemiren böcek gibi.. Henüz tek bir adım atılmış değil, çözüm için.. Oysa, belediye meclisinin konuyu gündeme getirmesini beklerdim.
Olmaz öyle birşey.. Patlatılan dinametlerin şiddeti artık şehir merkezini rahatsız eder oldu. Modern Evler ve Sakarya Mahallesi’nde ikamet eden vatandaşlarımızın Allah yardımcısı olsun.
Telefonlarımız kitlendi geçen gün..
5 katlı binaların yoğun olduğu bölgelerden arandık en çok..
Modern Evler, Sakarya ve Yunus Emre..
Çoğu evin duvarlarında derin çatlaklar var.. Çoğu evin de penceresinde ‘kiralık’ yazıyor.. Millet kaçıyor çünkü.. Allah korusun, ya o evlerin biri çökecek olursa..
Kimden hesap soracağız? Ya da..
Hesap sormanın artık bir anlamı kalır mı?!
BARİ ‘ACİL’İ KALDIRMAYIN!
Sağlık, olmazsa olmazımız.. Hastaneler de bunun için var.
Bir çoğumuz, iş yoğunluğundan ‘gündüz’ü es geçip, hastalığımızı ‘akşam’ saatlerine sarkıtırız. Hele bir de İskenderun Devlet Hastanesi (B) blokta iseniz, yandı gülüm keten helva..
Malumunuz, B bloktaki envanterler A bloka kaydırıldı. Oldu mu size, B blok çocuk polikliniği.. Ee haliyle, o bölgede yaşayan yoğunluk, -maddi imkanları elverişli olmayanlar- yaya olarak, A bloka tabanlıyorlar.
Doğal olarak sıkıntı büyük..
Acil kalktı diye tepki var..
Elçiye zeval olmaz.. Vatandaş perişan.. Herşeyi taşıdınız, bari ‘Acil’i olduğu gibi bırakın.. Çevre sakinlerinin tavsiyesi bu yönde..