Ankara’da iki gün kaldım.. AK Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar ve CHP Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar’la, TBMM’deki ofislerinde uzun uzun görüştük.
Yanımda, Sabah Gazetesi Bölge Temsilcisi Veysel Cıncık ile İHA Muhabiri Ahmet Seher de vardı. Keyifli ve samimi sohbetler yaptık.
Gerçi, kendimizi mayınların temizliği hususunda genel kurulda yaşanan yoğun bir tartışma gündeminin ortasında bulduk. Ama, İskenderun adına önemli mesajlar almayı da ihmal etmedik.
***
Ankara havası iyi geldi.. Hava boğucuydu ama başkentteki güzellikler, insanların çalışma azmi ve yoğun gündem telaşı etkileyiciydi. Bir ara yağmur bile yağdı. İlk ziyaret durağımız Milletvekili Abdulaziz Yazar’dı. Bizi, Meclis’in Çankaya kapısında karşıladı. Her zamanki gibi sıcak kanlı ve mütevaziydi. Misafirperverliği ise kusursuz.. Yazar’ın danışmanı Koray bey ise, bir an olsun yanımızdan ayrılmadı..
Her gün aynı tempoda gerçekleşen yoğun telefon trafiğine gösterdiği hassasiyetten ötürü, sabrına da hayran kaldım doğrusu..
Karasayar’ın danışmanı Fevzi bey de aynı keza..
Gelelim asıl gündeme.. İskenderun’a!
Müthiş bir enerji sarfediyor milletvekillerimiz.. Günlerce, Türkiye’deki gündem maddeleriyle boğuşmak ve bu arada İskenderun için çırpınmak, kolay bir performans örneği olmasa gerek..
O daracık odalarda, hergün yeni projeler, yeni fikirler, yeni umutlar yeşeriyordu..
Belki ilk kez tanık olmuyorduk ama, asıl umudumuz diyaloglardaki ‘sıcak’ dayanışma sahneleriydi..
Asıl meselemiz de bu işte.. Mecliste görmeye alıştığımız iktidar/muhalefet tartışmalarının aksine, yerel gündemde ‘dayanışma’ içerisinde ‘uzlaşma’ havası hakimdi..
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’le yaptığımız özel sohbette bu ‘yakınlaşmanın’ detaylarına ulaştık.
Hatay Valiliğini andıran bakanlık binasında yaklaşık 30 dakika bir görüşme yaptık sayın Ergin’le. Önemli mesajlar verdi. Gazeteniz GÜNEY’in manşetinde bu detayları okudunuz. Sohbetin hoşuma giden yanı, İskenderun için sayın bakanın ortaya koyduğu tezler.. İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek ile dostluğunu aktarırken, diğer yandan da, O’nun çalışma azmini, dürüstlüğüne olan inancını da antamakta geri kalmıyor.
Adalet Bakanı Sayın Sadullah Ergin’e, ‘İskenderun’un kalkınma sürecinde herşeyimiz mevcut. Sadece dayanışma ve birlikte çalışma koşullarında diyalog eksiklikleri yaşıyoruz. Bunu başarmak adına katkılarınız olacak mı? Bu doğrultuda vereceğiniz en önemli mesaj nedir?’ diye sordum.
‘- Haklısınız’ dedi ve ekledi:
‘- Evet doğru.. Böyle bir gelenek hakimdi İskenderun’da.. Ama o geleneği Türkiye genelinde birlikte yıkacağız.. Adalet Bakanı olabilirim. Ama Hatay Milletvekiliyim ayrıca.. Hatay’ı, genel konjonktürde hep eşit tuttum, önemsedim. Yatırımlar hususunda çok çaba sarfettim. Bu gayretimiz eşit ölçülerde sürecek. Teşvik programı da, bu uygulamanın bir ayağı.. İskenderun’un sorunlarını da biliyorum.. Bu konuda İskenderun Belediye Başkanı Sayın Yusuf Civelek ile görüşmelerimiz oldu. Bugün de, yarında da, kendilerine her türlü desteği vereceğiz. Şu parti ya da bu parti diye, ayırım yapmamız mümkün değil. İskenderun’u ve İskenderunlular’ı da seviyorum. Sayın Civelek belediye başkanıdır. İyi işler çıkaracağına eminim. Bundan keyif de alırım. Çünkü, hizmet sadece yerel anlamda sonuçlar vermez. Her belediye başkanı çok çalışıp, önemli işler çıkarmalı. Bu tarz bir düşünce, Türkiye’yi daha ileriye taşıyacaktır.”
Kaldı ki, Sayın Civelek bizden bir gün önce Ankara’daydı. İlgili bakanlıklarla, İskenderun’un sorunlarına ilişkin destek arayışına giriştiğini biliyorum.
Çöp fabrikası gibi..
Aslantaş Barajı’ndan gelecek su gibi..
Taşocaklarının çevreye verdiği zararları durdurmak gibi..
Avrupa Kentler Fonu’ndan kaynak aktarmak gibi..
Çabalıyor ve çalışıyor.. Çözüm noktasında önemli mesafeler katediyor..
Ankara’ya hep bir adım yakın..
Sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleriyle de öyle..
Adalet Bakanı Sayın Sadullah Ergin’in, Hatay’daki ekonomik sorunların çözüm sürecinde merkezi ve kilit bir rol üstlendiği hakkındaki görüşlerim halen geçerli..
Çünkü, bu ilk değil.. Sadullah Ergin isminin böylesi kritik ve gerekli pozisyonun hakkını verebileceğine hep inanmıştım.
İşte görüyoruz.. Hatay, teşvik paketi uygulamasında 3. Bölgede..
Demek ki, konumlar ne olursa olsun, herkes kendi bölgesinde yeterince elini taşın altına koyabiliyormuş..
Bunlar çok güzel hareketler..
Siyasetçilerin, oda başkanlarının, meslek örgütlerinin, bugüne dek gayretleri hep vardı.. Ama tekil.. Yani artık birleşmek zorundayız. Gücümüzü birleştirmeliyiz. İskenderun’a yön veren her ismin “reel politik” konjonktürü çok iyi özümsediğini düşünüyorum.
Sayın Ergin bunun farkında.
İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek ve milletvekillerimiz Abdulaziz Yazar ile Orhan Karasayar da bu durumun farkında..
Bu yolda, her geçen yıl daha da kenetlenen siyasetçilerin deneyimi herhalde belirleyici olmuştur. Ama, kim ne derse desin, Adalet Bakanı Sayın Sadullah Ergin’in beni en çok etkileyen yanı onun samimi bir şekilde “çözüm” istemesi.
Bunun altını çizmemin nedeni, onun CHP çatısı altında bir kısmının çözümsüzlüğü tercih ettiklerini düşünmem. Ama görüyorum ki, İskenderunlu milletvekillerimizden Abdulaziz Yazar’ın kuşkusuz, Sayın Ergin’in “çözüm” den anladığıyla karşısındakilerin anladığı arasında dağlar gibi fark var, fakat bu noktada onun sözünü ettiğim “reel politik” becerisi devreye girebilir ve aradaki uçurum kapatılabilir. Bütün bunlara ekonomik hareketin tabanındaki popülerliği eklenirse Belediye Başkanı Yusuf Civelek’ten pekala bir ‘kurtuluş reçetesi’ çıkarmak mümkün olabilir.
Özetle herşey yolunda..
Ortada çok ciddi bir sorun yok. Diğer bir deyişle İskenderun halkı Dr. Yusuf Civelek’i ne kadar bağrına basıyorsa, Hatay kamuoyu da Sadullah Ergin’e o derece, yakın duruyor.
HİZMET İÇİN YAPILACAK BEŞ ŞEY
Bir açılım da, CHP Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar’dan.. Hem içten hem de samimi.. İstedim ki, sizlerde faydalanın.. Bir kenara not edin..
Bir: Sürekli ertelediğimiz bir şeyi yapmak, yani öteden beri kafamızı kurcalayan bir soruna ‘ortak akıl’la müdahale etmek..
İki: Herkes, sizin İskenderun’da hüznü ve neşeyi aynı anda içinde barındıran bir hadiseden ‘zararla’ çıkacağınızı zannederken.. “İskenderun’da, güçlüyüz, birlikteyiz, kararlıyız” diye, kuvvetlice haykırmak..
Üç: Her gün eve gittiğinizde, İskenderun’u bir İstanbul gibi hayal etmek..
Dört: İnandığınız her yolda mücadele gerektirecek her türlü hareketi yapmak, karşınıza engel çıktığı vakit, “Ben İskenderunluyum, hakkımı almadan dönmem” diyerek, Ankara’ya kolayca havlu atılmayacağını göstermek..
Beş: Ankara’ya, üzerinde ‘Herşey İskenderun için’ yazan mektuplar göndermek..
ZİRAAT BAHÇESİ’Nİ SPOR ALANI YAPALIM
CHP Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar gerçek ve sorumlu bir siyasetçi. Yazar’la sohbetimiz İskenderun üzerine.. Ankara’da dikkatimi çeken bir yeşil alanı aktarıyorum Sayın Yazar’a.. ‘10 dönüm alan üzerinde herkes koşuyor, spor yapıyor’ dedim..
Her taraf yemyeşil ağaçlar ve temiz hava.. Lafı Ziraat Bahçesi’ne getiriyorum.
Milletvekili Yazar söze giriyor:
“- Ziraat Bahçesi en büyük kaybımız. Oysa, spor alanı, gezi parkuru ve çoçuk sahaları için ideal bir alan.. Vatandaşlarımızın soluk alacağı, mesire yeri olarak faydalanabileceği çok geniş bir yapıya sahip.. İskenderun’un akciğeri konumunda.. AK Parti ile uzlaşıp, konuyu derhal gündeme almalıyız. Bana göre, Ziraat Bahçesi, İskenderunumuz’un ve çocuklarımızın kaderidir. Lütfen el ele verip, yeşil alanları, vatandaşlarımızın kullanımına açalım.”
Sayın Yazar’ın bu sözlerine harfiyen katılıyorum. Cuma günü akşamı GÜNEY TV.’deki programda, Sevgili Erdal Yılmaz’la Ziraat Bahçesi’ni enine boyuna tartıştık.
Birşeyler yapılması gerektiğini anlattık. Çünkü, yeşil alanların, spor sahalarının siyaseti, ırkı, dili olmaz.. Söz konusu çocuklarımızın geleceği ise, restimizi çekelim, postamızı koyalım..
Bakalım bu çıkışa nasıl bir karşılık verilecek?
ORHAN KARASAYAR VE ARSUZ YOLU
Ankara’ya gidip de, Arsuz yolunu konuşmamak olmaz.. AK Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar’a Arsuz yolunun yapmınında gösterdiği çabasından ötürü teşekkür ettim. Çünkü Arsuz yolunda herşey Sayın Karasayar’ın kontrolü altında..
Hatta bir ara Karayolları Bölge Müdürlüğü’nü telefonla arayarak, Pirinçlik mevkiinde yola çakılacak kirişler hakkında bilgiler aldı.
Yalnız ortada duran önemli bir sorun var..
Yazmazsam haksızlık yapmış olurum:
İstimlak! Öğrendim ki, Sayek’ler zorluk çıkarıyor. 100 metrekare alan için, dava üstüne davalar açılıyor. Yazık!.
Ne ihtiyacınız var ne de Arsuz yolunu geciktirmeye hakkınız.
Ama görüyorum ki, Sayın Karasayar bu işin peşini bırakmış değil. Neredeyse her gün çözüme yakın mesafeler katediyor.
Ne diyelim?
Emeği geçen herkesten Allah razı olsun..