DENGE!

Yazımın başlığı, aslında Cevdet Uygun ağabeyimin Özgür Gazetesi’ndeki köşesinin adını taşıyor.
Çok şey anlatır, ‘Denge’.
Gizemlidir..
Adalettir..
Haktır..
Ayarın ortasıdır.
Haksızlığın düşmanıdır.
O bakımdan ilgimi hep çekmiştir.
Ve biz o dengeyi maalesef İskenderun’da yitirdik.
Doğrusu, yitirmek için canla başla uğraştık, üzerine sela okuttuk, şimdi de helvasını yiyoruz.
Şaşırmayın burası Türkiye!..
Türkiye’nin bir ilçesinden başka neler bekleyebilirsiniz ki..
Kapasitesi bu kadar!
İsteklerimiz..
Arayışlarımız..
Koşturmalarımız hikaye..
İlçe başkanlarımız, İskenderun Belediye Başkanı Mete Aslan’a hiddetlenmişler, şaşırmıyorum..
Mete Aslan, ‘Sayemde, dördü biraraya geldi. İyi bir iş yaptım’ diyerek salvo yapıyor, normal karşılıyorum.
Ali Kocaman için, AKP’li Başkan Musa Kurşun ‘Dost hayatı yaşıyor’ diyor, artık gülüyorum.
Ali Kocaman çıkıp, gazetelere veryansın ediyor, Musa Kurşun hakkında ‘Grubunu toparlamayan başkan’ diye söz ediyor, yadırgamıyorum.
CHP, meclisinde verdiği oya itiraz ediyor, gölgesine laf yetiştiriyor, kusur aramıyorum.
İlçe başkanlarıyla ‘kritik’ yapıyorum, delikanlılığın kitabını kulaktan kulağa bilgilerle ‘fiskos’ kaypaklığına vuran gazeteciler, ‘yalakalık’ adına müdahale ediyor, basitlikliklerine bağlıyorum!
15 gazeteci ayakta dikilirken, birileri ‘siyaset’e kucak açıyor, meslektaşım diyedir, hayıflanmıyorum.
Bir kısım medya ‘Ne kadar para, o kadar köfte’ obezliğine soyunmuş, bir ad takamıyorum.
Birileri ilçe başkanlarını haklı bulurken, diğer bir kesim ‘Mete Aslan’ın tavrında hakkaniyet arıyor, İskenderun’un menfaatlerini tartışmaya açan ben, yalnız kalıyorum.
Dün Ali, Mehmet’i dost nasihatlarıyla ‘karşılıksız’ uyarırken, bugün Ali de, Mehmet de, ‘çıkarı’ olmayan hiçbir işe parmak oynatmıyor, doğal karşılıyorum.
İskenderun’un temel taşlarıyla oynamak isteyenler, “Ne pahasına olursa olsun” amaçlarına ulaşmak istiyor, defalarca anlatmamıza rağmen altımı oyuyorlar, yolunuz açık olsun diyorum.
Doğaldır…
Kavgayı “yararlı” görmüş insanların saflığına veriyorum.
Şaşırılacak bir şey yok.
Dün televizyondan, gazetelerden faydalananlar, bugün genel yayın yönetmenliğine soyunuyor, belli bir kesime şirin gözükmek istiyor, cinliklerinden ötürü ayakta alkışlıyorum.
Siyaset kızışınca, birilerinin maskesini, altında yatan gerçek yüzü görüyorum.
Birkaçını şimdiden keşfettim.
Bir kısmı projede görev bekliyor.
Bir kısmı mecliste yer bulmaya çalışıyor.
Bir kısmı bir heyette sandalye arıyor..
Bir kısmı da avanta peşinde..
Dahası var..
Ben daha hayatımda, ‘Manşetinden, sağından veya solundan atıp tuttukları’ bir siyasi partinin başkan ve yardımcısının, aynı gazeteciyle öpüşüp, koklaştığını görmedim.
Ne garip değil mi?
Hem sallayacaksın, hem de arkadaş olacaksın!
İlginç bir memleket İskenderun..
İnsanları da bir garip!
Anlıyorum ki..
Herkesin medyası kendine göredir.
O medyadaki insanların savundukları zihniyete de saygı duyuyorum artık.
Bu yüzden kalemlerini kılıç gibi kullanıp “savaş” çığlıkları atmalarına gocunmam.
Onlar her dönemin adamı olmayı ne yapıp yapıp başardılar.
Kimin ne yazdığı artık alakadar etmiyor beni..
Bakmayın siz, göbeğini kaşıyan üfürüklere..
Ben onları 22 temmuz seçimlerinde de gözlerimle görmüştüm..
Bir de 1999 seçimlerinde Mete Aslan’ın yanında yerlerini almışlardı..
Şimdi sözde AKP’nin yanındalar.
Yarın MHP’nin veya CHP’nin ayakları altında ‘paspas’ olacaklar.
Ve televizyonlara, gazetelere çıkıp İskenderun’u ve İskenderun sevdalılarını, karşılıksız sevgi besleyen saf insanlarımızı yerden yere vuracaklar.
Denge dediğimiz ‘değer’ kayıplarda..
Sistem çökmüş..
Herkes kavgalı!
Ne bu memleketin belediye başkanı, ne siyasileri, ne sivil toplum örgütleri, ne de insanları biraraya gelip, “Gelin, İskenderun’un geleceğini birlikte konuşalım. Herkes eteğindeki taşı döksün” demiyor, diyemiyor!
‘Denge’ nerde, suya düşmüş..
Su nerde inek içmiş…!
RECEP ATAKAŞ’I KUTLUYORUM
Mütevazı, hoşgörü ve nezaket ustası bir insandır.
Gösterişten uzak, sakin ve ölçülü..
Hayırsever ve İskenderun sevdalısıdır!
Bir işadamının, TBMM Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görülmesi için bu özellikler yeterlidir diye düşünüyorum..
Daha aylar öncesinden İl Genel Meclisi’nin ‘Recep Atakaş’a olan güven duygusunu değerlendirmiş, ta o zamanlar hisslerimi bizzat sayın Atakaş’a iletmiş ‘hayırlı olsun’ temennisinde bulunmuştum.
Dün, TBMM Başkanlık Divanı kararını okurken, yanılmadığımı gördüm. Hayırsever işadamı Recep Atakaş adını, Mehmet Selim Kara ile birlikte, 71 kişi ve kurumun arasına yazdırdı.
Müthiş bir duygu Hatay açısından..
Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Sayın Fuat Tosyalı’nın geçtiğimiz yıl aldığı ödülün ‘gurur’ fotoğrafı halen çalışma masamda duruyor.
Bugün bu sevinci ve mutluluk tablosunu Atakaş ile birlikte yaşıyoruz.
Kutlarım sayın Atakaş..
Dilerim, bu ‘hayırsever’ değirmeni Türkiye’nin dört bir tarafına ‘hayat’ suyu taşımaya devam eder..

Yazımın başlığı, aslında Cevdet Uygun ağabeyimin Özgür Gazetesi’ndeki köşesinin adını taşıyor.Çok şey anlatır, ‘Denge’.Gizemlidir..Adalettir..Haktır..Ayarın ortasıdır.Haksızlığın düşmanıdır.O bakımdan ilgimi hep çekmiştir.Ve biz o dengeyi maalesef İskenderun’da yitirdik.Doğrusu, yitirmek için canla başla uğraştık, üzerine sela okuttuk, şimdi de helvasını yiyoruz.Şaşırmayın burası Türkiye!..Türkiye’nin bir ilçesinden başka neler bekleyebilirsiniz ki..Kapasitesi bu kadar!İsteklerimiz..Arayışlarımız..Koşturmalarımız hikaye..İlçe başkanlarımız, İskenderun Belediye Başkanı Mete Aslan’a hiddetlenmişler, şaşırmıyorum..Mete Aslan, ‘Sayemde, dördü biraraya geldi. İyi bir iş yaptım’ diyerek salvo yapıyor, normal karşılıyorum.Ali Kocaman için, AKP’li Başkan Musa Kurşun ‘Dost hayatı yaşıyor’ diyor, artık gülüyorum.Ali Kocaman çıkıp, gazetelere veryansın ediyor, Musa Kurşun hakkında ‘Grubunu toparlamayan başkan’ diye söz ediyor, yadırgamıyorum.CHP, meclisinde verdiği oya itiraz ediyor, gölgesine laf yetiştiriyor, kusur aramıyorum.İlçe başkanlarıyla ‘kritik’ yapıyorum, delikanlılığın kitabını kulaktan kulağa bilgilerle ‘fiskos’ kaypaklığına vuran gazeteciler, ‘yalakalık’ adına müdahale ediyor, basitlikliklerine bağlıyorum!15 gazeteci ayakta dikilirken, birileri ‘siyaset’e kucak açıyor, meslektaşım diyedir, hayıflanmıyorum.Bir kısım medya ‘Ne kadar para, o kadar köfte’ obezliğine soyunmuş, bir ad takamıyorum.Birileri ilçe başkanlarını haklı bulurken, diğer bir kesim ‘Mete Aslan’ın tavrında hakkaniyet arıyor, İskenderun’un menfaatlerini tartışmaya açan ben, yalnız kalıyorum.Dün Ali, Mehmet’i dost nasihatlarıyla ‘karşılıksız’ uyarırken, bugün Ali de, Mehmet de, ‘çıkarı’ olmayan hiçbir işe parmak oynatmıyor, doğal karşılıyorum.İskenderun’un temel taşlarıyla oynamak isteyenler, “Ne pahasına olursa olsun” amaçlarına ulaşmak istiyor, defalarca anlatmamıza rağmen altımı oyuyorlar, yolunuz açık olsun diyorum. Doğaldır…Kavgayı “yararlı” görmüş insanların saflığına veriyorum.Şaşırılacak bir şey yok.Dün televizyondan, gazetelerden faydalananlar, bugün genel yayın yönetmenliğine soyunuyor, belli bir kesime şirin gözükmek istiyor, cinliklerinden ötürü ayakta alkışlıyorum.Siyaset kızışınca, birilerinin maskesini, altında yatan gerçek yüzü görüyorum.Birkaçını şimdiden keşfettim.Bir kısmı projede görev bekliyor.Bir kısmı mecliste yer bulmaya çalışıyor. Bir kısmı bir heyette sandalye arıyor..Bir kısmı da avanta peşinde..Dahası var..Ben daha hayatımda, ‘Manşetinden, sağından veya solundan atıp tuttukları’ bir siyasi partinin başkan ve yardımcısının, aynı gazeteciyle öpüşüp, koklaştığını görmedim.Ne garip değil mi?Hem sallayacaksın, hem de arkadaş olacaksın!İlginç bir memleket İskenderun..İnsanları da bir garip!Anlıyorum ki..Herkesin medyası kendine göredir.O medyadaki insanların savundukları zihniyete de saygı duyuyorum artık.Bu yüzden kalemlerini kılıç gibi kullanıp “savaş” çığlıkları atmalarına gocunmam.Onlar her dönemin adamı olmayı ne yapıp yapıp başardılar. Kimin ne yazdığı artık alakadar etmiyor beni..Bakmayın siz, göbeğini kaşıyan üfürüklere.. Ben onları 22 temmuz seçimlerinde de gözlerimle görmüştüm..Bir de 1999 seçimlerinde Mete Aslan’ın yanında yerlerini almışlardı..Şimdi sözde AKP’nin yanındalar.Yarın MHP’nin veya CHP’nin ayakları altında ‘paspas’ olacaklar.Ve televizyonlara, gazetelere çıkıp İskenderun’u ve İskenderun sevdalılarını, karşılıksız sevgi besleyen saf insanlarımızı yerden yere vuracaklar.Denge dediğimiz ‘değer’ kayıplarda..Sistem çökmüş..Herkes kavgalı!Ne bu memleketin belediye başkanı, ne siyasileri, ne sivil toplum örgütleri, ne de insanları biraraya gelip, “Gelin, İskenderun’un geleceğini birlikte konuşalım. Herkes eteğindeki taşı döksün” demiyor, diyemiyor!‘Denge’ nerde, suya düşmüş..Su nerde inek içmiş…!

RECEP ATAKAŞ’I KUTLUYORUMMütevazı, hoşgörü ve nezaket ustası bir insandır.Gösterişten uzak, sakin ve ölçülü..Hayırsever ve İskenderun sevdalısıdır!Bir işadamının, TBMM Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görülmesi için bu özellikler yeterlidir diye düşünüyorum.. Daha aylar öncesinden İl Genel Meclisi’nin ‘Recep Atakaş’a olan güven duygusunu değerlendirmiş, ta o zamanlar hisslerimi bizzat sayın Atakaş’a iletmiş ‘hayırlı olsun’ temennisinde bulunmuştum.Dün, TBMM Başkanlık Divanı kararını okurken, yanılmadığımı gördüm. Hayırsever işadamı Recep Atakaş adını, Mehmet Selim Kara ile birlikte, 71 kişi ve kurumun arasına yazdırdı.Müthiş bir duygu Hatay açısından..Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Sayın Fuat Tosyalı’nın geçtiğimiz yıl aldığı ödülün ‘gurur’ fotoğrafı halen çalışma masamda duruyor.Bugün bu sevinci ve mutluluk tablosunu Atakaş ile birlikte yaşıyoruz.Kutlarım sayın Atakaş..Dilerim, bu ‘hayırsever’ değirmeni Türkiye’nin dört bir tarafına ‘hayat’ suyu taşımaya devam eder..

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.