Ne zaman söyledi bu açıklamaları?
2005 Ramazan ayında..
2006 ve 2007’de..
Şimdi buna benzer bir olayla karşı karşıyayız.
Üstelik bu defa durum insani açıdan çok daha vahim.
Hatırlarsınız..
İnsanların vicdanlarına, yardımseverlik duygularına yönelik kampanyalar düzenleyen dernekler vardı..
Bunlardan biri de Deniz Feneri’ydi..
Bazı siyasetçiler iyi niyetle bu kampanyalara katılıyordu.
AK Parti İlçe Başkanı Musa Kurşun, bu isimlerden biriydi..
Yadırgamıyorum..
Zira, Almanya’daki vurgunu nerden bilebilirdi ki..
Bu konuya gönüllü olarak destek çıktığını biliyorum.
İskenderun’daki gibi, birçok il ve ilçenin bu amaçla yardımlara aracılık ettiğinin farkındayım..
Ama aradan geçen yıllar Mete Aslan’ı haklı çıkardı..
Deniz Feneri’nin, Almanya’da haksız para elde ettiği bilgisinin ortaya çıkmasıyla birlikte, tam bir rezalet yaşanıyor dernekte..
Yöneticilerin eline geçtiği para milyonları buluyor.
Meğer yardım toplama kisvesi altında neler oluyormuş neler.
Yani para her yere gidiyormuş da, gitmediği tek yer, yardıma muhtaç insanlar oluyormuş.
Binlerce insanın duyguları insafsızca sömürülmüş.
Hem de nasıl günlerde?
Bir yerde deprem olduğunda, bir yerleri sel götürdüğünde..
Aklım, çamu felaketi yaşadığımız 14 Kasım tarihine gitti.
O günü her hatırladığımda, yüreğim sızlıyor.
Diyeceğim şu ki..
O günler, İskenderun’un çamurlu sokaklarını sayısız dernekler dolduruyordu.. Bu yıl dikkat ettiniz mi, hiçbirinden eser yok..
Amacım, bu tarz dernekleri karalamak değil..
Ama Deniz Feneri örneği, bana böylesine dernekleri kuşkuyla yaklaşmama sebep oluyor.
Ne yalan söyleyim, güvencim de sarsılmıştır.
Ve yarından itibaren, benim gibi daha birçok insanın güven duygularında zedelenme yaşanacaktır.
Dileğim, yardım paketlerinin helal yollarla, şaibeye meydan verilmeden dağıtılmasıdır.
Musa Kurşun’un bu konudaki hassasiyetini biliyorum..
Ama yine de..
Bir partinin ilçe başkanı olarak, Deniz Feneri’ne gönüllü olarak temsilci olmasını doğru bulmuyordum zaten..
Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kimseye yedirmeyeceğini söyleyen AK Parti’de her üyenin görevi, acısı, vicdanı hortumlanan insanlarımızın hakkını aramak olmalıdır!