Şu sözü daha önce işitmiş olmalısınız
“-Fedakarlık olmadan, zafer olmaz!”
Etkileyici..
Günlük yaşantımızın her alanında uyarlanabilecek bir söz..
Fedakarlık..!
Son zamanlarda literatürümüzden çıkardığımız bir kelime..
Kolaya kaçıyoruz çünkü..
Birilerinin fedakarlık yapmasını bekliyoruz. Ama onu alkışlamaktan da korkuyoruz..
Örneğin sizlerden gelen keskin yorumlar var…
Yazdığım köşelerle ilgili okuyucularım yorum yapmak istedi.
Tepkiler de var, \”Artık yeter\” diyenler de…
Buradaki hassas nokta şudur:
Hepimiz, İskenderun’u bir adım ileriye taşıyabilmek için çalışıyoruz..
İskenderun Kaymakamı, yeni göreviyle Kütahya Vali Yardımcısı Cengiz Horozoğlu, Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, milletvekillerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, meslek örgütlerimiz, gazeteciler, kıyısından kenarından ‘kalkınma’ adına uğraş vermediler mi?..
Budur fedakarlık..
Bundan mutluluk duyuyorum..
Herşeye parlayan, gürleyen değil de.. Dinleyen, yol gösteren, proje üreten bir yapı içerisinde hareket etmeliyiz..
İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in ‘stratejik planlama’ kapsamında halkın görüşlerine başvurması, 4 ayda 62 bin vatandaşa ulaşması, insanlarla diyalog içerisinde olması, fedekarlık değil midir?
Halen alışamadım ama Kütahya Valisi Cengiz Horozoğlu’nun 4-5 yılki çalışma programını hangimiz küçümseyebilir..
***
Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz’e, ilçemizin genel durumu, halkın beklentileri ve yatırımları içeren brifing veren Cengiz Horozoğlu’yu dinlerken, gelecek adına umutlandım..
Bir coşku esti yüreğimde.. Heyecanlandım..
İskenderun eğer bir değişim süreci geçiriyorsa, bunu, vesile olanların heyecanına bağlıyorum.. Azmine ve inancına..
Çünkü ortada bir hedef var..
Çünkü bazı kararlar vardır. Cesaret ister. Bu noktada duygusallığa yer yoktur. İşte devletin büyüklüğünü gösteren asıl üniter yapı da budur..
Otorite!
Sayın Horozoğlu her yönüyle muhteşem eserler bırakıyor ardında..
Heyecanı ve azmi ise hiç dinmeyecek.. Bana sorarsanız, yakın gelecekte o heyecandan, ‘hizmet’ fırtınası kopacak İskenderun’da..
O heyecanla neler yapabileceğimizi düşünün..
Tabii olayın bir başka boyutu var.. Sayın Horozoğlu, dikkatleri bu yönde topluyor..
Halkın beklentileri!
Baz istasyonu.. Taş ocağı sorunu.. Eğitime ve emniyete destek arayışları..
İskenderun Limanı.. Arsuz yolu.. Balık çiftlikleri.. Ulla gemisi ve 2. OSB süreci..
Bu sorunları artık vakit kaybetmeden biz içimizde çözmeliyiz..
Gerekirse dışarıdan bir \”çözüm süreci\” başlatmalıyız..
Tıpkı Kalkınma Ajansı gibi..
KALKINMA AJANSI VE SEKRETARYA!
Konuyla ilgili çok kez yazı yazdım..
Yine Sayın Horozoğlu ile ‘kalkınma ajansı’ hakkında çoğu kez bilgi alışverişinde bulunduk. AKİB Başkanı Bülent Aymen’le aynı keza, röpartajlar yaptık. STK’ların dikkatini çektik..
Sonuç, harkulade.. Müjdeyi Sayın Horozoğlu verdi:
– “Hatay’ın da içinde olduğu Kahramanmaraş ve Osmaniye illerini kapsayan TR 63 Bölgesi kuruldu. İşte oluşturulacak bu ajans bölge merkezinin Hatay İli olması ancak sekretaryasını ve teşkilatının ise konumu ve olumlu ekonomik veriler nedeniyle İskenderun’da faaliyet göstermesinin daha uygun olacağı ve bu konuda şimdiden girişimlerde bulunulması gerektiği değerlendirilmektedir.”
Dikkatinizi çekmiş olmalı.. Ajansın sekretaryasını ve teşkilatın konumunu belirleyecek kentin İskenderun olması hususunda girişimlerin yapılması gerekiyor.
Vaktimiz yok.. İskenderun’da topyekün bir hakeret, bir kıvılcım gerek..
Çünkü, sadece hakkımız olanı istiyoruz. Bunu anlatmak için de, milletvekillerimizin gayreti gerekiyor..
İSKENDERUN’U ‘İL’ GÖRMEK İSTİYORUZ!
Cengiz Horozoğlu, aslında içini döktü.. Bunu yaparken de, sivil toplum kuruluşlarına ve siyasi parti temsilcilerine mesaj verdi:
– Her işin takipçisi olun!
2010 bir bıkkınlık, bir durgunluk içerisinde geçmezsin!
İskenderun’un il olma meselesi bunlardan biri..
Sayın Horozoğlu’nun haklı gerekçeleri var. Şu sözlerine kim sırt çevirebilir ki:
– “Beş yıllık yönetimim zamanında İskenderun ve emsali ilçelerin yönetimlerinde farklı bir uygulama olmasının zamanı gelmiştir. Zira özellikle yasalarımıza göre bizzat Kaymakamın imzalaması gereken imzaların çokluğu nedeniyle masaya yapışıp kalan bir yönetici halka kendisini nasıl kanıtlayacaktır. Bu nedenle bu tür ilçelere tanınacak özel bir statü içersinde en azından Kaymakama yardımcı bir kadronun tahsisi ile taşrada teşkilatlanmayan, ancak bu tür ilçelerde mutlaka teşkilatı olması gereken Sanayi ve Ticaret, Çevre ve Orman, Bayındırlık ve İskân Bakanlıkları gibi kuruluşların olması büyük önem kazanmaktadır.”
Bu mesajı iyi okumalıyız!
Bunun aksini düşünmek yanlış sonuçlar doğurabilir..
Evet, belki bu sözleri yazmak için erken.. Ama brifingin kodlarını iyi okuması gereken yeni kaymakamımız Cemil Aksak’a büyük görevler düşüyor..
Her gelen kaymakam, İskenderun’a daha çağdaş ve daha kaliteli bir hizmet anlayışı getirdi.. Dahası..
Sayın Horozoğlu, başarı merdivenlerini koşarak çıkmıştır..
Bize de.. Koşan, ardına bakmayan, güçlü ve kararlı idarecilerle çalışmak düşüyor..
DÜNYA’DA 1. LİGE OYNAMALIYIZ!
Hatay Valisi Sayın M. Celalettin ile ikinci karşılaşmamız..
Kurumlar arasında ilk ziyaretini İskenderun’a yaptı.. Mutlu olmak hakkımız..
Ama beni asıl mutlu eden görüşleri ve ortaya koyduğu hedefler..
Şu sözü çok önemli:
“Dünya’da 1. Lige oynamalıyız!”
Evet.. Türkiye artık süper ligde yeterince efor sarfetti, oyalandı..
Artık, devler liginde..
Ve emin adımlarla ilerliyor.. Sayın Lekesiz’e katılmamak mümkün değil..
Şu sözleri çarpıcı:
“Hedeflerimiz olmalı.. Hatay’da, taş üstüne taş koyanın başımızın üstünde yeri var. Bizler de bu konuda, elimizden ne gelirse yapacağız ve destek olacağız,. Temennim, bu başarının artarak devamıdır. El ele omuz omuza, farklı çıkışlarla ve bu alanda cesurane bir şekilde bu yürüyüş devam edecek diye düşünüyorum. Cumhuriyetin 100’üncü kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında, Türkiye’nin tüm şehirleriyle birlikte dünyada üreticiler arasında ilk 10’a girmeyi hedefliyoruz.”
Hayal değil.. İskenderun’da canla, başla çalışan sanayicilerimize bir bakın..
En büyük 500 firma arasında ilk 100’ün içindeler..
Bundan daha büyük bir gurur olabilir mi?
Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz’in, fabrika ziyareti kapsamında Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı ile birlikte ortaya koyduğu mesajlar umut verici.. Sayın Tosyalı’nın şu sözlerini fazlasıyla önemsiyorum:
– “Ağlamadan, sızlamadan, işimizi yapıyoruz. Kuralların ve otoritenin olduğu yerde başarı kaçınılmazdır. Biz de, kurallara göre hareket edip, Türkiye’nin geleceği için çalışıyoruz.”
İşte kontrollü gücün şifreleridir bunlar.. Ve paylaşıma açıktır…
Evet, bu ağustos/eylül çok önemlidir…
Elbette hemen bir şey beklemek mümkün değil. Bir adım ileri de olsa makul çözüme doğru bir süreçtir bu… Öfkenin, acının, hırsın ötesinde, duygusallıktan uzak, mantığın hákim olduğu bir mercekten bakarak izleyelim…
Bir ülke düşünün ki; kendi hayaline odaklanmış… Dünya’da ilk 10’u hedefliyor..
Bu kez olacak!
Tamam, haklısınız..
Zaman geçiyor, yönetimler değişiyor. Ama Hatay, iyi bir estetikçinin elinden çıkmış hizmet anlayışıyla dönüyor… Ve sonra o hayal başlıyor:
Allah’ım elimde bir güç olsa..
Hayır, birbirimizi kandırmayalım..
O güç elimizde..
Sayın Lekesiz’le başlayacak yeni süreçte, herkes elini taşın altına koymalıdır.
Çünkü meşale yandı bi kez, dönüşümü yok!
BAŞKAN CİVELEK KARARLI!
Aslında bu yazıyı yarına bırakacaktım.. Ama, İskenderun Belediyesi’nde birkaç gündür gerçekleşen istenmeyen olayların sıklığı, fikrimi değiştirdi.
İş için, büfe için ya da farklı birçok çalışma alanları için İskenderun Belediyesi’ne baskı kuran çevreler var..
İsimlerle işim olmaz.. Ama, üç gündür belediye personeli üzerine yürüyen o zihniyete sahip insanlara sormak isterim..
İskenderun Belediyesi iş bulma kurumu değil!
Ya da vaadlerin dolaştığı milli piyango kurumları hiç değil..
Öyle birileri üzerinde baskı kurup, belli çevrelerin havasını kullanıp, İskenderun Belediyesi’ne ‘avanta’ işler yaptırmanın mümkün olmadığını İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek göstermiş oldu.
Bravo Sayın Civelek’e..
Bu kararlı tutumundan dönmeyeceğini biliyorum.. Dahası..
İskenderun’u, şu anki değerlerinden daha üst seviyelere taşıyacağından da artık kimselerin şüphesi kalmasın..