Gelene vurmak, gidene vurmak!
Kırmızı ışık yanar.
Acemi şoför, öndekine patlatır.
İnerler.
Vuran, başlar ağlamaya…
“Abi garibanım, benzini zor koydum, arabanın sigortası da yok, polis gelirse yanarım, gözünü seveyim bi babalık yap, idare et.”
Öndeki acır, affeder.
Devam ederler…
Öbür kırmızı ışıkta, haşırt!
Gene aynı ağlama sızlama…
“Ayağını öpeyim” filan.
“Ya sabır” çeker öndeki…
Gene devam ederler…
Bir sonraki ışık, gene haşırt!
Öndeki levyeyi kapıp inerken…
Arkadaki camdan bağırır:
“Benim abi, ben, devam et.”
***
Nedendir bilmem, bizim işadamları ne zaman bir yatırım hamlesi yapacak olsa, bu fıkra gibi, vurmak ‘sevap’ sayılıyor..
Kırk yılın başında İskenderun’a devasa büyüklükte bir alışveriş merkezi inşa ediliyor. AVM’ye vuran vurana..
Kira ücretlerinde fiyatlar uçacak..
Otoparkı yakın bir gelecekte mağazaya dönüştürülüp, rant elde edilecek..
Şehir esnafı bitecek..
Ve daha neler neler..
***
Vuranı biliyoruz.. Kırmızı ışıkta önde duran araba misali, ‘Benim abi ben, devam et’ diyenlerin ta kendisi.. O halde, yerel mahkemeyi de kuralım ve şöyle diyelim:
“- Gereği düşünüldü.. PrimeMall AVM’nin inşaatının durdurulmasına.. Hatta, her türlü yatırımın İskenderun dışına taşınmasına..”
Bunu mu istiyoruz..
Yapım sürecinde 2 bin kişiye iş imkanı sağlayan bu projenin İskenderun’a ne tür bir zarar vermiş olduğunu anlayabilmiş değilim..
Proje tamamlandıktan sonra da yaklaşık bin 500 işyerine iş olanağı yaratılmış olacağının hangi günahı taşıyacağını öğrenebilmiş değilim..
Temel felsefemiz hep yatırımcıları ‘kaçırtmak’ üzerine..
Osmaniye’de yatırım yapan İskenderunlu firmaların Osmaniye’deki toplam yatırımı 3 milyar doları buldu..
İstihdam kapısı da Osmaniye’nin..
İskenderun’da durum değişmiyor.. Sıfır elde var sıfır..
Arsuz yolu yapılıyor, şikayetçiyiz..
Yurt yapılıyor, şikayetçiyiz..
Kapalı spor salonu yapılıyor, şikayetçiyiz..
Çöp fabrikası kuruluyor, şikayetçiyiz..
Yüksek binalar kuruluyor, şikayetçiyiz..
Doğan Erten’in sahibi olduğu petrolün önündeki kavşak tekrardan açılıyor, şikayetçiyiz..
AK Parti ile CHP, İskenderun’un menfaatleri için aynı masada oturup, ortak kararlar alacak, şikayetçiyiz..
Yiyip, tıkınıyoruz.. Yağlarımızdan şikayetçiyiz..
Aynanın karşısına geçiyoruz, kendimizle kavgalıyız..
Allah aşkına bi durun artık..
Nedir bu kıskançlık, bu aymazlık..
Ne çekiyorsak, hazımsızlıktan, kaprislerden çekiyoruz..
Budur İskenderun’daki durumumuz..
Değişimi sevmiyoruz..
Eski mahalleye yeni komşular istemiyoruz..
Biz burda ‘birleşelim’ diye yırtınırken..
Aman yatırımcıları kaçırtmayalım diye, feryat ederken..
5 yıldızlı otellerimiz, kongre salonlarımız, kültür müzemiz, rüzgar gülümüz, eğlence mekanlarımız, doğal plajlarımız olsun diye, yazıp çizerken..
Olacağı bu işte..
Kavgaya devam, öyle mi?
Bunu isteyenlere tek bir sorum olacak..
Deniz Alayı’nda, vatandaşların pek kullanmadığı ancak, vatandaşın cebinden çıkan 300-400 milyar liraya mal edilen bir üstgeçidin yakınındaki yolun açılması için meclise soru önergesi verenin düşünce yapısı, İskenderun’a 1.5 milyar dolarlık yatırım yapan ve 2 bin kişiye istihdam olacak bir AVM için neden farklı bir anlayış besliyor?
Neden!?
***
Ve bir hatırlatma..
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, “Gerçek işsiz sayısı, 6 milyon 471 bin kişi” diyor… Bütün Akdeniz bölgesini topla, Antalya, Mersin, Adana, Hatay, 250 bin kişi eksik kalıyor!
İşsizler Partisi kurulsa…
Yüzde 10 barajını geçiyor.
DTP’nin aldığı oyun 4 katı.
90’dan fazla milletvekili çıkarıyor..
*
Mesele bu işte.. Gözleri var görmezler..
İSKENDERUN’A İL GÖZÜYLE BAKIYORUM
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, İskenderun Belediyesi ‘tebrik’ ziyaretini GÜNEY TV.’den canlı olarak izledim.. Köşe yazımın birinci bölümünü yazıyordum ki, ekranlarda Baykal’ın o tok sesine, hitabetine odaklandım.. Halkla buluşması yaklaşık bir saat sürdü.. Bir yanında Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, diğer yanında İlçe Başkanı Nihat Karpuz vardı.
Milletvekilleri Fuat Çay, Abdulaziz Yazar ve Gökhan Durgun ise, bir sıra arkada saf tuttular.
Baykal neşeliydi. İskenderunlular’a hitap ederken, Dr. Yusuf Civelek’in becerisine, iyi niyetine, dürüstlüğüne, uzlaşmacı yapısına ve insanların ona olan güvenine vurgu yaptı. En çarpıcı sözü şu oldu:
“- Evet, Yusuf Civelek, seçimi kazandı. Oy veren vermeyen herkese teşekkür ediyorum. Ama herkes şunu bilsin ki, hangi kesimden olursa olsun, kime oy verdiklerinin bir önemi olmaksızın herkesi seviyor ve kucaklıyoruz. İskenderun’da 15 yıllık bir saltanat dönemi yıkılmıştır. Bu demek değildir ki, intikam alınacak. Siyasette intikamın yeri olmaz. Yusuf Civelek, her kesime eşit hizmet sağlayarak, İskenderun’un vizyonunu dünyaya taşıyacak. Bu öngörü, bu tecrübe, başkanınız Yusuf Civelek’te fazlasıyla mevcuttur.. İskenderun’a zaten il gözüyle bakıyorum. Türkiye’deki birçok ilden de fazlasıyla büyüktür. Birleşin, İskenderun’un gücüne güç katın..”
Bence bu çok önemli bir gelişmenin ilk işaretidir.
Bu konuda şimdilik elde bir tek ‘tarihi fırsat’ hikmeti kaldı..
– Halk merkezli iç politika..
Belki de işe buradan başlamalıyız!