1. İskenderun Spor ve Barış Etkinliği kapsamında tertip edilen “Sporda Şiddet, Medya ve Hakemler” adlı panelde samimi bir hava esti. İtiraf etmeliyim ki, meslek yaşantımda ilk defa bir paneli ya da semineri sonuna kadar sıkılmadan dinledim..
Müthiş bir enerji vardı salonda..
Herkes içten, herkes doğaldı..
Aslında kent adına yapılamayanların itirafları da vardı, panelde..
Gözardı edilenlere..
Hiçe sayılanlara, bir balans ayarı yapıldı. Kapalı olan spor salonu, yüzme havuzu, amatör spor kulüplerinin durumu, İDÇspor yönetiminin tavrı ve daha birçok şey konşuldu.
Toplantıda en çarpıcı konuşmayı İl Gençlik Spor Müdürü Ali Rıza Tütüncüoğlu yaptı. Hatırlarsınız, gerek ben köşe yazılarımda, gerekse kentin yerel basın organlarında birçok kez eleştiriye maruz kalmıştı, Tütüncüoğlu..
Dün ilk defa haksızlık ettiğimizin farkına vardım.
Doluydu..
Üzüntülüydü..
Bulanık suda balık avlayanlara tepkiliydi.
Beni en çok düşündüren, kapalı spor salonu ile yüzme havuzu hakkındaki izlenimleriydi..
Gerçi, İskenderun Belediye Başkanı Mete Aslan, mikrofonu kucağına bırakmasaydı, hiçbirşey öğrenemeyecektik il gençlik spor müdüründen..
Ama o çıktı kürsüye..
Ve konuştu..
Yüzme havuzuna koca İskenderun’da, sadece ve sadece 71 kişinin üye olduğunu, akabinde nelerin olup bittiğini bir bir anlattı.
Kapalı Spor Salonu için de 650 milyar ödeneğin, 1.5 trilyona çıkarılması gerektiğini hatırlattı..
Belki, görev yaptığı süre boyunca ilk kez bu kadar içten ve samimi konuşuyordu.. Belki de, ilk defa boğazında düğümlenen sözcüklerin esaretine kapılmıştı.
Zor bir konuşmaydı..
Ama öncesinde, bu bir özeleştiriydi..
Şunu gördüm..
Tıkandığımız noktaların bizi sürüklediği darboğazlara şahit olduk..
Bürokratik engellerin, yaşantımızdan alıp götürdüğü ‘şevk” kırılganlıklarına içerledik..
Makus talihimize üzüldük..
Dahası.. Temelleri yıkılmış, fonksiyonlarını yitirmiş bir İskenderun lobisinin pasif yüzüyle irkildik..
Bu süre boyunca biz ne yaptık?
Tamam, eleştirdik.. Hatta, bir adım ileriye giderek, tansiyonu yükselttik.
Herkes biliyor ki, bunu da kentin çıkarları adına yaptık!
Tütüncüoğlu’nun feryatlarını dinlerken, panelistlerin yüz hatlarındaki ‘üzüntü’ katmanları artıkça artıyordu..
Kaldı ki, sırf bu durum bile, sorumlu aramakta ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyordu.
Bir gerçek daha vardı, salonda..
Dört duvar arasında yankı bulan, her aktarımda yüreklerimizi dağlayan bir unsur ki bu, her seferinde ‘yanılgı’ görmeyen etkenleri de yüzümüze çarpıyor..
Yani doğruluk derecesindeki ölçüye işaret ediyor..
Kim ne derse desin, İskenderun Belediye Başkanı Mete Asan’ın, olaylara bakış açısındaki hakkaniyet ve gerçekçilik duygusu yine galip geldi..
Ama yetmiyor..
İskenderunlular olarak yapacaklarımız, yaptıklarımızla örtüşmeli.. Öylesine hamleler yapmalıyız ki, bunun adına ‘güçbirliği’ denilsin..
Saf ve kirden arınmış!
***
DÖRTYOL EMİN ELLERDE!
Her zaman söylerim, Dörtyol Belediye Başkanı Bilgehan Aksoy, yiğitler diyarı Dörtyol için bir şans..
Çünkü, gayretli ve istekli buluyorum..
Dörtyol’a bağlı, insanlarına düşkün bir belediye başkanıdır..
Kentin kalkınmışlık hamlelerinde bugün yalnız kalmadığını, uyum ilişkisinde destek bulduğunu görmek, fevkalade mutluluk veriyor bana..
Sebebine gelince..
Dörtyol’da bir mücadele var..
Herkes çalışıyor, herkes üretiyor..
Şehir şantiye gibi..
Eksikler de var elbet.. Ama, bunu pasifize edecek dengeleyici bir güç de yok değil..
Göreve henüz yeni başladı..
Dörtyol’un genelinde pozitif bir sinerji oluşturuyor..
O’nu herkes sevdi..
İşte dün o ismi, yani Dörtyol Kaymakamı Sayın Dr. Mehmet Gödekmerdan’ı dinleme fırsatı buldum.
Teke tek..
Biz bize..
Hatırlarsınız, görev yaptığı süre içinde önemli yaklaşımlarını haber yapmış, üstün hizmet anlayışını köşe yazılarıma konu etmiştim.
Dün şanslı günümdü..
Sayın Gödekmerdan’ın, GÜNEY Medya Grubu’nu ziyareti bana hem tanışma fırsatı, hem de yakından tanıma imkanı yaşattı. Müthiş enerjili..
Gayretli..
Doğal..
Samimi..
Tecrübeli..
Ve paylaşımcı bir hizmet adamı..
Öylesine üretken ki, hedeflerini gazetelere sığdırmak olanaksız..
Birincisi otoriter..
İkincisi, planlı ve programlı..
Halkını düşünen, geleceği gören ve bu konuda vakit kaybetmeden çalışmalara başlamış bir devlet adamı..
Dörtyol Kaymakamı Sayın Dr. Mehmet Gödekmerdan’ı dinlerken, narenciye ve sanayiyi aynı ölçüde bağrına basmış bu güzel kente kısa sürede ısındığını gördüm. Sorunların tespiti için, Dörtyol’a yön verenlerle birlikte kentin izdüşüm haritasını çizdiğini hissettim..
Bu, şu demek..
Sayın Gödekmerdan, Dörtyol’un genel sorun emarını çekmiş durumda..
Belediyesiyle uyumlu..
İnsanlarıyla umutlu bir çerçevede, sadece tedavinin şekil ve biçimiyle ilgili..
Yani ortaya ilaç sunulsa, malzeme konursa..
Doktorumuz da, zaten yanıbaşımızda demeye getiriyorum..
Donanımlı..
Bilgili ve birikimli..
Dün, Dörtyol Kaymakamı Sayın Dr. Mehmet Gödekmerdan’ı dinlerken, reçeteyi de masamda gördüm..
Şöyle yazıyordu:
“Varlığımız, Türk varlığına armağan olsun”
El ele, hep birlikte!!!
GARİP AMA GERÇEK!
– Son TÜİK verilerine göre, 169 bin merkez nüfusa sahip İskenderun’un bugün aynı nüfus oranını koruduğunu, ancak bildim bileli nüfus yoğunluğu İskenderun’un altında olan Antakya’nın nüfus patlaması yaparak(!), hanesine yaklaşık 40-50 bin (nasıl bir üreme şeklidir, bilinmez) insan sayısı eklendiğini biliyor muydunuz?
BİLGİ DEPOLADIK
İki gündür, TRT’nin Stadyum adlı programının yapımcı ve sunucusu Erdoğan Arıkan, Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Sekreteri Orhan Erhantan ve Mersin Gazetesi Sahibi Selahattin Akkuş ile birlikteydik.
Hoşça vakit geçirdik..
Sohbetlerimizde, zaman zaman bilgi ve birikimlerinden faydalandık. Erdoğan Arıkan’ın sakin ve dolgun üslubu, kendine olan güveni, herkesten puan topladı. Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Sekreteri Orhan Erhantan’ın da, espirili ve neşeli kişiliğine bayıldım. Oysa biz gazeteciler, her olay karşısında hemen parlayan, kabuğumuza sığmayan bir yapıya sahibizdir. Kendi payıma, sakin bir kişiliğin nasıl da pozitif bir rüzgarla, gönülleri okşadığına şahit oldum.
Çok dolu, çok özel ve çok keyifli, iki gün geçirdik.
Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum..
ÖMER BAYSAL MEST OLDU!
Kim ne derse desin, bu panel en çok, spor camiasının sevilen ismi Ömer Baysal’a yaradı.. Dünyası ve yaşantısı spor olan Baysal’ın en büyük tutkusuysa, İskenderun’un ‘sportif’ faaliyetlerine hizmet etmek!
Bu öyle bir tutku ki, aile yaşantısı bile sportif etkinlikler üzerine kurulu.. Dün panelin gala gecesinde, oturmadık masa, ayak basmadık yer bırakmadı.. Zaman zaman bir santrafor oldu, soluğu Fenerbahçeli Selçuk Yula’nın yanında aldı..
Bazen de bir stopper ya da ön libero gibi, konuklar arasından sıyrılıp, Erdoğan Arıkan ve Orhan Erhantan’la koyu bir sohbette gördük.. Gece boyunca futbolcularla, teknik adamlarla koordineyi sağlayan da o oldu.. FIFA kokartlı hakemlerimizi de, ilk kutlayanlar arasında yine o vardı..
Ben bu gözlemimi yaparken, yalnız değildim..
Gerek İskenderun Belediye Başkanı Mete Aslan’ın saygıdeğer eşleri Zübeyde Aslan, gerekse Ömer Baysal’ın değerli eşleri Yasemin Baysal da benimle aynı fikirdeymiş..
Elçiye zeval olmaz!
Benden iletmesi..