İRFAN BALIKÇI’YA YÜKLENMEYİ BIRAKIN!

Tekebaşı Belediyesi’ni pek çoğumuz tanımayız.. Samandağ’ın bir kasabası..
Şirin bir belde..
CHP Hatay Milletvekili Fuat Çay’ın memleketi..
Ama, belediye AK Parti’li..
Başında ise genç ve dinamik bir başkan var.. Adı İrfan Balıkçı..
Beldeye hizmet getirebilmek için harıl harıl çalışıyor..
Temiz kalpli bir insan.. Aradan 5 ay geçmesine rağmen havaya girmedi..
Artistlik yapmadı.. En baştan beri hep mütevazı oldu..
Ama görüyorum ki, birileri Belediye Başkanı İrfan Balıkçı’nın başarılı çıkışlarından rahatsız..
Siz hayatınız boyunca, rüzgar gülünün insan yaşamına zarar teşkil ettiğine, türbinlerin bir tarım bölgesine olumsuz etki bırakacağına dair bir bulgu veya çevresel bir bültenle karşılaştınız mı?
Ama bu kadarı da fazla!
Yeter artık.. Herşeye ‘hayır’ demekle bir beldeye hizmet gelmiyor..
Kaldı ki.. Olayı provake etmekle suçlanan Tekebaşı Belediye Başkanı İrfan Balıkçı’yı bu davada haklı buluyorum..
Adamcağızın tek günahı AK Parti’li olması.. Bölgeye konuşlandırılması düşünülen rüzgar gülüne tepki koyanların isimlerine bakar mısınız?
Faik Aslan, CHP’li..
Nidal Çay, CHP Hatay Milletvekili Fuat Çay’ın yakını..
Sezgin Gümüş, CHP İl Genel Meclis Üyesi..
Ata Durgun ve Arkadaş Karataş..
Şimdi ortada siyasi bir tezgahın dönmediğini kim iddia edebilir?
Kaldı ki.. Tekebaşı Belediye Başkanı İrfan Balıkçı herşeye rağmen iyi niyetli..
Halkını düşünüyor.. Zararsız olmasına rağmen, yaşanacak olası tepkileri önceden görebildiği için, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yazı yazıyor..
Diyor ki:
– Beldemiz sınırları içerisinde kurulacak olan Hatay Samandağ Turizm Bölgesi Rüzgar Enerji Santrali Türbinleri her ne kadar hazineye ait yerlerde kurulacak olsa bile, kurulacak olan bölge 1. Dereceden tarım alanıdır. Belde halkımızın tarım alanı çok dar olduğundan dolayı geçim kaynağını bu tarım alanından sağlamaktadır. Her ne kadar kurulacak olan türbinlerin tarıma karşı yapılmasının olumsuz etkilenmeyeceği iddia edilse de, ileride doğabilecek zararları, belde halkımızı zor durumda bırakacaktır. Santralin tarım arazisi ve turizm bölgesi dışında kurulması gerekmektedir.
Açı ve net bir şekilde Başkan Balıkçı, ‘lütfen santrali tarım arazisi dışına taşıyın’ şeklinde kibarca telkinlerde bulunuyor..
Peki ilgili bakanlık ne diyor?
Onu da yazalım:
– İlgi yazı ekinde yer alan matbu itiraz dilekçelerinde, bahse konu planların kıyı kanununa aykırı ve bilimsel, hukuki ve maddi gerekler gözönünde tutulmadan hazırlandığı iddia edilmektedir. Bahsi geçen planlar 4957/2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ve 3830/3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca onaylanmış olup, paftalar üzerinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın kıyı kenar onayı bulunmaktadır.
Bu kapsamda, belediye başkanlığınıza iletilen itiraz dilekçeleri bakanlığımızca uygun görülmemiş olup, anılan itiraz sahiplerine konuya ilişkin belediye başkanlığınızca bilgi verilmesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.
Daha bitmedi..
Konuya ilişkin bakanlığın, bürokratik anlamda görüşlerine başvurduğu kurumlar var..
Hepsinin de ‘uygundur’ görüşleri sabittir..
Kimdir o kurumlar?
Hatay İl Tarım Müdürlüğü..
Hatay İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü..
Hatay İl Çevre ve Orman Müdürlüğü..
Daha açık bir ifadeyle, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından verilmiş üretim lisansı ve Hatay Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından verilmiş “ÇED Gerekli Değildir” belgesi bulunuyor..
Şimdi hal böyleyken.. Birkaç kendini bilmezin, birilerin dolduruşuyla Tekebaşı Belediye Başkanı İrfan Balıkçı’nın üzerine yürümesini hangi demokratik hakla bağdaştırabiliriz..
Belediye başkanının elinde belgeler var.. İlgili bakanlığa itirazını yapmış..
Ama ne yazık ki, bunu söyletmeye bile fırsat vermeyen bir zihniyet, çıkış yolu olarak şiddete başvurabiliyor..
Oysa, rüzgar gülünün o tarım bölgesine zarar vermeyeceği raporlarla sabitken, adamların yaptığına bakar mısınız?
Hem suçlular, hem güçlüler..
Bu yazıyı yazmamında sebebi de budur..
Antakya’da ve Samandağ’da yayımlanan gazetelere bakınca utandım.. Neredeyse tümü, haberi tek taraflı kamuoyuna aktarmış, ellerinde tek bir belge yokken, Tekebaşı Belediye Başkanı İrfan Balıkçı’yı daha ilk günden idam sehpasına çıkarmışlar..
Yazık! Oysa, rüzgar gülleri alternatif enerji kaynağı olması açısından destek verilmesi gereken bir projedir..
Belen’de de aynı rüzgar gülü kuruldu.. Ama ilk desteği Belen halkı verdi..
Anlayacağınız korkulacak birşey yok.. Kirlilik yok, tarım bölgesinin işgali yok..
Ama, bazı isimlerin bilerek, Tekebaşı’nda yaygara koparmalarını da suçluluk psikolojilerinin gereği olarak görüyorum..
Özetle..
İrfan Balıkçı’ya yüklenmeyi bırakın. O, sadece görevini yapıyor..
Hem de layıkıyla..!

TABELASI VAR, KENDİSİ DE..
Yıllar önce bir park vardı, uzakta..
Tabelası vardı, ama ortada park/mark filan yoktu..
Derken..
Dr. Yusuf Civelek seçildi, daha yeni göreve başlamıştı ki.. Aradan bir hafta geçmeden, Mustafa Kemal Mahallesi’nde bulunan o parkın fotoğraflanması için arkadaşları görevlendirdim..
Tabelada ‘Çocuk Parkı’ yazılıydı.. Ama parktan eser yoktu..
O gün bu çirkin manzarayı köşeme taşımış, en yakın zamanda bölgeye bir parkın kurulacağına olan inancımı aktarmıştım..
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in talimatıyla, muhteşem bir park kuruluyor şimdi o bölgeye.. Geniş bir alanda, herşeyin içinde olduğu çok amaçlı bir tesis ortaya çıkıyor..
Ne diyelim.. Teşekkürler Sayın Başkan, yüreğinize sağlık!

YAN SAHA MUHTEŞEM OLDU!
İşte bu kadar.. O eski zımpara sahadan eser yok şimdi.. Yan saha sentetik çimle örülmüş muhteşem yapıya büründü..
Ödeneğiyle, duruşuyla, yüreğiyle, çok şey kattı o spor sahasına Milletvekili Orhan Karasayar..
Yoktan var etti, bir stadyum havası yaşattı spor camiasına, kulüplere..
AK Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar’ı kutluyorum..
Futbolcuların sesine, feryadına kulak verdiği için..
O gün, “Bu sahaya neden el atılmıyor?” diye yazmış ve eleştirmiştim..
Peki ya şimdi..
Orhan Karasayar gereğini yaptı..
Öncüydü… Hiç el atılmamış bir alana el atan ilk milletvekili oldu..
Teşekkürler Orhan abi..

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.