Olacağı buydu.. Ta baştan beri aynı şeyi söylüyoruz:
‘Hallederiz’ ya da ‘Merak etmeyin güzel şeyler olacak’ veya ‘Sabredin’ demekle hizmet gemisi yürümüyor..
Satranç gibi.. İlk hamleyle birlikte şahmat için ‘zeka’ ve ‘kabiliyet’ farkını göstermek gerekiyor..
En başından söyleyim..
Yazdıklarımızla kimseyi ‘gaza’ getirmeye çalışmadık..
Görüşlerimizi paylaştık..
Fikrimizi söyledik..
Samimi davrandık..
Bunu yaparken de, tüm siyasi görüşlere eşit ölçüde yer verdik..
Hatta, meclis üyelerinin ‘uyumlu’ çalışma programını heyecanla takip edik, yazdık..
Kendi adıma, kullandığım yorumlarda, meclis üyelerini üzecek, şevkini kıracak, moralini bozacak üsluptan kaçındım.. Niye?
Herbirini önemsediğim için..
Ama görüyorum ki, İskenderun Belediye Meclisi’nde tansiyon ‘kişisel’ bir boyut kazanıyor.. Projeleri konuşmak varken, üslup ve siyaset modeli tartışmaya açılıyor..
Vakit daralırken, ‘girişim’ adına sarfedilecek ‘zaman’ cömertçe heba ediliyor..
Hani, mesele İskenderun ise, gerisi teferruattı?
Hani, İskenderun için birlikte çalışacaktık..
Hani, ortak akılla dayanışmayı sağlayacaktık!
Ne oldu, meclis salonu dar mı geldi?
Yoksa, ilçe teşkilatlarında siyaset yapmanın modası mı geçti?
Neye üzülüyorum biliyor musunuz?
Daha dünkü yazımda, ‘kıskançlık’ emarelerinin vücudumuza zarar verdiğini yazmış, bünyemizi zararlı ‘toksin’lerden arındırmamız gerektiğini hatırlatmıştım..
Ne oldu?
Meclis üyeleri tartıştı..
Belediye başkanı ara verdi..
Sonuç, hüsran..
Neymiş, CHP’yi bu kadar havaya zıplatan neden?
İbrahim Yaran, ‘Başkan tamam da, ekibine hayır’ türünden demeç vermiş, üzülmüşler, kırılmışlar..
Bu mudur mesele..
Ne var bunda?
Biz hergün hakarete uğrarken, tehdit edilirken, şikayet edilirken bu kadar yıkmadık, dökmedik..
Bugüne dek 50 proje sıraladık..
Her defasında aldığımız cevap şuydu:
– Paramız yok!
Eskişehir, İzmir, Antakya parayı nasıl buluyorsa, siz de bulun..
Bunun için seçilmediniz mi?
***
Aslında belediye ile ilgili eleştirilerde geçmişe bakmak lazım..
Mesela Cemil Taktak, Yankı Gazetesi’ndeki köşesinde, ‘başkan iyi, etrafında vasıfsız insan çok’ lafını ta aylar öncesinde kullandı..
Bu sözü kullanırken de yalnız değildi..
Benzer ifadeyi kullanan onlarca siyaset adamı var İskenderun’da..
Hem, bu tarz eleştiriler neden yapılıyor diye, birileri hiç düşündü mü?
Demek ki, konuyla ilgili bir boşluk var..
Demek ki, hizmet anlayışı noktasında zaafiyet var..
Kusura bakmayın.. Bugün eğer gazeteciler çıkıp, yerel idarecilere yönelik;
* Biz neden böyleyiz..
* Neden biraraya gelemiyoruz..
* Neden birbirimizi sevmiyoruz, türünden uyarıları yayınlıyorlarsa, düşünmek gerek..
Her defasında;
İyi olacak..
Güzel olacak..
Muhteşem olacak, gibi sözlerin büyüsü etrafında, ‘projesiz’ bir yaşamın dipsiz kuyusuna inmekten bıktık..
Üzgünüm.. Herşeye karşı gelen, her söyleme itiraz eden bir meclis oturumu istemiyoruz.. Hele ki; projesiz, renksiz, tadsız, tuzsuz bir gündem hiç istemiyoruz..
Size bir örnek vermek istiyorum..
Arkadaşlar dün GÜNEY’de bir haber yapmışlar..
Ayrıntı şu..
Tepe mahallelerde iki yıldır altyapı çalışmaları var..
Bir türlü bitmek bilmiyor..
Tabelada bir yazı..
Yüklenici firma, Ecay inşaat vesaire..
İşin süresi, 730 gün..
Başlama tarihi, 25.01.2008
Bitiş tarihi, 23.01.2010..
Biz hangi tarihteyiz?
Şubat 2010..
Ne zaman bitecek bu iş?
Kim denetleyecek, kim sonuçlandıracak bu yatırımı?
Bilmiyoruz..
Sorsak da, zaten cevap veren de olmaz!
Suç bizdeki yazıyoruz..
Hani ilçe başkanları, nerdeler?
Belediyeye zaman vermişler, bekliyorlar..
O halde kusura bakmayın.. Biz uyarmıştık..
Bugün mecliste bir tartışma ortamı oluşuyorsa, kabahat herkesin..
Özellikle de siyasilerin..
Bizler, “Birşeyler yalnış gidiyor” dediğimizde, neden ortalığı ayağa kaldırmadınız..
Her taraftan şikayetler yükselirken, “herşey yolunda” demek yerine niye yanlışlıkların üzerine yürümediniz..
“Vatandaşa yazık oluyor” diye kükremediniz..
Eh, siz bunların hiçbirini yapmayınca..
“Eloğlu” çıkıp, sokaklarda tartışır..
“Yapamadıkları hizmetin eksikliğini yaşıyorlar” der…
Özetle..
İstediğiniz kadar bağırın..
İstediğiniz kadar öfkelenin..
Üzgünüm..
İş işten geçmiştir!