Belen’e bağlı Atık Mahallesi.
Nüfusu 1000 bile değil..
Herkes işinde gücünde..
Gençleri kahvehanelerde..
Emekliler, aylık pirimleri artar bekleyişinde..
Çok renkli, şen şakrak bir yaşantı, yerini sessizliğe bürümüş..
Tarım gelişememiş..
Hayvancılık, nakit akışı sağlamaya elverişli değil.
Para aslanın ağzında.. Havasını alan, soluğu İskenderun’da alıyor..
Şimdiki hali ise işte bu fotoğrafta..
Daha geçen gün yazdım..
Yüzölçümü İskenderun’dan fazla olan Belen’de hayat durmuş vaziyette.
Belen Belediyesi’nin bütçesi sınırlı..
Bırakın yüzölçümünü, mahallelere yetişinceye dek tükeniyor o para..
Çoğu insan kapısız bacasız, kerpiç bir damda yaşam mücadelesi veriyor..
Öylece duruyorlar.. Hizmet bekliyorlar..
Fotoğraf bu… Durum bu.
Peki ne düşüneceğiz şimdi?
Öfkeli bir ses şöyle diyebilir:
– Kardeşim bu ülkede tek mahalle o mudur?
Peki ya içimizden biri şöyle derse:
– Belen Belediyesi hizmet vereceğim dedi, mevcut başkanı da oy istedi..
Oy verin demek yetmiyor.
İskenderun’un hudutlarını daraltmakla hiç olmuyor..
Oy verin dediniz, verdi… Peki sonra…
Gerçeği görmek için sandıklara, ilçe teşkilatlarına, il genel meclis üyelerinin kararlarına filan gerek yok.
Öyle ‘ben her hizmeti getireceğim. Projelerle geliyoruz’ demeye de gerek yok.
Gerçek işte tam burada… Belen’e bağlı Atık Mahallesi’nde..
Mahallede oturanlar İskenderun’a doğru bakıyor..
Hizmet istiyor..
Gelmeyince de, karar alıyorlar..
‘Köy olmak istiyoruz’ diyorlar!
Referandum yapıyorlar..
Ne mi çıktı sonuç:
277 oy / köy olalım!
27 oy / mahalle kalalım..
Artık iyice belli oldu..
Belen’e çok acil bir ‘envanter’ gerek..
Bugün Atık Mahallesi’ndeki tepkinin benzeri diğer mahallelere sıçrarsa, faturasını ve sorumluluğunu kim üstlenecek?
Yarın birkaç mahallenin daha gündeme getireceği referandumlar, Belen’in ilçe statüsünü tehlikeye sokmaz mı?
Bana sorarsanız bitsin artık bu inat!
Hizmet nereden geliyorsa, rota oraya dönmeli..
Yoksa yerel seçimler, vaadlerin verildiği, ardından ‘herkes başının çaresine baksın’ sözünün edildiği bir siyasi platform olmaktan öte gidemez.
Ne demiş büyüklerimiz..
Köyde yaşamak iyi niyettir, saflıktır ve güçlü kalmaktır.. Sağlıklı olmaktır.
Köyde yaşam bambaşkadır…
Herkesin gidebileceği bir köyünün olmasını dilerim (!)
Bir de oy atacağı sandık!
İLHAN BEYLER!
Bu yerel seçimler, sağda keskin kararlara neden olacak. Kimisi bırakacak, kimisi “tamam” diyecek.. Sağda durum biraz bulutlu.
İlhan Beyler’le konuştum.
Açıkça şöyle diyor:
– Hangi kesim olursa olsun, insanlarla omuz omuza vermek bu kadar mı zor? Proje ortaya koymak.. Sağ, sol ayırımı yapmadan, insanların ideolojisine bakmadan seçmene hitap etmek, İskenderun’u bir bütün olarak görmek, kent insanı için hizmet üretmek, İskenderun’u megaşehire dönüştürmek ekip işidir.”
Beyler, seçim başarısının çıtasını koyuyor..
Koltuğa değil, insanlara sahip çıkmak!…
Ve hemen ardından da, ekliyor:
“Hep aynı isimlerle yola çıkmak, İskenderun’a haksızlıktır”
İşte burası kritik. İskenderun’da adayların ismi şekilleniyor.
İddialı ve alternatif isim arayışı sürüyor..
İlhan Beyler faktörü tabii ki konuşuluyor..
Peki adaylık için ne düşünüyor?
“- İskenderun aydın bir kent. İnsanları bilinçli.. Görev verilmez, alınır. Hakkeden, her yönüyle hazır olduğunu gösterir. Vizyonu liderliğine işaret eder!”
İlhan Beyler, yerel seçimlerdeki adaylık kapısını açık tutuyor.
AK Parti ne düşünüyor, bilmiyorum..
Teşkilat, geçtiğimiz dönem Nevzat Barak’a yaptığını İskenderun’da İlhan Beyler’e yapar mı?
Herkes biliyor ki, İlhan Beyler’in İskenderun’da oyu var.
Bir potansiyel… AK Parti’den aday olursa etki yaratır.
Peki ne olacak? Bendeki izlenim şu:
AK Parti uzakları aramayı bıraksın artık.
Yakınlarında o kadar önemli isimler var ki..
Dönüp bakmaları yetecektir!
GANDİ’NİN GÜNAH LİSTESİ
Hazır laf yerel siyasetten açılmışken, aday adaylarının isimleri telafuz edilirken..
Sanırım, siyasetçiler bu listeyi çerçeveletip makamlarının hemen arkasındaki duvara asmalıdır. İşte Gandi’nin günah listesi:
İlkesiz siyaset..
Emeksiz zenginlik..
Vicdansız haz..
Niteliksiz bilgi..
Ahlaksız ticaret..
İnsaniyetsiz bilim..
Özverisiz ibadet!