İskenderun Kent Konseyi 2 Genel Kurulu toplandı. Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek Ankara’da olduğu için, Divan Başkanlığı’nı Yürütme Kurulu Başkanvekili Mimar Müfit Tennioğlu yürüttü.
İtiraf etmeliyim ki, Kent Konseyi ile ilgili yazdığım yazılardan sonra oturumda tansiyonun yükseleceğini bekliyordum..
Bingo! Öyle de oldu..
Kent Konseyi oluşumu bir türlü kafalarda şekillenmedi..
Gözler, hep yürütme kurulu üzerinde..
Alt çalışma gruplarını benimseyen çevrelerin kullandığı en esaslı taktik, şeffaflık oldu.. Örneğin, AK Parti İlçe Başkanı Musa Kurşun, ‘değişim’ ve ‘şeffaflık’ üzerinden manevra yaptı.. Sade o değil tabi, yükselen sesler arasında STK’lar da vardı..
Her biri, birinci oturumda yaşanan denge savaşından sonra, ikinci oturumda günah çıkarma seanslarının yaşandığına dikkat çekti..
Haklı ya da haksızlar..
Ben, bir kent konseyinin işlevine bakarım..
Bu konuda sorumlu tayin edilecek insan, Müfit Tennioğlu olmamalı..
Kent Konseyi’ne vekaleten başkanlık ettiğinden, şimşekler onun üzerine çevrildi..
Oysa Tennioğlu, İskenderun’daki en büyük güç kaynaklarından biridir..
Titizdir, ayrıntıcıdır, gerçekçidir..
Kent Konseyi bana, insanların ne dedikodular çıkarabileceğini, bir belediye başkanının ne komplo teorilerine kurban edileceğini ziyadesiyle öğretti..
Bu durumu, yazılarımda anlatmaya çalıştım..
Ama görüyorum ki, bir belediye başkanı yükselen tepkiyi dindirmekte gecikti..
Kent Konseyi’ni anlatmakta yetersiz kaldı..
Ta, 1. Oturumda yaşanan eksiklikler, bugün 2. Oturumda patlayan mantar gibi bizleri rahatsız etti.. Müfit Tennioğlu’nun yapacağı birşey yok..
Durumu iyi de idare etti.. Mütevazı haliyle, alt çalışma gruplarının fonksiyonunu, yararlı taraflarını anlattı..
Kafasında soru işareti taşıyan STK temsilcilerine söz hakkı tanıdı..
Müfit Tennioğlu daha ne yapsın?
Ama görüyorum ki, temsildeki hatalar olayı bu boyuta taşıdı..
Bugün eğer, AK Parti, MHP, DP ve daha birçok siyasi parti ile Türk Eğitim-Sen, Eğitim Sen, SES, BTS, BES, Tüm Bel Sen, Genel İş gibi STK’lar da tepkisel ses vermeye başladılarsa, o oturumda sıkıntı var demektir..
Bana sorarsanız, yürütme kurulu isim listesinde sunulan ‘dayatma’ havasından kurtulmanın bir tek çaresi var, o da yükselen sesi temsil eden isimlerin katılımının sağlanmasından geçer.. Demokratik bir yapı bunu gerektirir..
Oysa, İskenderun Kent Konseyi Çalışma Grupları Taslağı’nı inceledim..
Eğitim Çalışma Grubu, İmar Planlama, Çevre, Tarih Kültür ve Sanat, Doğal Afet, Sosyal Yardımlaşma ve Yaşlılar Grubu, Ekonomi ve Sosyal Kalkınma Çalışma Grubu, Sağlık Çalışma Grubu, Turizm, İnsan Hakları ve Tüketici Hakları, Spor ve Engelliler Çalışma Grubu, AB Çalışma Grubu ve daha birçok grubun katılımıyla gerçekleşmesi planlanan Kent Konseyi’ndeki tüm icraatların hayat bulması gerekiyor.. Hem de bir an önce..
Bugün her iki tarafın inadı, Kent Konseyi’ne sadece zarar verir..
Ben bu duyguyu iyi bilirim.. Kavga ve kutuplaşmanın vereceği tahribatın etkileri, kamuoyunda tehdit olarak algılanır..
Kimsenin şüphesi olmasın ki, Kent Konseyi eninde sonunda etkili bir yaşam biçimiyle karşımıza çıkacaktır..
Diyorum ya, İskenderun Belediyesi prestijli bir makamdır.. O halde, Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, Ankara’dan döner dönmez, bu konuda yaptırım uygulamalıdır.. Her iki tarafı dinlemek için de, bir dizi toplantı tertip etmelidir..
Bunun başka yolu yok artık..!
Ne yazıyordu, Kent Konseyi dosyasını içeren klasörde?
Yaşanacak başka bir İskenderun yok!
KAYMAKAM AKSAK VE 2 DAKİKA!
İskenderun Kaymakamı Cemil Aksak’ın farklı bir tabiatı var..
Basınla hep mesafeli.. Bu yaklaşımını eleştirecek değilim..
Tercih meselesi.. Ama, İskenderun için ehemmiyet taşıyan konularda da, İskenderun Kaymakamı Cemil Aksak’ın şöyle okkalı mesajlar vermesini de beklerim..
Göreve başladığı günden bu yana, İskenderun’a verdiği katkıları iyi bilen bir insanım..
Bir insan, kendiyle ilgili gerçekleri anlatırken, bu kadar mı komplekssiz ve gerçekçi olur.. Herşey bir yana iyi niyet beslediğini biliyorum..
Ama ne yazık ki, bu pozitif düşünceler ışığında, Sayın Aksak’ın basınla olan diyaloğu hafife almasından yana değilim..
Çünkü, Kaymakamlık makamında gerçekleşen toplantılar iki dakikayla sınırlı kalmamalı.. Belki bir anlık bir düşünceyle, kamuoyu adına bazı planlar ve projeler tartışmaya açılabilir.. Her tartışma, İskenderun’un menfaatleri içindir..
Yoksa, İskenderun basını yıkıcı eleştirilere itibar etmez..
Zarar oluşturacak hiçbir habere de prim vermez..
Doğal olarak, haber notlarına bakarken, arkadaşlarımdan edindiğim bilgi doğrultusunda Kaymakam Sayın Cemil Aksak’ın haber sürelerini ‘iki dakika’ olarak sınırlandırılması fikirini şaşırtıcı buldum..
Bugün Cumhurbaşkanlığı makamı bile, gazetecilerle saatlerce toplantı halinde olmalarını kaldırabiliyor.. Ya da Başbakanlık makamı öyle değil mi?
Yaşadım, biliyorum!
Ama bakıyorum ki, bir Sivil Savunma Müdürlüğü’ndeki toplantının ‘iki dakikalık’ süreyle kısıtlandırılması, AB’den gelen öğrencilerin ziyaretinin yine kısa süre zaman dilimleriyle geçiştirilmesine bir anlam veremiyorum..
Duydum ki, Körfez’deki yangın haberinde de Sayın Aksak görünmekten imtina etmiş.. Canı sağolsun..
Umarım, yakın bir süre zarfında durum değişir..
Gerçek şu ki..
Komşu komşunun külüne muhtaçtır, atasözünü anımsatayım.
Ben bunu biraz başka bir söze dönüştereceğim:
“Komşu komşunun bilgisine de muhtaçtır”.
Benim açımdan bu da bir kazanç!
20 SORU!
İskenderun Demokrat Gazetesi’nde, ‘20 Soru’ başlıklı bir bölüm var.
O bölümün bu haftaki konuğu Gözcüler Belediye Başkanı Necmettin Güler’di..
7. soru dikkatimi çekti..
Soru şuydu:
– Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
Cevap:
Halka hizmet!
Gelde gülme!
SÖYLEMEDİ DEMEYİN!
İskenderun Belediyesi Basın Bürosu ilginç bir açıklama yapıyor.. Diyor ki:
– Bir yerel medyada yer alan haberleri yanlış algılayan, İskenderun kamuoyu vs..
Birincisi, kamuoyunun yanlış algılayacağı haberler basın bürodan çıkıyorsa, orada görevli olan insanlar, artık kendilerine bir çeki düzen vermelidir..
Bu etti, ikinci hatta..
İkincisi, haberin devamında şu görüşler var:
– Geçmiş belediye yönetimi döneminde yani 2007 yılında aday memur olarak atanan personel, iki yılın sonunda aday memurluktan, asil memurluğa atanmışlardır. Sonuç olarak ortada personel alımı yoktur. Yapılan asil memurluğa atama işlemidir..
Peki, anlıyorum..
Madem, böylesine esaslı bir açıklama yapma gereği duyuyorsunuz, o halde, neden bugünü beklediniz?
Basın Bürosu, her haberi iki satırla geçiştirmekle görevli bir birim değil ki..
Yazın detayları, kamuoyu doğru bilgilensin.. Hatta daha açık yazmakta fayda var..
Madem, zabıta ya da itfaiye erlerinin yemin töreni gerçekleşiyor.. O halde, çağırın basın mensuplarını hem olayı yaşasınlar, hem de doğru bilgi edinsinler..
Söylemedi demeyin!
Beyler, bu işin cılgı çıktı artık..
Hemen hergün, İskenderun Belediyesi Basın Bürosu tarafından maillerimize birkaç haber iniyor.. Oysa, basın mensupları niye var? Haber takibi yapmak ve yazmak için!
Bunu en iyi o basın bürosundaki görevli arkadaşım biliyor olmalı!