Düşünmeden edemiyorum..
Dün öyle bir meclis toplantısına şahit oldum ki, hangi partinin ne yapmaya çalıştığını, hangi misyon üzerinden siyaset güttüğünü anlayamadım.
Eğer ben siyasetçi olsaydım, hangi tavrı koyardım, kestiremiyorum..
Olay şu..
Mete Aslan Bulvarı’nın ismi değişti.. İsim değişikliğine ‘evet’ diyenler, CHP ile AK Parti.. Red verenler ise, DP ile MHP..
CHP’nin gerekçesi, “Yaşayan bir siyasetçinin adının bulvara verilmesi, Mete Aslan ile Aytaç Durak’a özgü bir olay, değiştirilmeli..”
Açıkça anlıyoruz ki, birileri üzerinden öfke dinmiş değil..
Yalnız MHP’nin tavrı merak uyandırdı bende..
MHP’li Garip Şandır, ikinci golünü atmışa benziyor. Daha önceki oturumlarda faaliyet raporuna ‘çekimser’ oyu veren MHP, bu kez ‘bulvar ismi değişikliğinde yine Demokrat Parti ile aynı çizgide örtüştü. Belli ki, tabana oynuyor.. Mete Aslan’ın hizmet politikası üzerinden açık kart oynuyor.
İlginç bir öneri getirdi Garip Şandır:
“- İsim değişikliği gündemimiz olmamalı. Bulvar üzerinden mağdur olanların hakkı gözetilmeli..”
Demokrat Parti ise İsmet İnönü Caddesi üzerinden örneklendirme yaptı:
“- İskenderunlular bu caddeyi, Fener Caddesi olarak biliyor ve anıyor.. İsim değişikliğinin bir anlamı yok.”
Ben de diyorum ki, ‘değişiklik hikaye, partiler arası çekişme şahane..”
Şaka bir yana.. Kısır çekişme sürüyor. Oysa, Tayfur Sökmen, Hatay Devlet Başkanlığı yapmış bir isim.. Yolun tamamı esas alındığında, caddeyi ikiye bölmenin zaten bir anlamı yok.. Tek bir ad üzerinde birleşmek mantıklı..
Ama bu durum geçmiş yönetimi bağlamalıydı..
Yanlış ta başlarda almış başını yürümüş..
Şimdi, bulvar üzerinde çekişme tekrardan alevlendi. Beni asıl düşündüren olay, CHP’nin geçmiş yıllardan süregelen yanlışlıklara ‘öfke’yle yanıt vermesi..
Oysa, meclisteki ‘ince’ hareketler yerine, geleceğe dönük projeler ele alınabilirdi..
Örneğin, PrimeMall üzerinde çekinceler konuşuluyor. Ama kimselerin BİM ya da ŞOK gibi alışveriş merkezlerinin esnafa yönelik zararlarını anlattığı yok.
Veya, Ziraat Bahçesi’nin ‘Milli Park’a dönüştürülebilmesi için kimseden ‘çıt’ çıkmıyor. Halen herhangi bir parti, herhangi bir ‘teklif’ üzerinde nasıl bir tavır sergiliyor diye, ‘gösteriş’ tartışması yapılıyor.
Ama gözden kaçan bazı hususlar var..
Mesela aynı CHP grubu, Bulvar ismi değişikliğine gösterdiği hassasiyeti, imar planı değişikliği üzerinde gösteremiyor. Ya da bana öyle geliyor.
Olay şu..
Gündemin 8. Maddesi..
Şöyle yazıyor:
– Karahüseyinli Köyü kıyı kesiminde 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile 2350 nolu parselin bulunduğu adanın turizm ve ikinci konut alanına, 2340 nolu parselin bulunduğu adanın yeşil alana, 2310 nolu parselin bulunduğu adanın günübirlik turizm tesis alanına, 2330 nolu parselin bulunduğu adanın da turizm ve ikinci konut alanına dönüştürülmesi ile ilgili İmar ve Şehircilik Müdürlüğü teklifi..
Bilmeyenler için yazayım.. Adalar bazında numaralar belki birşeyler ifade etmiyor. Ama 2350 nolu parselin bulunduğu alanın sahibi olarak, CHP Belediye Meclis Üyesi Zeki Aytaş ve Mimar Ali Yavuz isimlerini yazsam, ne diyeceksiniz?
Düşünebiliyor musunuz.. İmar planı değişikliğine gidiliyor ve o parselin biri CHP Belediye Meclis Üyesi’ne ait..
Yanlış anlaşılmasın.. O yeşil alanın turizm ve ikinci konut alanına açılması beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Ama bu acele niye? Daha kaçıncı oturum oldu ki, imar planı değişiklikleri CHP’li belediye meclis üyelerinin parsellerine kadar dayandı?
CHP grubu, bu davranışı, İskenderunlular’a ‘etik’ olarak gösterebilecek mi?
AK Parti’nin bu konuda çekincileri olduğunu biliyorum. Diğer partiler de benzer serzenişler gösteriyor..
Ama eğer, silbaştan atılacak hamleler CHP çatısı altındaki isimlerin üzerinde yoğunlaşacaksa, o halde birkaç oturum daha bekleyip, geçmiş yönetimin yarattığı haksızlıklar üzerinde bir liste hazırlayalım. O listede yer alan mağdur isimleri, meclise sunup, topyekün bir kurtuluş reçetesi hazırlayalım..
Doğru olan bu mu? Hayır!!!
Benden hatırlatması.. Bu sendrom her seferinde hizmet aktarımını uçurumun kenarına getirmiştir. Eğer daha şimdiden yapılan uyarıların hiçbirini dinlemeyen bir meclis, partiler arasında bir sürtüşmeye sahne alacaksa, işler yürümez olur..
Ama gündem maddelerine bakıp şunu söyleyebilirim:
Hatalar arttıkça daha büyük hatalar yapılmaya başlar..
Bir süre sonra İskenderun yönetimi, meclisin kontrolünden çıkar..
Bunu du hiçbirimiz istemeyiz.. Öyle değil mi, sayın meclis üyeleri!