Olay Gazetesi’nin, eski belediye başkanlarından Mete Aslan’la yaptığı mülakat sonucunda “İskenderun Koalisyon Belediyesi’ne Hodri Meydan” başlıklı yazıyı okudum.
Mete Aslan, formunu kaybetmişe benziyor..
Bir demet ‘anlamsız’ siyasi sözler..
Gereksiz ve manasız..
Dört aylık bir belediye yönetimini sorguluyor ama son 5 yılda yaptıklarını, kavgalarını, ihtiraslarını, kırdıklarını, küstürdüklerini konuşmuyor..
Neymiş..
CHP+DSP+SHP+DTP+ÖDP=CİVELEK
Belli ki, Mete Aslan’ın kafası karışmış.. 32 bin oy az bir rakam değil..
Daha düne kadar sol partilerin tümünü küçümseyen kendileri değil miydi?
Kaldı ki, hatasız (!) halleriyle çok seviliyor, sayılıyor olsaydı, neden sağ partilerin telkinleriyle anıldı, durdu..
7 cücelere ne oldu?
Devleştiler mi?
***
Mete Aslan’ın incileri saymakla bitmiyor.. Aldığı 24 bin oydan ‘başarı’ sonuçları çıkarıyor. Oysa, son iki dönemdir yerel seçimler istatistiklerine bakın (2004-2009)..
Oy grafiği hep düşüyor.
Listeleri kontrol etmek zor olmasa gerek!
Arşivlere bir göz atın.. Büyük bir seçmen kitlesi, o tarihlerde kendilerine karşı soğuk bakmıyor muydu? Sakarya Mahallesi’nde ne değişti? Dumlupınar ahalisi neden fikir değiştirdi? Diğer mahallere hizmet gitmedi mi ki, tavırlarında bir değişim yaşandı?
15 yılın avantajlarını kullanamayan bir belediye başkanı, eğer oy kayıplarıyla başı derde giriyorsa.. Övündüğü bu durumdan ders çıkarması gerekmiyor mu?
İskenderun’da ilk defa mağlubiyetten keyif alan bir belediye başkanına şahit oluyorum..
Şu sözlere bakar mısınız:
– “Ben İskenderunlular’la yüz yüze görüşüyorum. Sizde de o yürek varsa hodri meydan..”
İnanın merak etmiyorum.. Kimleri kastettiği önemli değil. Ama kendileri hariç, her kesimin, her siyasi parti temsilcisinin, kent halkıyla rahatça görüşebildiğini söyleyebilirim.
Bir de şu var.. Halk huzurlu.. Esnaf huzurlu..
Şikayet yok.. Gereksiz cezalar yok..
Hizmet furyası tıkır tıkır işliyor..
Kaldı ki, İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek 4 ayda 62 bin vatandaşla görüşebilmiş.. Belli ki, Mete Aslan’ın gazeteye yansıyan sözleri, peşin verilmiş ön yargılı sözlerin ilk izlerinden başka bir şey değil..
Bir benzin istasyonu için söylenen sözler gibi..
O kavşağın Mete Aslan döneminde nasıl kapatıldığını herkes çok iyi biliyor..
Bu konuda demogoji yapacak en son kişi Mete Aslan’dır..
Özetle..
Daha dün yazdım.. Geçmiş dönemin defterini kapatan bir belediye başkanı görev yapıyor İskenderun’da.. Kısır çekişmeleri sevmiyor, gereksiz kavgalardan nefret ediyor.. Bakıyorum ki, birileri buna katlanamıyor..
Dr. Yusuf Civelek, henüz tek kelime etmiş değil Mete Aslan’ın aleyhinde.. Hatta, iyi niyetli söylemlerinden ötürü de eleştirildi..
Kim ne derse desin..
Başkan Civelek, bu konuda çok yapıcı ve uyumlu bir hava içerisinde adımlar attı..
Mete Aslan bunun farkında.. Zaten, başkanın ismini telafuz etmeye cesaret edemeyişinden bunu kolayca anlayabiliyorum..
Mete Aslan’a tavsiyem şu:
Lüzumsuz kavgalarını, kendilerine akıl verenlerle sürdürsün.. İskenderun’un kısır çekişmelerle kaybedecek bir 5 yılı daha yok..!
ASIL OLAN CHP Mİ, YOKSA İSİMLER Mİ?
CHP çatısı altında bu aralar herkes şunu konuşuyor:
– Milletvekili Abdulaziz Yazar, Nihat Karpuz’u defterden silmiş?
Öğrendiğim kadarıyla, Aziz Yazar, Karpuz’u istemediğini belediye başkanlarına verdiği yemekte dillendirmiş.. Sonra da, Nihat Karpuz’la biraraya gelip, ‘birlik ve beraberlik’ mesajı vermiş..
Biliyorum kafanız karıştı..
Olayın özeti bu.. Bildiğiniz estantaneler..
Miş..
Muş..
Dedikodu sonsuz derya gibi..
Bugün bu olaya farklı bir açıdan bakacağım..
CHP Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar’ı sever, saygı duyarım..
Çünkü, Sol’dan gelen bir poltikacı olarak Sayın Yazar, hem CHP hem de siyasi partilerle uyum çizgisinde bir denge unsuru..
Siyasi ortamın gerginleştiği günlerde yaptığı makul açıklamalarıyla kamuoyunda yükselen tansiyonun düşmesini sağlıyordu..
Bu CHP için çok yaşamsaldı..
Aziz Yazar’ın bu tavrı, iyimserliğinin, hoşgörüsünün ürünüydü..
Kimseyi kırmaz, üzmez!
Aziz Yazar’ın uygar dünya görüşü.
Çağdaş, laik demokrasi anlayışı.
Cumhuriyet’e bağlılığı..
Atatürk ilke ve devrimlerini özümsemesi..
Benimsediği sosyal yaşam şekli tartışılmaz..
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim.. Aziz Yazar artık CHP çizgisinin dışında, her partinin sevgi ve saygınlığını kazanmış bir isimdir..
Dünya görüşünüz ne kadar farklı olursa olsun Aziz Bey’le kolaylıkla diyalog kurabilirsiniz..
O bakımdan, hakkında çıkartılan dedikodular pek inandırıcı değil..
***
Peki bu duruma bakıp, CHP İlçe Başkanı Nihat Karpuz için neler söyleyebiliriz?
CHP’nin partilerüstü konumunu korumaya özen gösterdi. Yerel seçimlerde çalıştı, meydanları inletti.. Parti çıkarıyla birlikte, belediyenin saygınlığını ön plana aldı.
Bir anımsatma yapmakta fayda var..
İki dönemdir yürüttüğü ilçe başkanlığı deneyimi ve ılımlı kişiliği, her siyasi kesimin desteğine sahne oldu..
Bunlar, Nihat Karpuz’un olumlu yanları..
Unutmadan.. Kimseye biat eden bir ilçe başkanı da olmadı..
Nihat Karpuz’a haksızlık etmek istemem.. Ama yanlışları da yok değildi..
Zaman zaman fervi çıkışlar yaptı..
CHP Hatay Milletvekili ile çoğu kez ‘fikirler’ odağında ters düştü, bildiğini yapmaya çalıştı.. Parti içindeki konumunu, belediye başkanları nezdinde, ‘üstün’ bir yapıda kullanmaya çalıştı.. Parti içinde bunların yaşanması normal..
Ama açık yüreklilikle ifade etmeliyim ki, Nihat Karpuz özünde iyi bir insan, etkin bir siyasetçidir.. Kongrelerde yaşanan olumsuzluklar da dikkate alınacak olursa..
Ortada bir samimiyet zaafının yaşandığına inanıyorum..
Çünkü CHP’de, bir süredir kamuoyuna kısmen yansıyan bir gerginlik yaşanıyor.
Şimdi geliyorum, yazımın asıl meselesine.
Böyle bir günde bu iklimi torpilleyecek girişimlerle ilgili söylenebilecek tek şey şudur:
Lütfen, böyle bir günde bu inatlaşmayı bırakın..
Bazı şeyleri unutmak lazım.
Eğer herkes kendi acısını, kendi kinini, kendi ıstırabını canlı tutmaya kalkarsa, biz bu barışı neyin üzerine kuracağız?
Sen unutmazsan, unutturmamaya çalışırsan, başkaları da unutmaz, unutturmamaya çalışır. Söyler misiniz, bu neye ve kime hizmet eder?