ŞEFFAFLIK BİR SEÇENEK DEĞİL, BİR ZORUNLULUK!

Şeffaflık bir seçenek değil, bir zorunluluk!

Bir fıkrayla başlayalım..
“- Öğretmen öğrencilere, ‘Şeffaf’ nedir?’ diye sormuş..
Fıkra bu ya, hiç kimse bilememiş..
Bir öğrenciyi kaldırmış:
– Bak sana ne olduğunu söyleyeceğim, sende anında örnek verebileceksin, çok kolay. Bir tarafından bakıldığında, diğer tarafı görünen şeye şeffaf denir, örnek?”
Öğrenci:
“- Anahtar deliği hocam..!”
***
Bize meydanlarda anlatılan şeffaflık tabirinin karşılığı bu olsa gerek!
Nereden çıktı bu şeffaflık?
Hani seçim vaadlerinin tümünde, konuşma metinlerinin kıyısında/köşesinde her siyasetçi ‘Şeffaf olacağız’ diye okkalı bir söz patlatır..
Ama seçimler bittiğinde, anahtar deliğini bile göremeyiz..
Nisan’ı devirdik, Mayıs’a geçtik. Tık yok!
Kimden, İskenderun Belediyesi’nden..
Olay şahsi değil.. CHP’nin alayını ilgilendiren bir sorun..
Geçmiş dönem olsaydı, yer yerinden oynardı..
Belediye CHP’li olunca herkes suskun alimallah..
Nedense, dışarıdan konuşulanı kimseler duymuyor(!)
CHP’li meclis üyelerinin de üç maymunu oynamaları ilginç..
Neden böyle söylüyorum?
Zelluh’ların yaptıracağı otelle ilgili spekülasyonlar dinmek bilmiyor.
Düne kadar aynı CHP’nin -mahkemenin sonucunu beklemek adına- ‘Red’ oyu verdiği meclis kararları henüz unutulmadı. Oysa şimdi, otelin yapımı için ‘arabuluculuk’ yapan isimler var.. Ercüment Kimyon’a ‘Lütfen davayı çeker misiniz?’e kadar varmış baskının boyutu.
Ee, ne olacak peki şimdi?
Yarın da, buna benzer ‘kararsız davranışlar’ karşısında ne yapacağız?
Bugün ‘Hayır’ dediklerimize, yarın ‘Evet’ demek kolaylaşacak mı?
Sırf muhalefet olsun diye, meclise sunulan ‘hayır’ cevaplarının, günahını hep İskenderunlular mı çekecek?
Dünkü ‘hayırcıların’, yarın gayrımenkul satışları için de hep bir ağızdan ‘eveeeet’ demeyeceklerini nereden bileceğiz..
***
Bak güzel kardeşim.. Otele karşı değilim, gayrımenkul satışlarına da..
Bunu defalarca yazdım.. Asıl mesele, alınan kararlardaki ‘değişkenliklerdir..’
Yarın bu tarz değişkenlikler karşısında, ortaya bazı pis kokular yayılmaya başlasa, bunun altından kim kalkacak?
Fatura kime kesilecek?
Kimse konuşmuyorsa, bazı kararlar kapalı kapılar ardında alınacaksa, doğru bilgileri kimden edineceğiz, hakkaniyeti nasıl koruyacağız?
Nerede kaldı meydanlardaki “şeffaflık’ ilkesi..
Özetle..
Artık şeffaflık bir seçenek değil, bir zorunluluk.
İskenderun Belediyesi’nin nasıl performans gösterdiğini belediye başkanı Yusuf Civelek herkesten iyi bilmesi gerekiyor. Şeffaflığın önem kazanması belediyeye duyulan güvensizliği aşabilmek için fırsatlar içeriyor.
Varsa ortada, İskenderun’un menfaatlerini koruyan bir durum, o halde çıkın açıkça halkla paylaşın..
Lütfen kimse kapalı devre kararlar almasın..
Güzelim İskenderun, kimsenin babasının çiftliği değil!!!

TEMİZLİK İŞLERİNDE NELER OLUYOR?
İSDEMİR, küresel krizin etkilerini en aza indirgemek için yönetici/çalışan bazında yüzde 35 maaş indirimine gitti. Bunu daha önce yazmıştım.
Kaldı ki, aynı kurum bu kararın gerekçelerini, basın mensuplarına gönderdiği yazılı açıklamayla bildirdi. Bizler de kamuoyundan gelen tepkilerle birlikte olayı ucundan kıyısından irdeledik..
Ama sonuçta durumu anlatan, sıkıntılarını kamuoyuyla paylaşan bir İSDEMİR vardı karşımızda..
Bir de İskenderun Belediyesi’ne bakalım..
İddia şu..
Yeni ihale sözleşmesine göre, İskenderun’da temizlik işlerini yürüten Alman firması 100’e yakın temizlik işçisinin işine son vermek istiyor ya da son verdi.
Sözleşmenin kapsamını bilmiyorum..
Firmanın kaç kişi çalıştırması gerektiği belirsiz..
Niçin böyle bir karar aldığı bilinmiyor..
Bu durum, İskenderun Belediyesi’nin tasarrufunda bir yapılanma da olmayabilir..
Çünkü belediye, işi koşullara uyan bir firmaya verir.. Ardından, temizlik işinin koşullara uygun yapılıp, yapılmadığına bakar.
Ama işi verdiği firma 50 işçiyle çalışır, ama 100..
Dedim ya, standardı bilmiyorum..
Eğer iddia doğruysa, İskenderun Belediyesi’nin işten çıkarılan/çıkarılacak temizlik işçileri için bir tasarrufta bulunmayacak mı?
Herşeyi geçtim..
Allah rızası için, hiç kimse çıkıp, bu durum hakkında tek bir açıklama yapmayacak mı? Soruyorum herkese:
Bu iddia asparagas mı, değil mi?

DOĞALGAZ TAM GAZ (!)
Dörtyol, Sarıseki belediyeleri törenlerle doğalgaz borularını yeraltına indirdi.
Sıra İskenderun’da demiyeceğim.. Çünkü İskenderun’da da başladı..
Şaşırmayın..
Eğer Doğalgazı İskenderun’a döşeyecek firmanın başındaki isim, bir belediye başkanından randevu alamıyorsa, olacağı budur..
Yanlış duymadınız..
Randevu yok, ama hizmet var..
Çünkü, firmanın yetkilileri baktılar ki, randevudan birşey çıkmayacak, bari işe başlayalım da zaman geçmesin, işi tarihinde bitirelim hesabına düştüler..
Allah sabır versin, düzelecek arkadaşım düzelecek!

FESTİVALİN PARASINI HİZMETE DÖNÜŞTÜRELİM
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ilçe belediye başkanları toplantısında yaptığı konuşmada bir bölüm dikkatimi çekti.. Şöyle diyordu:
“Arkadaşlar, şu lüzumsuz, gereksiz, yok festivaller, yok şölenler, yok bilmem neler filan, bunlardan artık kesinlikle vazgeçmeliyiz, vazgeçmelisiniz. Oralara yapılacak harcamaları, gelin o bölgede fukaraya, garip gurebaya veya hizmete dönüştürelim. O çok daha hayırlı olacaktır. Bunun üzerinde lütfen ısrarla duralım.”
Evet, sayın başbakanın da dediği gibi, üzerinde ısrarla durulması gereken paralı bir etkinlik..
Bunu söyleyen Başbakan diye, CHP’li belediyelerin itiraz etmeleri normal..
Belki aramızdan, “yılda bir kez eğlenmek bizim de hakkımız” diyenler de çıkabilir..
Bence itiraz edilecek bir yanı yok..
Başbakan haklı.. Geçmiş yıllarda festival komitelerinin ortaya koyduğu rakamlar ortada.. En düşüğü 200 bin TL. Gelen sanatçılar, halkın parasını topluyor, gidiyor..
Hafızalarda sadece, “O sanatçının kafasına pet şişe atıldı. Şu sanatçı fenalık geçirdi” şeklinde magazin haberleri kalıyor.. İskenderun’un güzelliklerini yansıtan kareleri hangimiz yaygın basında rastlayabildik..
Paramızla, üstelik kötü reklamlara alet olduk..
Şimdi bir de ekonomik kriz var. Bunu CHP’li milletvekilleri pek dillendiriyor(!)
Yazıktır, günahtır..
Bu sözüm tüm belediyelere..
Sadece festivaller değil, şölenlere harcanan paraları da hizmete dönüşterecek onca imkan var.. Fakurayı, garip gurabayı unutmayalım..
Bana sorarsanız da en hayırlısı budur!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.