MHP Hatay İl Başkanı Şefik Çirkin’in 2007 seçimlerinden sonra, basınla ikinci buluşması.. Türkiye’de yaşanan olumsuz gelişmelerden rahatsız olduğu apaçık ortada.. ‘Demokrasiden başka çare yoktur’ derken, siyasi kutuplaşmanın ayarını düşürmenin gerekliliğine odaklandı.
Sayın Şefik Çirkin’in İskenderun’a olan ilgisi bambaşka..
Dikkat ediyor musunuz.. İl bazında İskenderun’a gelip, basınla bir araya gelen başka da teşkilat başkanı yok..
En başından ilgili..
En başından siyasi sorumluluğa sahip..
Takipçi..
Sayın Çirkin’in açıklamasının en anlamlı bölümü şöyle:
“Halkımızın memnuniyeti bizim için çok önemli.. Hatay’da 15 belediyemiz var. Belediyelerden, teşkilatlarımızdan, il genel ve belediye meclis üyelerimden memnunum.. Anketler yapıyoruz. Halkımızın sıkıntılarını, beklentilerini araştırıyoruz, çözüyoruz. Bizler siyasi gerginlik istemiyoruz..”
MHP Hatay İl Başkanı Şefik Çirkin, gündemle ilgili suni gelişmelere zaman zaman kızdı.. Ama sakin duruşunu hiç bozmadı..
Bir hususa çok takıldı.. Nedir o?
“- Kim, ‘MHP terörle besleniyor, bizim dönemimizde terör arttı’ diyorsa şerefsizdir, ahlaksızdır!” diyerek, bu ağır cümlede yatan ayıba işaret etti..
***
Mesela, İskenderun Belediyesi ile ilgili görüşleri netti..
‘- Takip ediyoruz, inceliyoruz, arkadaşlarımızla paylaşıyoruz’ diyerek, Başkan Yusuf Civelek’in yakın markajda olduğunu duyurdu..
Sayın Civelek’i ‘kibar’ bir insan olarak tanıttı..
Ama çekinceleri de yok değildi..
Neden mi? Anlatayım..
‘- İşçilerin çıkarılması bizi üzdü’ diyerek, ilk salvoyu yaptı..
Başkanın medyada sıraladığı gerekçelere bakıp, sorular sordu..
Tatmin edici yanıtlar aradığını söyledi ve ekledi:
– Yarın, belediye kaybedilirse, aldıkları işçiler çıkarılırsa, yazık olmayacak mı?
Haksız da sayılmaz..
MHP Hatay İl Başkanı Şefik Çirkin’in yaptığı konuşmayı dinlerken..
Sadece işçi kıyımı değil, daha bir çok konuda belediyenin yaptığı yanlışlıklara olan itirazlarım aklıma geldi..
İtiraf etmeliyim ki..
Sayın Çirkin, iki saatlik konuşmasında, İskenderun Belediyesi’ne ayar üstüne ayar verdi.. Nasıl mı?
* İşçiden tasarruf olmaz..
* Akıl kãrı bir iş değil..
* Evlatlarımızın ocağını kapatmakla kent barışını böyle mi sağlayacaksınız..
* Yakıştıramadık!
* 15 belediyemiz var, hangisinde işçi çıkarıldığını duydunuz?
* Bunlara seyirci kalmamızı bizden kimse bekleyemez..
Ayar demişken, İlçe Sağlık Grup Başkanlığı’na yönelik konuşmasında, sayın Çirkin, başka sendikalara yönelik baskılardan söz etti.. İşte saptamaları:
* Hiç kimse, bir başka sendika üzerinde baskı kuramaz..
* Üyelerin istifa etmeleri isteniyor, rüşvete varan iddialar var..
* Eğer doğruysa, o sağlık başkanından hukuk ölçülerinde hesabını sorarız.
***
Şöyle bir korkum var..
İskenderun’da birşeyler eksik gidiyor.. Bunu defalarca söyledik, yazdık..
Umarım sadece bu tespitler değil, halkın paylaştığı sıkıntılar odağında, üzerimizdeki ölü toprağını atarız.. Buna ihtiyacımız var..
Yerel seçimlerin üzerinden neredeyse bir yıl geçti, ama gözle görülür ne bir hareket ne de bir faaliyet var..
Sayın Şefik Çirkin’in çekincelerini anlıyorum..
Sakin üslubu, milim geri adım atmayan kararlılığı, davasını anlatma çabası, bağcı dövmeyi değil üzüm yemeyi hedeflemesi, gayet aklı başında ve mantıklı bir noktada durmasıyla hep öne çıkıyor..
Bugün anlattıklarından yola çıkarak, bazı mesajların yerine ulaşacağını da biliyorum..
Kısaca.. Ne derseniz deyin..
Bazen İskenderun için iyi bir gelecek ele geçirdiğinizi düşündüğünüz sırada, sizin karşınıza birçok ‘sorun yumağı’ gelebiliyor..
Bu şimdi gerçek bir sınav!
İskenderun için mücadeleyi göze alacak mıyız, almayacak mıyız?
Sadece güzel şeyler görmek ve çağdaş bir ‘atılım’ görmeyi arzulayan biz sıradan vatandaşları yakından ilgilendiren bir soru bu.
İskenderun’un dinamiklerine güvenmeyeceksek, kime güveneceğiz?
İKİ UÇ
Tam iki ucu bir araya getirdiğimizi düşündüğümüzde, birisi uçların yerini değiştirir..
Herbert Hoover