Radyolarda, Modern Talking fırtınasının estiği günlerdi. Tv’de, Tolga Savacı ve Yaşar Alptekin’in gençlik filmleri ilgi görüyordu..O günün dans figürleri de farklıydı, insanın karakteri, kişiliği de henüz evrim geçirmemişti.Yalan yoktu mesela.. Hiç olmasa bu kadar yaygın değildi..Kaleşlik nedir bilinmezdi..Haysiyetsiz..Şerefsiz..Dönek..Egoist.Ahlaksız derseniz, 3. sayfa haberlerini doldurmayacak kadar azınlıktaydı..Yağcı..Yüzsüz..Sıkışınca, yalvaran..Güçlenince, ezen..Zalim..Vicdansız..Çıkarcı.İftiracı gibileri pek anımsamam o günlerde..Saf ve temiz duygular vardı..Çekingen aşıklar vardı mesela..Bir de eskimolar vardı, ilaç kutusunun içinde yapılan.. Hoş, dondurmaların hasıydı, kralıydı!Hayatan zevk alırdık..Mutluyduk..Öyle bugünkü gibi, menfaat arkadaşlığı yoktu.Delikanlı dostlarımız çoğunluktaydı..Öyle arkadan kahpece vurmalar yoktu..Gece karanlığında gökyüzüne bakar, yıldızları sayardık..Daha parlak, daha alımlı gelirlerdi bana..Bugün yıldızlar daha mat, korkak ve ürkek..Bugün mp3’ler var..Belki, binlerce şarkı vardır i-pod’unuzda.. Ama hangi şarkı, yüreğinizi heyecanlandırır ya da sizi başka dünyalara alıp götürür..Yeniler arasında hangi şarkı sevginizi paylaşır, aşkınızı anlatır..Bir Sezen, bir Nilüfer, bir Ajda’nın lezzeti hangi şarkı da var..Hangi albümü aylarca dinlediğiniz oldu..Bir kaseti doldurmak haftaları bulurdu.. Onu dinlemekse bir yılımızı alırdı..Satır satır ezberlerdik o sözleri.. Harflerle dans ederdik..Eskimezdi şarkılar, eskimezdi sözlerin anlamı..Üç parça bir müzik seti vardı odamda..Çocukluk ya, ışıklandırmıştım her bir tarafını..O zaman annemin yaşıyordu..Ortak olurdu acımıza, öfkemize, mutluluğumuza..Dans ederdi benimle..Bir de, kasetçaların kapağını açar, günde üç kez silerdim içini..En değerli varlığımdı..Hayat arkadaşımdı..Hoparlörün kablosunu uzatır, bir tekini damın öteki ucuna yerleştirirdim.. Odamdan müzik setini açar, dama kadar getirdiğim hoparlörü kulağıma dayardım..10 şarkının sığabildiği kasetin hiç bitmemesini dilerdim..Uyumaya çalışırdım, başaramazdım..Bir el okşardı başımı…O annemdi!Şarkılar biter.. Ve ben, üşenmeden aşağıya odama iner, kasedi başa alırdım.. Derken..Yıldızlar..Hayaller..Gençliğim..Huzurluyum..Mutluyum..***Sene 1984..Yalan yoktu mesela.. Hiç olmasa bu kadar yaygın değildi..Kaleşlik nedir bilinmezdi..Ahlaksız derseniz, 3. sayfa haberlerini doldurmayacak kadar azınlıktaydı..Yıl 2008!Ve ben halen uyumaya çalışırım, ama başaramam..Ve annem artık yok!Huzursuzum..Mutsuzum!Çünkü..Zalim..Vicdansız..Çıkarcı her yerde..Elimde i-pod ve ben kendimi arıyorum!
SENE 1984!
Radyolarda, Modern Talking fırtınasının estiği günlerdi. Tv’de, Tolga Savacı ve Yaşar Alptekin’in gençlik filmleri ilgi görüyordu..
O günün dans figürleri de farklıydı, insanın karakteri, kişiliği de henüz evrim geçirmemişti.
Yalan yoktu mesela.. Hiç olmasa bu kadar yaygın değildi..
Kaleşlik nedir bilinmezdi..
Haysiyetsiz..
Şerefsiz..
Dönek..
Egoist.
Ahlaksız derseniz, 3. sayfa haberlerini doldurmayacak kadar azınlıktaydı..
Yağcı..
Yüzsüz..
Sıkışınca, yalvaran..
Güçlenince, ezen..
Zalim..
Vicdansız..
Çıkarcı.
İftiracı gibileri pek anımsamam o günlerde..
Saf ve temiz duygular vardı..
Çekingen aşıklar vardı mesela..
Bir de eskimolar vardı, ilaç kutusunun içinde yapılan..
Hoş, dondurmaların hasıydı, kralıydı!
Hayatan zevk alırdık..
Mutluyduk..
Öyle bugünkü gibi, menfaat arkadaşlığı yoktu.
Delikanlı dostlarımız çoğunluktaydı..
Öyle arkadan kahpece vurmalar yoktu..
Gece karanlığında gökyüzüne bakar, yıldızları sayardık..
Daha parlak, daha alımlı gelirlerdi bana..
Bugün yıldızlar daha mat, korkak ve ürkek..
Bugün mp3’ler var..
Belki, binlerce şarkı vardır i-pod’unuzda.. Ama hangi şarkı, yüreğinizi heyecanlandırır ya da sizi başka dünyalara alıp götürür..
Yeniler arasında hangi şarkı sevginizi paylaşır, aşkınızı anlatır..
Bir Sezen, bir Nilüfer, bir Ajda’nın lezzeti hangi şarkı da var..
Hangi albümü aylarca dinlediğiniz oldu..
Bir kaseti doldurmak haftaları bulurdu.. Onu dinlemekse bir yılımızı alırdı..
Satır satır ezberlerdik o sözleri.. Harflerle dans ederdik..
Eskimezdi şarkılar, eskimezdi sözlerin anlamı..
Üç parça bir müzik seti vardı odamda..
Çocukluk ya, ışıklandırmıştım her bir tarafını..
O zaman annemin yaşıyordu..
Ortak olurdu acımıza, öfkemize, mutluluğumuza..
Dans ederdi benimle..
Bir de, kasetçaların kapağını açar, günde üç kez silerdim içini..
En değerli varlığımdı..
Hayat arkadaşımdı..
Hoparlörün kablosunu uzatır, bir tekini damın öteki ucuna yerleştirirdim.. Odamdan müzik setini açar, dama kadar getirdiğim hoparlörü kulağıma dayardım..
10 şarkının sığabildiği kasetin hiç bitmemesini dilerdim..
Uyumaya çalışırdım, başaramazdım..
Bir el okşardı başımı…
O annemdi!
Şarkılar biter.. Ve ben, üşenmeden aşağıya odama iner, kasedi başa alırdım.. Derken..
Yıldızlar..
Hayaller..
Gençliğim..
Huzurluyum..
Mutluyum..
***
Sene 1984..
Yalan yoktu mesela.. Hiç olmasa bu kadar yaygın değildi..
Kaleşlik nedir bilinmezdi..
Ahlaksız derseniz, 3. sayfa haberlerini doldurmayacak kadar azınlıktaydı..
Yıl 2008!
Ve ben halen uyumaya çalışırım, ama başaramam..
Ve annem artık yok!
Huzursuzum..
Mutsuzum!
Çünkü..
Zalim..
Vicdansız..
Çıkarcı her yerde..
Elimde i-pod ve ben kendimi arıyorum!