Hürriyet’teki röportaj şöyle başlıyor..
– Atakaş Şirketler Grubu’nu daha önce duymuş muydunuz? Muhtemelen hayır..
Belki de, Türkiye genelinde tanınmıyor ama, tam 2 milyar dolarlık bir yatırımdan bahsediyoruz.. İçerisinde 10 ayrı fabrika olan ve Türkiye’yi yılda 2 milyar dolar ithalattan kurtaracak bir yatırımdan sözediyoruz.
Maalesef, Türkiye’de durum budur.. Siyasi kavgaların, kutuplaşmaların, gerginliklerin arasında, yurdun dört bir tarafında sorumluluk alıp, vatanı için çalışan insanlarımızı unutuyoruz.. Varsa yoksa, Türkiye’de boy gösteren ‘cemiyet’ insanları gündemde tutuluyor.. Oysa, Türkiye’de.. Nice Koç’lar, Sabancı’lar, Doğan’lar, Çalık’lar, Özyeğen’ler, Ciner’ler var.. Bakmıyoruz, araştırmıyoruz..
Başbakan haklı.. Yaygın Medya için sarfettiği, ‘Türkiye için çalışan insanları ve yaptıkları yatırımları görmüyorsunuz’ tepkisinde tamamen doğruları söylüyor..
Bir kriz furyası esti ki, sormayın.. Oysa, Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, ısrarla ‘Türkiye için güzel şeylerin olacağını, yeter ki fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini’ en başından beri söylüyordu.. Bugün aynı ifadeyi, Atakaş Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Recep Atakaş’da kullanıyor..
Dikkat ediyor musunuz? Türkiye’de yeterince tanınmayan, tanıtılmayan işadamları, o ünlü cemiyet insanları gibi umutsuz konuşmuyor, reklam peşine düşmüyor..
Parası olup da, kriz tellallığı yapmıyor..
Yaptıkları tek şey, üretmek ve yatırım yapmak.. Üstelik milyarlarca dolar yatırımları, göz kırpmadan, milim geri adım atmadan yapıyorlar..
Nihayet..
Bugün Türkiye’de, İskenderunlu işadamlarımız konuşuluyor..
Bugün Türkiye’de, İskenderunlu işadamlarımızın gayretleri alkışlanıyor, takdir ediliyor.. Oysa, Tosyalı Ailesi, Atakaş Ailesi, Keleş Ailesi, Baştuğ Ailesi ve daha niceleri hep vardı..
İşte bugün o isimler, kendi öz kaynaklarıyla Türkiye’nin ekonomik yapısına katkılar sunuyorlar.. Bundan daha gurur verici bir hadise olabilir mi?
Ne kadar güzel değil mi? Yeni yatırımların, yeni üretim merkezlerinin duyurusu artık İskenderun’dan yapılıyor.. Türkiye’ye ilan ediliyor..
Daha sırada enerji yatırımları var..
Bu, şu demek.. İskenderun finans merkezi olmaya hazırlanıyor..
İskenderun öne çıktı artık, durdurabilene aşk olsun!
NÜFUS 2 MİLYON
İşadamı Recep Atakaş’ın, Hürriyet’ten Eren Güler’e verdiği röportajda, önemli bilgiler de var.. İskenderun’un konumu yanında, bir de muhtemel nüfus artışı konuşuluyor.. Soru şu:
-Yeni yatırımlarla İskenderun çok göç alacak muhtemelen. Peki bunu kaldırabilecek mi?
Atakaş cevaplıyor:
– İskenderun’la ilgili yapılan bazı tahminler var. Şu anda 200 bin olan nüfusun 5 yıl sonra 2 milyona ulaşabileceği söyleniyor. Erzin-İskenderun arası olarak bakarsanız bence bu nüfusu kaldırır..
Recep Atakaş’ın öngörüsü hayal değil..
Benzer bir açıklamayı bir süre önce Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’de yapmıştı.. Hatta, ‘1 milyona yakın nüfus bekliyoruz’ diyerek, gelecek adına yapılabilecek planlamalara dikkat çekmişti.. Rektörümüz Şerefettin Canda da, göreve geldiği günden beri bunu söylemiyor mu?
ŞİMDİ ZAMANI.. İSKENDERUN İL OLSUN!
Duyduk duymadık demeyin.
Bakın şuraya, altını kırmızı kalemle çizerek yazıyorum.
– İskenderun yakın bir gelecekte il olacak..
Olmalı da..
2 milyon nüfusun konuşulduğu bir dönemde, bütün ihtişamı, ekonomisiyle, Hatay’ın yükünü çekiyor..
Hem de tam ihtiyacımız olduğu bir dönemde..
Şimdi tam sırası.. İskenderun’u il yapabilecek tüm ihtimalleri konuşalım..
Elimizdeki bu donelerle, ekonomik verilerle TBMM’ye taşıyalım..
Şimdiden, bu zemini oluşturacak altyapıyı tartışalım..
Gün bugündür.. Bana sorarsanız, İskenderunlu işadamlarımız görevlerini fazlasıyla yaptılar.. Ekonomik açıdan bir sıkıntımız yok. Zira, kendine yeten bir ilçeyiz..
O halde daha neyi bekliyoruz?!
KILÇIK, DÜĞÜN VE EVLENDİRME SALONU OLACAK
Kılçık Restaurant’ın akıbeti hakkında yazdığım yazıya, Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’ten yanıt geldi. Vatan Gazetesi’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle gittiğim ziyaret esnasında Başkan Civelek oradaydı.. Sohbet ettik.. Bir ara, konuyu Kılçık Restaurant’a getirdi. Yazımı anımsadı, hatırlattı.. Dedi ki:
– Kral odası yapsam fena mı, olur!
Tabii, bu işin latifesi..
Gülüştük.. Sonra detaylara girdi, ekledi:
– Kılçık Restaurant’ı, evlendirme dairesi ve düğün salonu olarak değerlendirmeyi düşünüyoruz. Çünkü, ekonomik durumu olmayan vatandaşlarımızı düşünmek zorundayız. Onların imkanları olmayabilir.. Düğün yapacak parayı denkleştirmeyebilir.. Oysa, mevcut salonların yarısından daha az bir maliyetle, düğün merasimlerini, Kılçık Restaurant ismini taşıyan o ahşap binada yapabilirler..
Başkan Yusuf Civelek’e sordum..
– Mevcut evlendirme dairesi ne olacak?
Cevapladı:
– Sergi salonu yapmayı planlıyoruz..
Böylece.. Vatandaşın ekonomik durumuyla alakalı ve belediye bütçesine katkı amaçlı planlanan bu çalışmanın sonuçlarını öğrenmiş olduk..
Şimdiden, evlilik planı yapan genç çiftlerimize duyrulur..
SADULLAH’A HAKKINI TESLİM EDEYİM
İskenderun’da yerel basın çok güçlü.. Yaygın basının bugün gündeme taşıdığı isimler, ta yıllar öncesinden sütunlarımızda hak ettiği ‘övgüleri’ almıştır..
Etle, tırnak gibiyiz, bir nevi..
Her oluşumda, her ziyarette, her açılışta, mutlaka İskenderunlu işadamlarımızın katkıları anlatılar, tanıtım hazırlığı kamuoyuna ulaşır.. Mesela, Hatay Yaşam Gazetesi Sahibi Sadullah Aslan, Tosçelik Osmaniye Yapısal ve Yassı Çelik Entegre Tesisleri’nin açılışında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la tokalaşıp, “Bugün Tosyalı Ailesi’ni ve bizleri gururlandırdınız. Sizleri ayrıca Atakaş Şirketler Grubu’nun Dörtyol’daki tesislerini açmaya bekliyoruz” demişti..
O gün, Sadullah kardeşimi kutlamıştım.. Hiç olmasa hissettiklerini açıkça söylemişti..
Bunu niye yazdım?
Orada, o gün Başbakan vardı diye söylemiyorum.. Her kim olursa olsun.. İskenderun’u seven, İskenderun için çalışan her işadamıyla birlikte gazeteciler kimi zaman ‘fahri elçilik’ yapıyor, bence hepimiz yapmalıyız!