İskenderun Tosçelik Fen Lisesi’nin ‘aileler buluşması’ etkinliğine katıldım.
En çok ilgi şüphesiz, hayırsever işadamı Fuat Tosyalı’nın üzerindeydi..
Nasıl olmasın ki..
Okulun açıldığı ilk günkü gibi heyecanlı..
Ailelerin sorduğu her soruya sakin ve mutlu bir biçimde cevap veriyor.
Fen lisesindeki her konuya hâkim ve ne diyeceğini çok iyi bilen, öğrencilere iyi bir gelecek sunmak için varını/yoğunu ortaya koyan bir yapıya sahip.
Kelimeleri seçmek için özel bir gayret sarf etmiyor.
Önemli mesajlar veriyor.. Aslında paylaştığı düşünceler sadece, Tosçelik Fen Lisesi öğrencilerini değil, genel olarak eğitim gören tüm talebeleri yakından ilgilendiriyor..
O bakımdan paylaşmak istedim.. İşte satır başları:
* Her öğrenci, sadece eğitim yuvasına değil, geleceğine de sahip çıksın. Çünkü bizler misafiriz, ama yarının mimarları sizlersiniz..
* Evlatlarımız, okulun eğitimi kadar okulun ismiyle de övünsünler..
* Öğrencilerimizin hepsi birer cevher, yeter ki kalplerinde ve beyinlerinde taşıdıkları cevherin önemini bilsinler..
* Evlatlarımıza ne kadar destek verirsek, kendimizi o kadar mutlu hissederiz..
* Amacımız, geleceğin yetişkinleri olan öğrencilerimizin eğitim ve öğretimlerinde daima kaliteyi yüksek tutan, sürekli değişen ve gelişen bir kurum olabilmektir.
* Dünya standartlarını yakalama yolunda çağdaş bireyler yetiştirebilmek, bölgemizde örnek ve lider bir okul olabilmektir.
* İstiyoruz ki, okulumuzda herkes gelişen teknolojik yeniliklerden yararlanarak her gün daha iyiye ulaşmak için çalışsın, kendini yenileyip geliştirsin.
* İstiyoruz ki, herkesin herkesten öğreneceği bir şeyler olduğu bilinsin..
* İstiyoruz ki, okulumuzda herkes, her gün, daha iyiye ulaşmak için çalışsın.
Hayırsever İşadamı Fuat Tosyalı’nın bu düşüncelerine bakıp, mutlu olduğunu görmek bence çok güzel..
Çünkü, Tosçelik Fen Lisesi kaliteyi hep yükseltmek için çalışıyor..
Tıpkı, holdinge bağlı firmaların yakaladığı başarı gibi..
Yazımın başlığını o yüzden böyle seçtim.
Gerçekten de, hiçbir başarı tesadüf değil!
BU KADAR BASİT Mİ?
Hadise vahim..
Anlaşılmaz..
Karışık..
Belirsizlikliklerle dolu bir süreç..
Hani uğruna, ‘Organize Hortum’ şeklinde manşetler atıldı ya..
Olay gerçekten karmaşık..
Önce, paranın zimmete geçirildiği bilgisi verildi..
Sonra öğrendik ki, borsada veya alım-satımda bu para erimiş..
Sakine Cihat ortalıkta yokken, bu kez soruşturma kapsamında bankanın müdürü tutuklandı..
Derken, Sakine’nin avukatı aracılığıyla şöyle bir bilgi ulaştı elimize?
– Dosya adliyeye intikal edince, savcıya ifade verecek!
Bir insanın masumiyet hakkı vardır elbet..
Suçlu veya suçsuzluğun ispatı, polise ifade verdikten sonra adli makamların işi..
Ben, habere yansıyan ve elimize ulaşan bilgilerden yola çıkarak, bilgi kirliliğinden ötürü duyduğum rahatsızlığı dile getirmek istiyorum..
Yazıyorum, çünkü;
O bankanın mevduat sahiplerinden sayısız telefonlar alıyoruz..
Sorular benzer yönde:
O paranın kullanılması iznini kim, nasıl verdi? Kime verdi?
Diyelim ki, Sakine’nin cebine bir kuruş girmedi..
O halde niçin göz yumdu?
Niçin, adli makamların yolunu tutmadı?
***
Bu durumda, o meblağdaki bir para için ‘kullan’ izni veren de, göz yuman da aynı dereceden sorumlu değil midir?
Bakar mısınız olaya..
Batık krediler bile kullanılıyormuş!
Rakam devede kulak değil ki..
20 milyon TL. buharlaşmış..
Öyle 3-5 bin liradan söz etmiyoruz ki..
Bankaya para yatıranın üzerinden ‘hesaplar’ kurgulamak da neyin nesi oluyor? O zaman diğer bankalar da, mevduattaki hesapları kimseye sormadan borsada işletsin.. Her gelen müdür veya üst düzey yönetici, o bankadaki parayı ‘babasının parasıymış’ gibi kullansın!
Düzen böyle mi kurulsun yani!?
Üstelik bu nasıl bir iddiadır ki, kãr fazlalaşırken ‘çıt’ yok, para eriyince ‘baskı’ olsun.. Hadi bu iddiaları bir kenara koydum.. Müfettişler bir müdireye, suçu tek başına yüklenmesi gerektiğini nasıl söyleyebiliyor..
Olay vahim..
Anlaşılmaz..
Karışık..
Belirsizlikliklerle dolu bir süreç..
78 MİLYON TL. BÜTÇE ve HİZMET!
İskenderun Belediyesi’nin 2010 yılı bütçesi belirlendi..
Buna göre, belediye yönetimi 78 milyon TL. bütçe ile yoluna devam edecek..
Hayırlı olsun..
Dilerim, yakın bir zamanda verilen vaadler konusunda emin adımlar atılır..
İskenderun’un ‘Planlı’ bir kent olması hususunda hassasiyet gösterilsin..
Biliyoruz ki, Dr. Yusuf Civelek’in seçim vaadleri 19 maddeden oluşuyordu.. İskenderun Belediyesi, tasarruflarla ve oluşturulan bütçeyle, ilk iş olarak bu vaadleri yerine getirmeye çalışacaktır..
Oy birliğiyle alınan kararlarda bu azmi görebilmeyi umud ediyorum..
LOGARLAR NE HALDE BÖYLE?
İskenderun Belediyesi, logarları temizliyor..
Ama bizler, içimizdeki ‘kirlilik’ bilincini yok edemiyoruz..
Logarların temizliğiyle ilgili haber fotoğraflarını görünce, yazıklar olsun dedim..
Öyle izmarit, kağıt ya da naylon parçalarıyla değil..
Cam şişeleri ve plastik tabureleriyle dolduruyoruz logarları..
Şok oldum doğrusu.. Bir logardan tüm parça bir taburenin çıkabileceğini asla düşünemezdim..
İskenderun’da bunu başarıyoruz ne yazık ki..
Bakarsınız, yakında logar kapakları açıldığında..
İçlerinden eskimiş televizyon parçaları, bilgisayar kutuları falan çıkar..
Şaka bir yana.. Lütfen, artık kendimize gelelim..
Çevremizi kirlettiğimiz yetmiyormuş gibi, bir de yer altı kanalizasyonlarını doldurmakla ne geçiyor elimize bilmiyorum..
Bunun için çağdaş olmak gerekmiyor, bazı aptallar ‘bilinçli’ ve ‘kasıtlı’ tavırlarından vazgeçsin yeter!