Vallahi de billahi de…
Bu kadarını ben de beklemiyordum..
Hep diyorum..
İşadamı Uğur Ateş örnek insandır. Tartışmacıdır, ama gönül adamıdır.. Haksızlığa karşı gelir, ama yürekten gülümsemesiyle karşısındakine hep değer verir.
Kırmaz, kırılır! Üzmez, üzülür!
İTSO seçimlerinde de öyle oldu..
Birileri rolünü o kadar kötü oynadı ki… Rolünü o kadar abarttı ki… O kadar berbat bir performans sergiledi ki..
Güya Uğur Ateş’i mat etmeye, pasifize etmeye çalıştı..
Ama tutmadı..
Dost-düşman herkesi şu yargılarda birleştirdi:
Uğur Ateş, gönüllerin adamıdır. Adam gibi adamdır!
Çaptan düşmüş, miadını doldurmuş, yolun sonuna gelmiş insanların verdiği savaşın galibidir!
Gerisi hikaye..
Kim ne derse desin, Uğur Ateş zoru başardı..
Düşünsenize.
Durum o kadar vahim hale geldi ki…
Seçimlerde artık sahte belgeyle oy kullanan zihniyetlerin varlığına tanıklık ediyoruz.
Bu ne korku?
Bu ne hırs?
Tamam, istediğiniz buysa, Uğur Ateş yolunuzdan çekilsin! Öyle mi?
Ne diyelim?
“Er meydanına bulaştırılan siyaset de, imparatorluklar gibidir: Doğarlar, büyürler ve yıkılırlar.”
Vatana millete hayırlı olsun..
* * *
SÖZ OLA KESE SAVAŞI
SÖZ OLA BİTİRE BAŞI..
İnsan ne oldum değil ne olacağım demeli..
Maalesef taşıdıkları etiketlerle büyüklük taslamaya çalışanlar, bugün kendilerini dev aynasında görüyorlar..
Zaman geçiyor, makam ve mevki hırsı büyüdükçe, büyüyor…
Peki ya yarın!
İster merkez olun.. İster en büyük..
Bilinki..
Artık iyi niyetle çarpmaya başlayan yürekler, o kadim büyükler için çarpmaz olur..
Maalesef küçük beyinliler, işte bu süreci tahlil edemiyor..
Değişimi anlayamıyor… Farklılığı göremiyor..
Sanıyorlar ki, her şey eskisi gibi olacak..
Sanıyorlar ki, “Ben en büyüğüyüm” diye şiirler okunacak..
Sanıyorlar ki, ağa babaları “Bravo kardeşim, gazan mübarek olsun” diyecek..
Yiğitler ağlayacak, akıllı amcaları heyecana gelecek sandılar…
Yürekler eskisi gibi birlikte atıyor sandılar…
Kibrin hoş görüleceğini sandılar…
Paniğin kendilerini haklı göstereceğini sandılar…
Saldırganlığın “yiğidim, aslanım..” diye karşılanacağını sandılar..
Oysa süreci doğru tahlil edebilseydiler..
Efendiliğin prim yapacağını..
Telaşın kuşku uyandıracağını..
Gevezeliğin sevimsizlik doğuracağını…
Belden aşağı vurmaya kalkmanın kamu vicdanında kendilerini haksız duruma düşüreceğini anlayabilirlerdi..
Yunus Emre ne güzel söylemiş:
Söz ola kese savaşı..
Söz ola bitire başı!