YABANCI SERMAYE!

Biliyoruz ki, yabancı sermaye hep tartışma konusu oldu Türkiye’de. Olaya, yatırım açısından olumlu bakan da oldu, topraklarımızı peşkeş çekiyorlar diyen de.
Ama gerçek şu ki, sabah kalktığımız andan, gece yatağa girdiğimiz dakikaya kadar her yanımız yabancı markaların etkisi altında..
Elektronik postama gelen bir maile takıldım, haftasonu..
İnanın, ülkemizde bu kadar yabancı marka olduğunu bilmiyordum..
Buyrun birlikte okuyalım mesajı.. İster düşünün, ister gülün, ister bu yatırımlarla övünün:
Osman Bey, sabah saat 7.00’de
Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı.
Puffy yorganını kaldırdı.
Hugo Boss pijamalarını çıkarıp
Adidas terliklerini giydi.
WC’ye uğradıktan sonra banyoya geçti.
Clear şampuan ve
Protex sabunuyla duşunu aldı.
Colgate ile dişlerini fırçaladı.
Rowenta ile saçlarını kuruttu.
Bill’s gömleğini ve
Pierre Cardin takımını giydi.
Lipton çayını içti.
Sony televizyonda medya özetlerini ve
flash haberleri izledi.
Citizen kol saatine baktı. aile fertlerine
‘çav’ deyip
Hyundai otomobiline bindi.
Blaupunkt radyosunu açarak,
rock müziği buldu. Ağzına bir
Polo şeker attı. Şehrin göbeğindeki
Mega Center’daki ofisine varınca,
Fujitsu-Siemens bilgisayarını çalıştırdı.
Microsoft Excel’e girdi.
Ofisboy’dan
Nescafe’sini istedi. Saat 10.00’a doğru açlığını yatıştırmak için
Grissini yedi. Öglen
Wimpy’s Fast Food kafeteryaya gitti. Ayaküstü,
Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi.
Camel sigarasını yakıp
Star gazetesini karıştırdı. Akşamüzeri iş çıkışı
Image Bar’a uğrayıp
JB’sini yudumladı, sonra köşedeki
Shopping Center’a uğradı. Eşinin sipariş ettiği
Persil Supra deterjan,
Ace çamaşır suyu,
Palmolive şampuan,
Gala tuvalet kağıdı,
Sprite gazoz ve
Johnson kolonyayı alarak kasaya yanaştı.
Bonus kartıyla ödemeyi yaptı. Hafta sonu eşi Münevver’le
Galleria’ya giden Osman Bey,
Showroom’ları dolaşıp
Kinetix ayakkabı,
Lee Cooper blue jean satın aldı.
Akşam evde bir gazetenin verdiği
TV Guide’a göz atan Osman Bey, kanallar arasında
zapping yaparak,
First Class,
Top Secret,
Paparazzi gibi programlar izledi. Aynı anda
Outdoor dergisini karıştırdı.
Saat 22.00’ye doğru TRT’de Türk dili üzerine bir panel başladı.
Uykusu gelen Osman Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken,
kendini mutlu hissetti. Uyudu, hâlâ da uyuyor.
Ne zaman uyanacağı da belli değil.

YOLA KARŞI DEĞİLİM AMA..
Bir yazının başlığı, ‘ama’ ile bitiyorsa, sıkıntı var demektir.
Evet, ortada bir problemin olduğu kesin.
İddia sahibi Sabit Alev, Filizkent’ten..
Arsuz yolu ile ilgili haberi izlemiş. Ancak, o gün şehirde bulunduğundan sıkıntısını Milletvekili Orhan Karasayar’la paylaşamamanın üzüntüsünü yaşamış..
Sıkıntısı şu:
1995 senesinde Mersin 5. Bölge  Müdürlüğü görevlileri, Sabit Alev ile karşılıklı görüşüp, 1.100 metrekare alanın istimlakıyla ilgili mutabakata varmak isterler.
Rakamın tutarı düşük olduğundan ortada bir anlaşmazlık yaşanır.
Görevliler, Sabit Alev’e bu işin mahkemelik boyutunu anlatır ve giderler.
Aradan 13 yıl geçer..
Sabit Alev’in deyimiyle, ne bir mahkeme çağrısı ne de bir tebligat ulaşır eline..
Kendisi gibi daha bir çok yazlıkçının mağdur olduğunu iddia etse de, asıl muammada kalan kısım şu:
Ortada 1.100 metrekare alan içerisinde 20 tane zeytinağacı, ev, fırın ve artezyen suyu barınıyor. Bunlara devletin ödeyeceği rakam henüz net değil.
Olay mahkemeye intikal etmiş midir, bilinmiyor.
Etmiş ise, davanın sonucu neden Sabit Alev’e bildirilmiyor?
***
Herşeye rağmen.,
Sabit Alev, “lütfen yazınızda bu olaya dikkat çeker misiniz” diyerek, yetkililere şöyle sesleniyor:
“- Yolun yapımına en çok sevinenlerden biriyim. Yolun bitmesini can-ı gönülden destekliyorum. Ama, yerimle ilgili belirsizliğin de ortadan kalkmasını istiyorum.”
Benden yazması!

BÖYLE BİR UYGULAMA OLABİLİR Mİ?
Bu soru sıkça sorulur oldu.. Birlikte okuyalım:
“Eşim SSK emeklisi olarak, iki ayağının diz kapağı bölümündeki şişlik nedeniyle doktora gitti ve MR çekilmesi uygun görüldü. MR neticesinde sağ diz kapakta yırtılma ve sol diz kapakta da hasar tespit edildi ve fizik tedavi uygun görüldü. Ancak SSK sigortalının sadece tek bacağının tedavisini karşılıyor. Diğer bacak tedavisini de sigortalıya bırakıyor.
Böyle bir uygulama olabilir mi?”

ÖMRÜMÜZÜ KISALTAN NEDENLER..
Çok çabuk sinirlenmek: 1 yıl
Normal kilodan 22 kilo fazla olmak: 8 yıl
Normal kilodan 14-21 kilo fazla olmak: 4 yıl
Normal kilodan 5-13 kilo fazla olmak: 2 yıl

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.