Lion King’de Simba’nın üzüntülü bir anında arkadaşları tarafından söylenen neşe dolu şarkıdır.
– Hakuna matata..
Türkçesi:
“Takma kafana, boşver gitsin…”
Hürriyet’te, Ertuğrul Özkök biraz da bıkmışlığın verdiği bir edayla yazmış..
Diyor ki:
“ – Memleketi sen mi kurtaracaksın be yahu..
Bırak ciddi işleri ağır ağabeylerine, çekil nehrin kenarına, at şezlongu..
Yaz geliyor. Ve yaz sana hem hüznü, hem koyvermeyi vaat ediyor.”
Sahi, öyle mi yapmalıyız?
Haykıralım mı gerçekten..
Bu kahpe dünyada, İskenderun’un geleceğine katkı sunmaya çalışanların ‘hayallerini’ nadasa mı bırakalım..
Yoksa..
Şu dört yılı kavga ederek, hır gürle ya da kendi doğrularımızı dayatarak -her yöne- ‘karşı’ durarak mı, geçereceğiz..
Neden? Kim kaybedecek bu durumda?
Yazanlar mı, yönetenler mi, yoksa sade vatandaş mı?
Buna hakkımız var mı?
Bakın sağınıza, solunuza..
Herkes birşeyler konuşuyor.. Eskiyi veya yeniyi tartışıyor..
Oysa geleceği şekillendirmeye çalışan onlarca insan var..
Onları neden konuşmuyoruz? Bir araya getirmiyoruz?
Varsa, yoksa bildiklerimiz, tabularımız..
Şikayet ederiz, birbirimizin paçasını çekeriz..
Bir de eskiyi konuşup, kafa karıştırırız..
Ben mi? Büyük bir çoğunluk gibi nefret ederim bu durumdan..
Herşeye bahane üretenlerden, mutlu olup mutsuz takınanlardan, sırf cebini dolduramıyor diye ‘üretenlerin’, girişkenlerin’ her hizmetinden şikayet edenlerden ifrit olurum..
Söze şöyle başlarlar..
“- Eskiden böyle miydi?”
Sahiden.. Nasıldı eskiden merak ediyorum..
O eski dedikleri dönemde biz de vardık..
Neymiş.. Eskiden huzur varmış..
Peh peh peh.. Yalanın kuyruklusu!
Huzur, insanın yüreğindeydi her zaman..
Hem bugün daha huzurlu olanı, denize mi dökmeliyiz?
Eskiden, İskenderun daha bir modernmiş..
Şimdi, her taraf gecekondu mu?
Eskiden, seyyar satıcı yokmuş..
Sanki şimdi varmış gibi..
Eskiden yollarda dikmeler yoktu..
Eee, ne olmuş! Belediyenin bir önceki döneminde, keyfi yazılan cezalar ne çabuk unutuldu?
Peki nedir bu hasetlik? Nedir bu kıskançlık?
***
Hep yazdım, yine yazıyorum..
Geleceğe bakmak lazım..
Büyük insan, memlekete katkı sağlayan, kibirsiz insandır..
Üretir, çabalar!
Ama küçük insan, dedikodu yapıp, birilerini gaza getirip, galeyana getirme pozisyona düşendir.. Bu aralar görev başındalar.. Ve İskenderun’a zarar veriyorlar..
Oysa, son 5 yıl İskenderun’da ne halt oldu, birileri anlatsın!
Bugün bülbül olanlar o günlerde ahrazdı!
Özetle.. Kimse kimseyi kandırmasın..
Herkes işini yapsın.. Unutmayalım ki, tek bir İskenderun’umuz var..
Sahip çıkalım..
MÜTHİŞ İKİLİ!
Abartmıyorum.. Bu benzetmeyi, Hatay İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç ile İskenderun İlçe Emniyet Müdürü Yusuf Cinel için yapmam normal..
Çünkü çalışıyorlar, çabalıyorlar..
Güleryüzlüler, saygılılar..
Kim ne derse desin.. İskenderunlu en huzurlu günlerini yaşıyor..
Devletine, polisine güveniyor, inanıyor, sahip çıkıyor..
Önceki gün, bu örneği bariz şekilde yaşadım..
Polis, İskenderun’da 15 ayrı noktada uygulama yaptı..
Gecenin bir vakti, ben de bu uygulamalara katıldım..
Hatay İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, İskenderun Emniyet Müdürü Yusuf Cinel ile birlikte uygulama yapan ekipleri yerinde denetlediler, vatandaşlarla sohbet ettiler, tavsiyelerde bulundular..
Emniyet Müdürlerimiz samimi, sevgi doluydu..
Polisin yaptığı uygulamanın amacını anlattılar..
Vatandaşlar, sürücüler memnun.. Polise ‘teşekkür’ edip, uygulama alanlarından ayrılırken tebessüm içindeler..
Nedir bu psikolojik durum?
Huzur ve mutluluk!
Ben de diyorum ki..
Görevine yeni başlamasına rağmen, Hatay’ın dört bir yanında ayak basmadık yer
bırakmayan Hatay İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç’ın bu başarılı hali, sempatik tavırlarıyla paralel bu kararlı tavırları, müthiş bir sinerji kattı İskenderun’a..
Özetle..
Polisimiz ne yaptığını biliyor..
İskenderun’un huzur ve güvenliği için neler yapacağını halkıyla paylaşıyor..
Daha ne isteyebiliriz ki?