İnsanı herkesten uzaklaştıran bir salgın..

Bir dernek çıkıyor telefonla bilgi alıyor..
Oysa İskenderun Belediyesi’ni aramak akıllarına gelmiyor..
Tıpkı, taşocağındaki çevre felaketine sessiz kaldıkları gibi..
Arada bir kafaları esti mi, çıkıyorlar.. Adrese teslim eylem yapıyorlar..
Buysa hakkaniyetleri, onların olsun!
Dikkat ediyor musunuz?
Kendini hizmet etmeye adamış birilerinin mutlaka ‘kara tahtada’ adı çizilir..
Yargısız infazlar yapılır.. Yalan mı?
Geçtiğimiz Cuma günü Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek ile karşılaştık..
Sesinin tonundan anladım her şeyi..
Kırılmıştı. İsyan da vardı. Öfke de..
Üzüntü derin.. Hiç yokken enerjimizi boşa harcıyoruz..
Mesele ne? Kurumuş ağaçların kesimi!
Meseleye bak, izaya gel!
Cumartesi günü GÜNEY’de Tapu’nun dilekçesini yayınladık ki, o ‘dolduruş’ takımına kapak olsun!
***
2. OSB için de benzer senaryolar üretilmedi mi?
Sahte gözyaşları, feryatlar.. Derken, istihdam kapısını elleriyle kapattılar..
Sonra kaçırttılar işadamlarını.. Güle oynaya..
Şimdi..
Şimdi ağlıyorlar.. Bir de akıl veriyorlar..
Nardüzü, Karahüseyinli civarında yer var.. Gelin burada iş yapın..
Hadi ordan!
O aklı kendine sakla da, üç gencimize fazladan istihdam sağlamaya bak!
İskenderun’da dikili tek bir ağaçları bile olmayan bu insanlar dün de, bu kentin yerel yöneticisine kızıp, ‘yolsuzluk’ haritası çiziyorlardı.. 15 yıl boyunca, küfür edip, çözümsüzlük ürettiler..
Hizmet etmeye çalışana, pranga oldular..
Bugün oynanan oyun da aynı, oyuncular da..
Değişmiyorlar.. İşleri, güçleri kırmak/dökmek.. Yoketmek!
15 yıl ‘değişim’ şarkısı söylediler.. Bugün ‘değişim’den sıkılıp, o değişime zorladıkları insanın koluna girmeye çalışıyorlar.. Nedir bu?
Günah çıkarmak mı? Yoksa, yeni bir kurban seçmek mi?
Yemekler, davetler, kahkahalar.. Sonra da bizi gammazlıyorlar..
Kendi manşetlerini unutup, ‘Yalaka’ damgasıyla, gazeteciliğimizi sorgulamaya kalkıyorlar..
Oysa bilmiyorlar ki, biz bu kentin geleceği için insanlarımıza sahip çıkarız..
Onlarsa yıkar, döker, sonra yalvarır, af beklerler..
Böyledir bunlar.. Kara püsük gibi nankördürler.. Programları açık ve net:
Dar kalıplı ayakkabı gibi arkadan vururlar..
Bugün aynı, kehanetleri mevcut belediye başkanı için öngörüyorlar..
Tutturmuşlar.. Memlekete sahip çıkmaya çalışanlarla ‘alay’ ediyorlar..
Kavga, döğüş, hırıltı, gürültüyle besleniyorlar..
O halde ‘değişim’ narası atıp, neden sinsi planlar kurdunuz? Amacınız neydi?
Oysa biz.. İskenderun’a katkısı olanlar ve kent dinamiklerine dün de sahip çıktık, bugün de sahip çıkmaya devam ediyoruz..
Birileri gibi.. “Gammazlama’ ayak oyunlarıyla “özel hayat hırsızlığı” yapmıyoruz..
Üstelik bu isim Dr. Yusuf Civelekse..
İSSOS’daki ‘Başkentte Hatay Günleri’ toplantısında konuştuk..
Tüm işadamları orada.. Belediye Başkanları orada..
Amaç, Hatay’ı tanıtmak.. Ama görüyorum ki, bu güzel günde o mikserler yok..
Çünkü ruh güzelliği onları bozar..
“Üzülmeyin Yusuf Bey” dedim..
“Bu filmi biz geçmiş yıllarda da seyrettik.. Değişmez ruh ikizleri bunlar dedim.. Üzülmeyin..”
Derin bir nefes aldı:
“Bana değil, İskenderun’a zarar veriyorlar..” dedi.
Ne diyebilirdik ki başka..
1994, 1999, 2004.. 15 yıl boyunca bu kentin başındaki isme ne yaptıklarına bakın,,
Aynı tezgah.. Üstlendikleri misyon aynı.. Vur/kaç!
Ben onlar gibi değilim.. Olamam da.. İnsanı insanı olduğu için severim..
Haksızsa, ‘haksız’ derim, diyorum da..
Onca mücadele, mitingler.. Hayaller, ilkeler..
O rekabet..
“Hizmet hırsızı”larının saldırısıyla kırılıp dökülüyor..
Kızarsınız, kızmazsınız. Böyle bir görüntüden nefret edebilirsiniz.
Ahlaki bulmayabilirsiniz..
Yusuf Bey’in seveni de vardır sevmeyeni de..
Belki “Beceremiyor” diyeni de vardır..
Ama böyle olmuyor.
Sevmeseniz de. Yusuf Bey hep dürüst kalan bir siyasetçi olmuştur..
Eleştiriye bişey demiyorum.. Çünkü ben de eleştirdim/eleştiriyorum..
Ama bunun adı eleştirmek değil, yoketmek..
Demek ki, yarın kim gelse hayatı delik deşik artık..
Nasıl bir “suç salgını”dır bu?
İnsanı herkesten uzaklaştıran bir salgın..

AKLIN YOLU BİRDİR!
İnönü Meydanı’nda trafiği rahatlatmak için İskenderun Belediyesi’nin yolcu taşımacılığı yapan firmalara yönelik aldığı karara itirazlar geldi..
Minibüs ve midibüslerin sanayiye taşınması sonrasında, yolcu indirme bindirme yerlerinde bazı firmaların tepkisi geldi. Haftasonu, konuyla ilgili bazı görüşmeler yapıldı.. Aslında, Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in yaptığı modern şehircilik anlayışına katkıydı.. Ama bunu yaparken itirazlara kulak tıkamadı, ‘her doğum sancılı gelir’ deyip, geligüzel yaşanan olayları görmezden gelmedi.. Tepkileri, itirazları değerlendirip, Adana istikametine yolcu taşıyan firmaların yaşayacağı sıkıntıya odaklandı.. Şimdilik olay, Trafik Komisyonu’na havale edildi.. Yanılmıyorsam, bazı noktalar belirlenecek.. Bundan sonrası çözüm yoludur..
Dilerim, bu süreç bu neticeyle sonuçlanır..
Konuşarak, doğru değerlendirmeler yaparak..

BİR ÖNERİ..
“- Suriye’den gelen turist kafilesini izliyorum bir süre.. Nereye gideceklerini, ne yapacaklarını bilmez haldeler.. Sanıyorlar ki, İskenderun’da gezilecek tek yer sahil şeridi.. Bilmiyorum daha önce gündeme geldi mi acaba? Belediye bünyesinde eğitilip ve yine belediye sorumluluğunda, ilçemize gelen turistlerin hizmetine verilecek şehir rehber görevlileri oluşturulamaz mı?”
(HEPAR İlçe Başkanı Melih Erozan)

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.