Sahil bulvarı mı, beton bloklar mı..?

Sahil bulvarı mı, beton bloklar mı..?Hemen panik yapmayın..
Bu başlığı, denizden faydalanmak maksadıyla kullanıyorum..
Bizim İskenderun’daki sahil şeridimiz güzel..
Yürüyecek parkur, spor yapacak komplekslerimiz var.. Peki ya ötesi?
Mesela, sahildeki askeri kışladan ötesi taşlık, kayalık..
Onun ötesi İKEM Koleji..
Yollardan tutun da, sahil çevresi düzensiz, özensiz..
Bırakın sahilini, denizin içi bira şişesiyle dolu..
Belediyelerin günahı yok..
Gündüz sade vatandaş pisletiyor, akşamı da alemciler..
Kimsecikler alınmasın, kirletmekte üstümüze yok..
Defalarca yazı yazdım bu hususta..
Çocuklar kadar olamıyoruz..
İKEM Koleji öğrencileri de olmasa, temizleyecek kimsecikler de bulamayacağız bu aralar.. Bravo çocuklara.. Büyüklerin yan gelip yatmasına aldırmadan, örnek oldukları için.. Konumuz elbetteki kirlilik değil..
Sahili yeterince kullanıp, kullanamadığımızla ilgili..
Bir halk plajımız bile yok oysa.. Karaağaç Belediyesi kadar olamıyoruz!
Neyse, konumuza dönelim..
Karahüseyinli’de yapılacak otelle ilgili, imar planı değişikliği hususunda Başkan Yusuf Civelek kararları geri çekmişti ya.. Ardından ‘kepçe’nin cazibesiyle, bir okul yada bir aile yaşam merkezi arasındaki cazibe ölçüsü tartışmaya açılmıştı..
İşte ben halen oradayım.. AK Parti İlçe Başkanı Musa Kurşu’nun önerilerinden sonra MHP Belediye Meclis Üyesi Garip Şandır’ın da bir önerisi oldu..
Karahüseyinli’de planlanan yatırım tezlerine odaklanırken, deniz kenarındaki 7 metrelik yolu hatırlattı.. Günübirliklerin başladığı bu noktaların cazibesini anlattı..
Yani Garip Şandır, ‘Sahile inemezsen denizden fayadalanamazsın’ tezinin aşırı savunucularından.. Haksız da sayılmaz..
Her bir yanımız yazlık sitelerin ya da konutçuların talanına uğramış durumda..
Vatandaş sahilde yüzebilmek için, Karaağaç ve ötesinde ‘labirent’ oyunu oynuyor..
Garip Şandır işte bu noktaya değiniyor:
“- Madem, yatırımcı Karahüseyinli’de otel yapacak.. O halde gelsin, deniz kenarındaki 7 metre genişliğindeki yolun 20 metreye çıkarılmasına yardımcı olsun..
Bu konuda İskenderun Belediyesi ile Karaağaç Belediyesi birlikte bir çalışma yürütüp, bizler de meclis üyeleri olarak katkı sunabiliriz..”
MHP’li Garip Şandır heyecanlı.. ‘Neden olmasın’ diye destek veriyorum..
Sonra ekliyor:
“- Bakınız, vatandaş sahilden yeterince faydalanamıyor.. Oysa, Karaağaç’tan başlayıp, deniz kenarındaki sahil yolunu Gülcihan’a kadar taşıyabilirsek.. Ulaşım kolay olur.. Vatandaş da dilediği yerde konaklayıp, denizi kullanır.. Doğal bir plaj görüntüsü oluşur..”
İşte size doğal bir sahili destekleme projesi..
Bence ‘kepçe’ diye diretmek yerine böylesine verimli fikirleri, girişimcilik ruhunu desteklememiz gerekiyor.. Hiç olmazsa, bir yerden başlayabileceğimize işaret ediyor..
Bence yatırımcıya şimdiden bu tarz etkin önerileri taşımamız gerekiyor..
Hem bu durum, İskenderun’a oteli taşıyacak yatırımcı için de bir avantaj..
Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, sırf sanayicinin önünü açmak için otoban yolunu limana açmanın hesaplarını yaparken, biz de turizm alanında vatandaşı sahille buluşturabiliriz.. Turizm ile sanayi aynı anda böyle gelişir..
Düşünsenize.. 7 metrelik yol 20 metreye çıkmış.. Karaağaç’tan giriyorsunuz, her taraf masmavi sahil manzarası.. Bir de yola kaba bir asfalt vurdunuz mu?
İşte size 5 yıldızlı tatil keyfi!

BİZ HAZIRIZ!
Sahil konusunu Karaağaç Belediye Başkanı Necmettin Acar’a açtım.. ‘Ekolojik dengeyi bozmayacak’ bir/iki görüşünü paylaştı. 20 metrelik bir yolun sahili doldurmadan nasıl uygulanabileceğini anlattı.. Dedi ki:
“- Çevre düzeni planı şuan elverişsiz olduğu için o bölgeye çivi bile çakılamıyor.. Oysa 1/25000’lik yolda.. Uygulanır uygulanmaz, imar planı değişikliğine gidebiliriz. O yolun düzenlenmesi hususunda iş birliğine gitmeye hazırız.”
Necmettin Acar’ın turizme olan ilgisi ortada.. Başkanın, otel ihtiyacı hususundaki görüşleri de açık:
“- Ne olursa olsun İskenderun’a bir 5 yıldızlı otel kazandırın. Devamı isteseniz de istemeseniz de gelir..”
Bu kadar net!

O ELLERİ KIRILACAK!
İskenderun Belediyesi İmar Müdürü’ne yönelik saldırıdan sonra, şimdi de Fen İşleri Müdürü Ali Hıdır Köse’ye yönelik saldırı yine canımızı sıktı.. Yetti artık!
Canı sıkılan, işi olmayan, rant bekleyen birileri her ‘red’ cevabı karşısında memura saldırır oldu.. Buna açıkça kalleşlik derler!
Ne oluyor darp edince, sistem değişiyor mu?
Şiddetle düzenin ipliği birilerinin eline mi geçiyor?
Rant kapısı açılıyor mu?
Oysa, Ali Hıdır Köse işine bağlı, fen işlerinde gayretli çalışmalarıyla yakından tanıdığımız bir isim.. Üzüldüm..
Polis olayın üzerinde.. Umarım faili veya failleri kısa sürede yakalanır..
Yalnız şunu da söylemeleyim.. Buna ‘dur’ demenin de vakti geldi..
Nasıl bir zihniyettir bu? Vur/kaç?
Bu mudur rajon! Sırada kim var?
Yetmedi mi, İskenderun’a verdiğiniz huzursuzluk!
***
Dilerim bu son olur.. Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in şu sözleri çok önemli:
“-İskenderun Belediyesi’nin, dolayısı ile İskenderun’un kaderi ile oynamak isteyen bir el var. Çünkü İskenderun Belediyesi çalışıyor; çalıştırmak istemeyenler var. Bu bir oyun değil. Burası yarınlarımızın, çocuklarımızın kaderi. İskenderun’un önü çok açık. Bunların yapılmasını istemeyen gizli eller var. Bunların kim olduğunu mutlaka bir gün öğreneceğiz ve o eller kırılacak.”
Aynen öyle.. Bu yapılanları hiç birimiz de affetmiyoruz.
Ali Hıdır Köse’ye geçmiş olsun diyor, acil şifalarla çabucak görevinin başına geçmesini diliyorum..

YARAN’LA, KILIÇ BASTIRDI..
SES DÜZENİ BEDAVA GELDİ
İskenderun Belediye Meclisi’nde, kültür sitesinde konuşlandırılan yeni ‘ses düzeni’ üzerinde bazı tartışmalar yaşandı. Tarifelerde geçtiğimiz yıla oranla yapılan bazı zamlarla aslında ses düzeni parasının bedavaya geldiğini anımsatan AK Parti Belediye Meclis Üyesi İbrahim Yaran, kültür merkezinden faydalanmak isteyenlerin ‘ekstra para ödemesi gerektiği’ fikrini rakamlarla eleştirdi.
İbrahim Yaran bastırınca, DP kanadından Ali Kılıç Çirkin de destek verdi.
Çirkin, maliyet hesabı ortaya koyarak şöyle dedi:
“- Maliyet 7 bin ila 8 bin arasında.. Bunu karşılamak için vatandaştan para almak doğru değil. Belediye kamu hizmeti yapıyor. Ses düzeni bedava olmalı.”
İkili bastırınca.. Ses düzeni için talep edilen ekstra tarifeye bir tepki de CHP Meclis Üyesi Av. Bülent Akbay’dan geldi. Dedi ki:
“- İnsanlarımıza hayrımız olsun.. Ses düzeninin maliyeti ne ki, ticari düşünelim.. Bence gündem maddesini geri çekin ya da bu hizmetimiz bedava olsun.”
Bu görüşü savununların aksine, Cemil Uğutmen ile Kamil Turan duruma netlik kazandırmaya çalıştılarsa da, “- Kültür Merkezi’nde tarifelerde bir fiyat artışı söz konusu değil.. Ama dışarıdan getirilen bir ‘ses düzeni’ hizmeti yaklaşık bin 500 lirayı buluyorsa, bence 300 lira gayet makul bir rakamdır” sözleri pek kabul görmedi..
Neticede, 14’e 13 oy çokluğuyla ‘ekstra tarife’ red oyu gördü..
Yani CHP kendi içindeki firelerle birlikte, AK Parti, DP ve MHP’yi yanında bulamayınca ‘tarife’ hesabı gündemden koptu ve ‘kamu hizmeti’ düşüncesi daha ağır bastı..
Size de ilginç gelmiyor mu?
Dün bir, bugün iki..
Sanki belediye idaresi iki meclistir yalnız kalıyor..
Sanki meclis bir mesaj veriyor da, iyi okunması yönünde bir telkin var..
Hadi hayırlısı..

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.