Hakkari’de saldırı, 8 asker şehit oldu.. Bir de üstüne mayın patladı, 2 şehit daha..
Arkadaşlar halen aynı şeyleri konuşuyor..
Bakınız, yıl 2009/2010..
Başbakan Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli’den 250 bin TL tazminat istedi..
Dava reddedildi..
Başbakan Erdoğan, Devlet Bahçeli’ye ‘Siyasi bölücü başı’ sözleri için dava açtı..
CHP lideri iken Baykal, Başbakana maganda dediği için tazminat ödeyecek..
Baykal’ın Tayyip Erdoğan’a maganda demesinin maliyeti, 10 bin TL..
Yargıtay, CHP’li Sav’ın Tayyip Erdoğan’a ödeyeceği tazminatına yüzde 50 indirim yaptı.. Kamer Genç istedi, mübaşir adliye koridorunda seslendi:
‘Recep Tayyip Erdoğan!..’
Başbakan Erdoğan’ın, kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Kamer Genç hakkında tazminat davası açtı..
Daha bitmedi..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” gerekçesiyle, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aleyhinde, 100’er bin TL manevi tazminat istemiyle iki dava açtı..
Tayyip Erdoğan’ın CHP’li Özyürek’e açtığı tazminat davası, reddedildi..
Şimdiki örnek daha matrak..
Savcılar göreve çağırıldı:
“- Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakanı ölümle tehdit etmiştir.”
AKP Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır, ‘Belgeleri Sayın Başbakan’ın alnına çivilerim’ diyen CHP Grup Başkanvekilliği döneminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’ı ölümle tehdit ettiğini ileri sürerek, savcıları göreve çağırdı.
Bitmedi..
‘Devlet büyüklerine hakaret’ten tutuklandı..
Şehit cenazesinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ı protesto eden kişi, ‘devlet büyüklerine hakaret’ suçundan tutuklandı.
Erdoğan’dan Baykal’a, ‘Adam olamadın’ ve ‘Altın semer vursan..’ davaları açıldı..
En son 200 bin TL tazminat isteniyordu, davanın sonucu ne oldu, bilmiyorum..
Bu davaya çok güldüm..
‘Cibiliyetsiz’e tazminat yok.. Çünkü hakaret değilmiş!
– Tayyip Erdoğan, Tuncay Özkan’a açtığı bu davayı kaybetti..
Muhammet Demir, Merkel’in önünde Başbakan’ın korumaları tarafından tartaklanmıştı: Tayyip Erdoğan ‘sahtekâr’ dediği vatandaşa tazminat ödeyecek..
“Tayyip Erdoğan’ın elinde Yaşar Büyükanıt dosyası var” diyen Fikri Sağlar’a dava üstüne dava açıldı..
Şimdi dikkatlice okuyun..
Bir zamanlar Erkan Mumcu, Tayyip Erdoğan’a ‘Sahtekar, hırsız, açgözlü’ demişti.. Yargıtay bu sözleri hakaret değil, sert eleştiri saydı..
Oysa ben, ‘ağa’ kelimesinden ceza aldım!
Şu an itibariyle..
Sadece 10’a yakın davadan söz ettim..
Yoksa bir yılda açılan dava sayısı 100’ü geçiyor..
Ceza davalarının tümünü internette buldum, okudum, yazdım..
Güler misiniz, ağlar mısınız?!
Bir taraftan siyasiler.. Diğer taraftan gazeteciler..
Ha bire laf üretiyoruz.. Beğenmedik mi? Hemen mahkemelere koşuyoruz..
2010 kayıtlarına baksak, dosyadan başınızı kaldıramazsınız..
Birbirimizi yiyoruz neticede..
Küfür ediyoruz, yıkıyoruz ortalığı..
Birbirimize karşı delikanlıyız! Peki ya bölücülere karşı kaç dava açıldı?
Ben söyleyim.. En son Hakkari’de..
10 vatan evladı şehit düştü..
Dağın başındaki karakolda uykunun en masum derinliğinde roket mermileri kavurdu ranzaları..
Bir pazartesi sabahı..
Sen şimdi kahvaltıdasın..
Belki de hiçbir şeyden haberin yok..
Devletin üstü birbirini mahkemelere veriyor..
Asker ise tetikte.. İşte sınır ötesi harekat..
Gece Kuzey Irak’ta yürüyen komandolar..
Sonra sessizlik..
Demokratik açılım..
Böyle bitmiyor işte kardeşim.
Sabah uyanıyoruz..
Aslında uyanamıyoruz..
İşte 10 vatan evladı daha uyanamadı..
Çünkü devletin zirvesi mahkeme kapılarında, tazminat peşinde!
Sözüm tüm partilere..
VE İLK ÇAĞRI..
Bu hain saldırı Ankara’yı karıştırırken, çözüm önerileri de ağırlık kazanmaya başladı..
MHP İlçe Başkanı İbrahim Gül’ün hain saldırıyla ilgili, “MGK olağanüstü toplansın, hükümet erken seçim kararı alsın. Bölgede olağanüstü hal ilan edilmeli. Açılımdan vazgeçilsin” şeklindeki sözleri bence dikkate alınmalı..
Artık bıçak kemiğe saplanmıştır..
Türk milleti ayaktadır, haklı bir infial ve öfke içindedir.
Yapılması gereken de söylenmiştir..
Terörle mücadelede acil ve etkili önlemler alınsın yeter!
DELİÇAY MİKROP SAÇIYOR!
TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Dörtyol’daki çevre kirliliğine işaret etti:
“Deliçay Deresi çevresinde gerekli önlemler derhal alınmalıdır.”
Sebebi şu:
Dörtyol’da kanalizasyon sistemi var. Ama atık su arıtma tesisi yok!
Tesis olmadığı için de, lağım suyu Deliçay deresine deşarj ediliyor..
Pislik var. Mikrop var. Koku var..
Üstelik, foseptik çukurundan taşan lağım suları küçük bir dere suyu debisinde Deliçay deresinden denize karışıyor..
AK Parti Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk uyarıyor:
“-Bir metreküp lağım suyu takriben 60 metreküp temiz deniz suyunu yüzülemez hale dönüştürür..”
Bir de ekliyor:
– İnsan sağlığı tehdit altında!
Ne yapmak gerekiyor? Milletvekili Öztürk’ü dinleyelim:
“-Kanalizasyon sistemi ve atık su arıtma tesisi yapımından sorumlu yerel yönetim derhal gereğini yapmalıdır. Lağım suyunun Deliçay Deresine verilmesi önlenmelidir. Evsel atık su arıtma tesisi bir an önce yapmalıdır.”
Görüyorsunuz işte.. Kanalizasyon yapıyorsunuz, ama atık su arıtma tesisi olmayınca, yaptığınız hiçbir işe yaramıyor..
Geçenlerde de yazdım.. Beldelerde de benzer durumu yaşıyoruz..
İskenderun dışında, her taraf tehlike altında..
Şimdi hava sıcak.. Halk denize dökülüyor..
Vatandaşın günahı ne?
Dörtyol Belediyesi nasıl bir çözüm üretecek?
Parası mı yok? Belediyenin görevi, halkına güvenli, yaşanabilir, yüzülebilir bir çevre sunmak değil mi?
Peki yarın çocuklar hastalanırsa, bunun sorumluluğunu kim üstlenecek?
Ne diyor Milletvekili Mustafa Öztürk:
“-Deniz suyu analiz sonuçlarını göremeden lütfen lağım suyunun denize karıştığı bölgenin çevresinde denize girmeyiniz. Çocuklarınızı da denize girdirmeyiniz.”
Özetle.. Dörtyol halkına duyrulur:
– Maalesef bu yıl o yörede deniz suyu yaşamınıza son vermek zorundasınız!