Bu ne iş!
Hayret bir durum.. Hem güldüm hem de düşündüm..
Tam bir traji komik hikaye.. Olur ya, hayal ettim bir anda..
Elektrik abonesi endeks okuma işiyle alakalı olan bir işletme düşünün..
Hakedişleri var, alıyorlar..
Ama işletmeyle ilgili olan bir de oğul var..
Diğer yandan da restoranları var.. Yaptığı işler var..
Ee, kurumlarla iyi geçinmeyi biliyor..
Mesela.. Desem ki, hakedişler konusunda çok şanslı..
Para alırken, ismen ön planda..
Ama, herhangi bir olay aleyhine olumsuz işleyince ‘kanunen hiçbirşey ispat edemezler’ diyor..
Şimdi aynı isim, ‘endeks okuma’ işiyle para kazanıyor, Devlet’ten para alıyor..
Ama kazanırken, restoranlarını unutuyor.. İşletmelerin elektrik borcunu ödemiyor ya da geçmişte ödenmemiş!
Bu kez Devlet’e takıyorlar, iyi mi!
Devlet alacağın peşini bırakır mı, bırakmaz!
Diyor ki.. ‘Şu işletmeler senin, biliyorum.’
Diyor ki.. ‘Alacağına mahsuben bu faturayı düşerim.’
Düşüyor da.. Ee haksız da sayılmaz!
Şimdi, herkes bu adamın ne iş yaptığını biliyor, ama o çıkıp Devte’e olan borcunu ödemek yerine, ‘kanunen ben yokum’ demeye getirip, yırtamaya çalışıyor!
Peki ya vatandaş ne yapacak?
Elektrik faturasını bir hafta ödemesin, elektriği cart kesiliyor..
Su faturasını geciktirsin, suyu cart diye kesiliyor..
Bankadan aldığınız kredinin parasını geciktirin, cart diye işleme konuluyor..
Faizlerle ananız ağlıyor..
Peki ya, Devlet’in kurumuyla aynı işi yapan bir işletmenin buna hakkı var mı?
Yok.. Olmamalı!
Pişkinlik.. Şahsa özel çifte standart beklemek, böyle bişey işte..
BAŞKENTTE ‘KİŞİYE ÖZEL’ GÜNLER Mİ?
Başkentte Hatay Günleri’ni önemsiyorum..
Hatay’ın tarihi, kültürel, sosyal, ekonomik ve turistik değerlerinin tanıtımına katkı sağlamak amacıyla Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde(AKM) düzenlenecek “Başkent’te Hatay Günleri” bugün başlıyor.. Hatay’ı tanıtan fuarın amacına uygun gerçekleşeceğini, tanıtımına katkı sağlayacağına inanıyorum..
Ama, organizasyonun şeklini ve şemasını beğenmedim..
Öğrendim ki, İskenderun’da birçok kurum gibi, basın mensupları da bilgilendirilmemiş.. Antakya’da öyle..,
Öğrendim ki, ulusal basının reklam sayfalarına yığınca reklam verildi, Hatay’daki basına verilmemiş..
Doğru ya.. Ulusal basın yetecektir onlar için..
Detayların pek bir önemi yok..
Oysa, konuyla alakalı bir isim olan İhsan Aydeğer beyefendiyi tanırım..
İskenderun’da şu an tepelerin altyapısıyla ilgilenen, belediyeden iş alan bir firmanın başında.. Bir de, eski Antakya yolunda menfez çalışmalarıyla ilgilendiğini biliyorum..
Yolu açık olsun.. Ama İskenderun’un nimetlerinden faydalanan bir ismin, İskenderun’da sadece ‘kurumlara’ yakınlaşıp, pek ses vermeyen bir komisyonla hareket etmesini anlayamadım.. Hatta aralarında bir de gazeteci vardı..
Sağolsun o da, bencil haliyle sessiz bir şekilde bildiğini okudu..
Yapılan çalışmaları, varsa gösterilen çabayı sakladı..
Oysa, Yankı Gazetesi Sahibi Cemil Taktak o komisyonda gazeteciler adına katıldı..
Bırakın küçük bir bilgiyi basınla paylaşmayı, gözden kayboldu.. Piyasadan koptu!
Ve şahsına özel tavırlarla, herşeyi basından gizledi..
Bilgi vermedi..
Bilgi vermek için de bir çabası olmadı..
Hazır komisyonda iken.. Kurumlarla temasa geçip, bir de özel sayı çıkarmakla ‘reklam’ peşine düştü.. Normal bir durum.. Cemil Taktak bunu hep yapıyor..
Hakkında çıkan iddialardan anlıyoruz..
Zaten Cemil Taktak da muhatabım değil..
Sözüm ve sorularım İhsan Aydeğer’e..
Çünkü, bu önemli etkinliğin Tertip ve İcra Kurulu başkanlığını yapıyor..
Başkentte Hatay Günleri’nde fuardan elde edilen gelir nereye harcanacak?
Bir müteahhit olarak İskenderun’da veya herhangi bir kentte iş yapmayı, aynı zamanda böylesine etkinliklerde koordinatör görevinde bulunmayı ne kadar etik bir durum olarak görüyor?
Bugün onlarca kuruma para karşılığında tahsis edilen o fuar alanlarından ne kadar gelir elde edildi?
Oysa, o para İskenderun’da veya Hatay’da güzel bir proje için kullanılamaz mıydı?
***
Şimdiden, Başkentte Hatay Günleri hayırlı olsun..
Dilerim, bugün Türkiye bizi konuşur!