Laf var, üretim yok!

Cuma günü meclis var..
Dilerim, bu kez gündem maddeleri önemli projelere gebedir..
Belediye idaresi artık yüzünü hizmete dönmeli..
Özellikle de Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, birkaç tadilat maddesiyle ilgili net tavrını ortaya koymalıdır, diye düşünüyorum..
İskenderun, hizmete aç bir şehir neticede..
Başkan Yusuf Civelek’in ‘güzel haberler’ üretmek yerine kalıcı hizmetler ortaya koyması gerekmiyor mu?
Bana sorarsanız, Ankara’dan güzel haberlerle dönen bir belediye başkanı, bağlantıların detaylarıyla birlikte özünü İskenderun’a empoze etmek zorundadır..
Böyle bir duruma şahitlik eden var mı? Şimdilik yok..
Dün, AK Parti İlçe Başkanı Musa Kurşun, ‘Belediye başkanımız iktidarımızın bazı projelerine sahip çıkarak haksızlık yapıyor’ diyerek karşı geliyordu..
Oysa, Ankara’dan projelere onay aramasını biliyor sevgili başkanımız..
Gerçi dikkat ettiniz mi? Ankara dönüşü, ‘güzel haber’in altını dolduracak ifadeler kullanmaktan imtina etti Yusuf Başkan.. Olabilir..
Ben Ankara ile ilgili olmaktansa, yüzümü belediye meclisine dönmeyi yeğlerim..
Samandağ’ın ÖDP’li belediye başkanı eğer ki, vatandaşı hizmet üretmekte ortak kılıyorsa.. Ve o ÖDP’li belediye, İskenderun’dan fazla iş yapıyor ve bahaneler üretmiyorsa, İskenderun’daki kötü gidişatı sorgularım..
Kusuruma bakmayın, bütçenizde yeterince para var.. Ama doğru kullanmayı bilmiyorsanız, suçu bu kusurunuzu ortaya çıkaran da aramayın..
Dün menfez çalışmalarında açılan bir çukurun az kalsın bir apartmanın yıkılmasına sebep olacağını göremeyenler, bugün sebebi hakkında demeç patlatmak varken, neden sessiz kalıyorlar?
Günler geçip gidiyor..
Halen belediye idaresinin ne yapmaya çalıştığını anlamış değilim..
Bakın, size gerçek bir hikaye anlatayım..
Ulusal basında boy boy haber oldu..
Taraf’ta şu başlıkta yer buldu:
“- Düşler tarlası!”
Nedir o?
– Muş Rekabet Kurumu Lisesi’nde okuyan öğrencilerden oluşan kız ve erkek atletizm takımı Slovakya’da yapılan Liseler Arası Kros Şampiyonası’nda dünya şampiyonu oldu. İşi heyecanlı ve onurlu kılan taraf da.. Tarlada çalışıp, tatilde ailelerine yardım eden bu öğrencilerin sıkı bir disiplinle dünya şampiyonasına hazırlanmaları oldu..
Şimdi sıkı durun.. Bu gurur veren ve gözdolduran şampiyonluk hikayesine sponsor olan isim kim? Av. Bülent Akbay!
Üstelik, Türkiye’ye dünya şampiyonluğu kazandırmış bir takımın göğsüne İskenderun Belediyesi logosunu taşıtacak kadar onur veren bir davranış sergilemiş oldu Av. Bülent Akbay..
Üzgünüm ama tek bir satır okuyamadım yerel basında..
Soruyorum, İskenderun Belediyesi’ne:
“- Haberiniz yok muydu?
Yoksa haber değeri mi yoktu?
Üzülerek söylemeliyim ki.. Ulusal gazetelerde gördüm, okudum..
Teşekkürler Bülent Akbay..

BİR OLMAZ, İKİ OLSUN!
Şimdi, cuma günü meclis var..
8 madde var görüşülecek..
Belediye Meclis üyeleri temkinli, hatta hazırlıklı..
Çünkü, bir imar planı değişikliğiyle ilgili iki madde düşünün ki, belediye başkanı çoğunlukla ‘red’ oyu alacağını bildiğinden geri çeksin.. Ve o belediye başkanı 1 adet kullanılmış kepçe için yatırımcıya kolaylık sağlamak istesin..
Şimdi öğreniyorum ki.. O madde yine gündemde..
Fakat bu kez işittim ki, yatırımcı iki kepçe teklif ediyor, iyi mi?
Bence, iki az gelir 5 olsun!
Şakası bir yana.. Olacak şey değil.. Yine söylüyorum, yatırıma karşı değilim..
Ama ‘geri çek/tekrar getir’ usulü meclis yönetilmez..
Karahüseyinli’deki yeri gittim, gördüm..
Dört parça arazinin arasından geçen yolu yiyorlar.
160 metre kareye tekabül eden kıyı şeridi, o arazi içinden ve yan cephelerden geçen yollar yüzünden kamudan alınıp, ister istemez yatırımcının kullanımına veriliyor..
Ama iş, yatırımcının bir okul yapabilme ihtimaline gelince, kimse oralı olmayacak..
Olmaz öyle şey..
‘Bir iş makinası kesmediyse, iki tane verelim’ anlayışı, İskenderun için kötü bir örnektir. Ve bu emsal, meclise iş makinası önerisini getiren idare için de kara bir lekedir!
Benim bildiğim, bir belediye başkanı.. Sorununun, adı her neyse, çözümü için plan hazırlar, meclis üyelerinin bilgisine başvurur, konuşur, yetkisi dahilinde kentin menfaatleri açısından talimatlar verir.. Daha bir plajımız bile yok iken, üstelik ‘İzmir gibi en uzun sahil kordonuna sahibiz’ diye övünüyoruz!
Bu durumdan akılcı şeyler çıkarabiliyor musunuz?
Sizi bilmem ama, ben de bellek tükendi artık!
Yine de, Allah’tan umut kesilmez.
Ne demişler?
Bekle ve gör.

ANİ KARARLAR ZARAR VERİR!
Karahüseyinli’deki otel konusu iki maddeyle sınırlı..
AK Parti’nin talebi net:
“- Yatırımı destekliyoruz ama bir de okul istiyoruz.”
CHP’de farklı sesler yükseliyor.. Kullanılmış bir iş makinası kazası ile ardından bir meclis oturumunda ansızın çekilen bir gündem maddesi için aslında Av. Bülent Akbay en doğru sözü kullandı.. Dedi ki:
“- Gündem maddesinin çekilip çekilmeyeceği kararı, meclisin olmalı.. Hiçbirimiz yatırıma karşı gelmiyoruz ama konuşup, tartışmak ve ardından doğru kararı vermek, ortak aklın ürünüdür.”
Evet, hiçbir ani çıkış tek tarafın insiyatifinde olmamalı..
Sonra adama, ‘bu muydu demokrasi anlayışınız’ diye sorarlar!
Sonra da, o zararı koca bir kent çekiyor!
Yaşadık, gördük, görüyoruz!

ATAKAŞ’A DA O HAK TANINMALI!
Mesela, 3. maddeyi içeren ‘Aslantaş Barajı’ndan İskenderun’a getirilecek su için DSİ Genel Müdürlüğü ile ek protokol yapılması ile ilgili su işleri müdürlüğü teklifi’ne meclis üyelerinin olumlu bakmasını doğru buluyorum.. Nedir o?
İşadamı Recep Atakaş’ın, İskenderun’a gelecek olan suyu 5 yıllığına fabrikada kullanma isteği.. Şimdi fabrikaya, konuşlanmış bir noktadan boru hatı çekilse yüksek bir maliyet gerektirir.. Oysa suyu kullanma hakkı İSDEMİR’e doğuyorsa, Atakaş Şirketler Grubu da aynı hakkı kullanmalıdır, diye düşünüyorum..
Çünkü, Atakaş’ın her kuruşu, İskenderun’a hayırsever bir yatırım olarak geri dönüyor! Bence önemli bir meseledir bu ve el atılmalıdır..

NE KADAR KREDİ?
Ve 4. madde.. Gündemde yer alan, ‘Şehir içme suyu şebekesinin yenilenmesi inşaatı maliyetini karşılamak üzere İller Bankası’ndan kredi talep edilmesi ile ilgili su işleri müdürlüğünün teklifi’ sanki biraz kapalı bir durum koydu ortaya..
Dikkatlice bakıldığında, kredinin limiti hakkında bir bilginin olmadığı rahatça görülüyor.. Oysa, meclis sınırsız yetki vermez, vermemeli..
Belediye meclis üyelerinin kent sorunlarına önem verdiği aşikârdır yıllardır..
Su meselesi hayati önem taşıyan bir mevzudur.. Yıllardır yazdık, çizdik..
Çoğu zaman da çok sert çıkışlar yaparak, bu meselenin çözümü için önerilerde bulunduk. Okurken aklıma takıldı, meclis üyelerinin bu hassas ‘yetki’ meselesine dikkat edeceklerini umuyorum..

NİHAYET!
Unutmadım.. MHP grubu adına Belediye Meclis Üyesi Garip Şandır da, CHP Grubu adına da Av. Bülent Akbay da gündeme taşımıştı..
‘- Şevre mıntıkası 1486 ada 2 nolu parsel ile 1491 ada 2 nolu parselin satış kararının alınması ile ilgili mali hizmetler müdürlüğü teklifi..’ aklınızda birşeyler çağrıştırdı mı? Hani, Mustafa Kemal civarında AKAD ile Hacı Bektaşi Veli Derneği’nin (cemevi için) yer arayışı vardı ya..
Sanırım beklenen karar çıkmak üzere..
Sanırım, belirtilen parseller ikiye bölünüp, eşit bir payla iki derneğe verilecek..
Ve sanırım, bu konuda meclis üyeleri gerekli hassasiyete gösterecek..
Çünkü, böyle bir irade ve izlenim vardı zaten..

GECİKEN TEDBİR!
Aslında bu konuya girmeyecektim..
Çünkü, her hatırladığımda o silah seslerini duyuyor ve vatan uğruna verdiğimiz şehitlerimizi aklıma getiriyorum.. Unutmak mümkün mü?
Karmakarışık bir duygu yaşıyorum.. Acımız yetmiyormuş gibi bir de ortaya atılan iddialarla ‘güvenlik’ tartışmasına girmek istemem..
Şöyle olsaydı, böyle olsaydı, denilen kavramlardan usandım..
Ama, Şehit Er Remzi İlboğa Kışlası ile yapılacak protokol kapsamında, denizcilerimize yapılan o hain saldırı bölgesinde 330 metrelik bir güvenlik duvarı örülmesi ile ilgili teklife sanırım hiç bir meclis üyesi ‘hayır’ demez..
Mesele bu değil aslında..
Mesele, ‘bişey olmaz’ deyip, hep ihtimaller üzerinde hesap kurmaktır aslında..
Hep üzülmüşümdür. Ne zaman bir TV kanalında şöyle bir haber görsem yıkılırım!
– Bir çocuk falanca kurumun açık bıraktığı çukurda boğuldu.
Sonra.. O çukur yetkili birimlerce kapanır! Ya sonra..?

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.