Belediyeyi yönetmek ciddi iştir..
Temel duygum neydi?
Boşluk, hiçlik, özlem, üzüntü, hayata yeniden adapte olma, var olmaya çalışma..
Hepsi, hepsi bir aradaydı..
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in ruh hali nasıl?
Şimdi size bunu anlatan ilginç bazı ipuçları vereceğim..
14.00’te başlayan belediye meclis toplantısı 17.00’ye uzamıştı..
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek ısrarla, ‘vicdanen rahatım’ diyor ve aynı israrlı haliyle Karahüseyinli’deki imar planı değişikliğini komisyona havale edilmesini istiyordu..
Saatlerce dil döktü..
Kendi grubuna anlattı, yeterli sayıyı bulamadı..
Üstelik en esaslı şekliyle, gayet makul, gayet sakin bir dille Av. Bülent Akbay anlattı..
Dedi ki:
“- Bu şaibeyi daha fazla kaldıramayız.. Halktan alıyorsanız, halka vereceksiniz. Planlama yapalım, akılcı yöntemler kullanalım..”
Olmadı.. Başkan yine bildiğini okudu..
Ercüment Kimyon dedi ki:
“- Plansız çalışma alışkanlığı var.. Oteller Bölgesi olması yönünde bir çalışma başlatalım..”
Ardından, DP’li Ali Kılıç Çirkin sordu:
“- Sayın başkan.. Maddeyi geri çekiyorsunuz, 1 ay sonra tekrar gündeme getiriyorsunuz. Ama bu süreçte meclis üyeleriyle bir araya gelip, istişare etmediniz, neden. Hem kepçeye ne oldu?”
Ah şu kepçe ah..
Aslında başkan, bu kepçeye ‘evet’ demekle birbiri ardına süregelen hatalara başlangıç yaptı.. Strateji hatası.. Taktik hatası.. Diyalog hatası..
Adına ne derseniz deyin.. Başkan, o kepçeye evet demeden önce sağlayacağı faydayı, bir ‘evet’in rüşvet olarak algılanıp algılanmayacağını sormalıydı, doğabilecek artıları/eksileri dinlemeliydi meclis üyelerinden.. Ama yapmadı!
Bazen öyle değişik bir yüz ifadesi takınıyor ki, şaka mı yapıyor, ciddi mi anlatıyor, ayırt etmekte zorlanıyorum..
Açıkça söylemeliyim ki..
Kendi grubundaki farklı seslere kulak tıkaması..
Diğer partilerin meclis üyeleriyle görüşmeyi askıya alması..
Bildiğini okuması..
Hayal dünyasında, herşeyin istediği şekilde olacağını sanması..
Ve en önemlisi.. Çevresindeki üç/beş kişinin fikir ve söylemleriyle hareket etmesi..
Bir belediye başkanının başına örülebilecek en büyük tehlikeye zemin hazırladı..
Oysa kendisini defalarca uyardım, yazdım..
Oysa, meclise denk getirdiğim bir günde ‘Başkana samimi uyarı’ diyerek, perşembenin gelişini hatırlattım..
Nehirin sessiz aktığını, ama suyun derinliğini hesaba katması gerektiğini anlatmaya çalıştım.. Meclis üyeleriyle konuşması gerektiğini, aksi durumda yolda yalnız kalabileceğini duyurdum..
İstişare etmesi gerektiğini her fırsatta önerdim..
Meclis üyelerini hafife alarak, akıllarında oluşan soru işaretlerine cevap vermedikçe, her seferinde ‘sizleri seviyorum, herşey güzel olacak’ söylemlerine hiç kimsenin aldırış etmeyeceği, bilgisini paylaştım..
Eksik giden bişeyler var, halen farkında değil misin, diye sordum..
Yarın ikinci kez ‘red’ ihtimali doğarsa ya da ilgili maddeler ‘terk-i diyar’ edilirse, otoriten yıkılır, hakimiyetin yokolur, diye feryat türküsü yaktım..
Yetti gayri..
Sabır taşı olsa, insan çatlar yahu..
Kim ne derse desin.. Başkan Yusuf Civelek, CHP ilçe teşkilatını önemsemeyerek büyük hata yaptı..
Meclis üyeleri arasındaki gruplaşmalara seyirci kalmakla, ‘farklılıkların’ engellenmesine izin verdi..
Ve Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, ısrarla bişeyi anlamak istemedi..
Olay aslında sadece ‘yatırım’la alakalı bir durum değildi..
Ta, haziran ayında yazdım..
“- Belediyede taşlar sanki yerine oturuyor.. Sanki bazı mesajlar verilmek isteniyor” demiştim. Başkan Civelek ne mi yaptı?
Hiç birşey..!
Bugün işte o noktaya geldik..
Tüm uyarılara kulak tıkayan bir belediye başkanı, çevresinde birkaç kişinin ‘doğru yoldasın, bildiğinden şaşma’ dolduruşunu, meclis üyeleriyle yapacağı istişareden önemli saydı..
Ee, durum böyle olunca..
İmar planı değişikliğinden kaynaklanan durumlarda ‘şaibe var mı, yok mu?’ açılımını yeterince anlatabilmeniz mümkün olmuyor..
İfrit oluyorum gerçekten..
Bir madde getiriyorsunuz gündeme, ama öncesinden belediye başkanı çıkıp, meclis üyelerini tatmin edecek, fikirlerini önemseyebilecek bir girişim başlatmakta yetersiz kalıyor ya da birilerinin öğütlerine uyuyor.. Mecbur kalıyor!
Şaşırtıcı bir durum..
Ve gerçekten çok üzülüyorum..
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’i hiç böyle yalnız ve şaşkın görmedim..
Ve kulağımdaki o ses halen soruyor:
“- Bu maddeyi çekmeyeceğim. Arkadaşlar komisyona havale edelim.”
Komisyona havale edilmedi neticede.. Hatta maddeninin varlığı bile rahatsız etti meclis üyelerini.. AK Parti’ye anlattı, onlar zaten hazırlıklıydılar, İrfan İsmetoğlu’nun komisyona havale hususunda ‘usul hatası olmasın’ söylemine bile aldırış etmeden, ‘red’de birleştiler..
CHP’de Av. Bülent Akbay ile Ercüment Kimyon duruşlarını bozmadılar, ‘red’.
MHP’nin rengi belliydi, ‘red’.
Demokrat Parti’de Mahir Ünal ‘kararsız’ kalmasına rağmen Ali Kılıç Çirkin’in sert ve kararlı tutumu netti, yine ‘red’.
Ne oldu peki? Başkan sadece hesap hatası mı yaptı, sanıyorsunuz?
Hayır.. Kendi dünyasında ürettiği yanlışlıklar halkasına bizi de sürüklemeye çalışıyor ama başaramıyor..
İskenderunlu şimdi şunu soruyor:
“- Diyelim ki, bir belediye başkanı meclis üyelerine ‘yatırım’ düşüncesini anlatmakta zayıf kaldı. Peki, o yatırımcıya ‘kepçe’ yerine bir okul yada AMATEM yapılması fikrini de mi kabul ettiremedi?”
Zira hepimiz biliyoruz ki, her iki hayır işi, en az 10 parmağın havaya ‘kabul’ için kalkması demekti..
Bunu da yapmadı.. Diretmedi, parmak bile oynatmadı..
Hesapta ne vardı bilmiyorum, vahim bir manzara..
Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek bu tutumunu ne zaman değişterecek?
Partisiyle, ilçe örgütüyle, meclis üyeleriyle ne zaman bir araya gelecek?
Onların söylem ve düşüncelerine ne zaman itibar edecek?
Uyarıları ne zaman dinleyecek?
Hangi durumdan ne tür vazifeler çıkaracak?
Çevresinde kendisine zarar veren isimlerden ne zaman arınacak?
Kendisine doğru yolu göstermeye çalışan insanlara ne zaman ‘güvenmeyi’ bilecek..
İşte bunu merak ediyorum gerçekten..
Belediyeyi yönetmek ciddi bir iştir..
Beceri ister, otorite ister..
Yusuf Başkana iki önerim var.
Hemen tüm meclis üyeleriyle bir araya gelsin, durumun niçin bu noktaya geldiğini dinlesin, mesajları iyi okusun.. Ve vakit kaybetmeden hizmete uzanan kararların alınmasıyla ilgilensin.
Ama öncesinde, bir boy aynası ve tatil gerek!