Kentimizin spor alanında gelişmesi, desteklenmesi ve bir yumak içerisinde hareket edilmesi yönündeki yazılarımı hep takip etmiş, okumuşsunuzdur.
Aslında farklı konularda bir yazı yazmayı düşünürken, internet sitesinde bir ağabeyimin sitem dolu köşe yazısını okudum ve bu köşeye hem destek hem de sitem dolu düşüncelerine açıklık getirmek için yazımı değiştirmek durumunda kaldım. Çünkü kendisi sevdiğim ve saygı duyduğum bir isimdir.
Yeni İskenderunspor Türkiye’nin yakından tanıdığı, ancak tarihi ile sadece var olan bir takım. Parlak tarihinin dışında son yıllarda takım kendi başına bırakıldı. İçlerinde İskenderun sevgisi bulunan Başkan Sedat Uysal ve yönetim kurulu üyeleri bir araya gelerek bu tarihi tekrar yeşertmek için ellerinden gelen tüm gayreti gösterdiler.
Öncelikle hepsine bu fedakârlıklarından dolayı teşekkür ediyorum. Büyük iş çıkarttılar.
Yeni İskenderunspor şampiyon oldu. Kente büyük bir heyecanla geldi. Herkes sadece kucağını açtı sevindi. Kimse cebini açmadı.
Neyse buraya kadar her şey normal..
Tabi biz basın mensupları da bu kentin başarısını göstermek ve duyurmak asli görevimiz. Bendeniz de bu görevi elimden geldiği kadarıyla da yapmaya çalışıyorum. Eksik ya da fazla yapabildiğim kadarıyla.
Şimdi sevgili ağabeyim yazdığı köşe yazısında başarının iki kişiden olmadığını, tüm yönetimin başarısı olduğunu söylüyor. Zaten bunu inkâr eden memleket hainidir. Elbette bu başarı yönetim kurulunun başarısıdır. Başarı bir ekip işidir, birlikten başarı doğar. Ama kişisel düşüncelerden hiçbir şey doğmaz. Kıskançlıklardan sadece başarısızlıklar doğar. Bunlarda bu yönetimde olmadığı için başarı geldi.
Ancak değinmek istediğim çok önemli konularda var..
Bir defasında bilinmesi gereken en önemli konu, yönetici dediğin insanlar mutfak kısmında olan insanlardır. Parasıyla gelip takıma destek sağlamalı ve kulübün eksikliklerini, futbolcuların ihtiyaçlarını ellerinden geldiği kadarıyla yerine getirmekle görevli olmalıdır.
Bunları da yapıyorlar.
Ama eğer ki “İskenderunspor’un yönetimine girip burada ismim devamlı ön plana çıksın, kendi tanıtımı yapayım” diye düşünenler varsa; ben düşüncemi söylemek bile istemiyorum, ama akıllarından bile geçirmesinler.
Bazen insanların isimlerinin çok fazla çıkması kişiler için tehlikeli bile oluyor. Örneğin transferlerin sihirbazı olarak bilinen Haldun Üstünel.
Her gün gazete ve televizyonlarda boy göstermeye kalkınca anında ipi çekildi. Neden mi? Çünkü kulübün tek sözcüsü vardır. Oda kulüp başkanıdır.
Futbolcuların da tek sözcüsü vardır. Oda teknik direktördür. Dünyanın neresine giderseniz gidin, sen gidiyorsun. Bu kural böyledir.
Üstelik şunu da belirtmekte fayda var. Yazıyı okuyanlar sakın yanlış anlamasın. Burada bir kavga, kaynama olduğunu düşünmesinler. Burada birlik ve beraberlik var. Fikirlerin rahatlıkla tartışılması var.
Ben kendi adına söyleyeyim, bir başka gazetecinin ne yapacağı beni ilgilendirmiyor. Eğer ki bu takım son maçta elenseydi, vay Can Güven hocanın haline, vay Sedat Uysal’ın haline..
Düşünemiyorum bile.
Evet, yönetiminde vay haline ama yönetimi kimse çok hedef almaz, isimler hedef alınır. Bakın İskenderun Demirçelik Spor Kulübü’nün yönetimini kimse biliyor mu, hayır. Varsa da yoksa da kulüp başkanı. Başarıda onundur, başarısızlıkta..
Kırıkhanspor geçtiğimiz yıllarda şampiyon oldu. Kentte tur attılar. Ama sadece kulüp başkanı haberlere konu oldu. Hatayspor Kulübü’nün de sadece başkanı tanınır, yönetimi değil. Kaldı ki İskenderunspor yönetimi, şehre öyle bir giriş yaptı ki görülmeye değerdi. Tüm yönetimle birlikte, herkes başarının içerisinde.
Gönüller aynı, amaç aynı.
Özverili yönetim kendi emeklerinin başarısını, sevincini yaşıyorlar. Çünkü kentimizin bir takımı daha profesyonel oldu. Yani söylemek istediklerim ortada. İçi temiz olan insanlar düşüncelerini rahatlıkla söyleyebiliyor. Ama içinde cinlik olanlarda sessiz sessiz bekler, fırsat ararlar. Çok şükür ki bu da İskenderunspor yönetiminde yok.
Tüm yazılarım ‘iskenderunhaber.com’ internet sitesinde ve ‘Cuma Keseroglu’ Facebook adresinde yayınlanmaktadır.