Yüce Allah ( c.c ) insanlara O’nu tanıyıp ibadet etme, maddi ve manevi açıdan yeryüzünün imar ve ıslahı için çalışma görevi vermiştir. Bu nedenle yüce dinimiz İslam, çalışmamızı ve geçimimizi kendi elimizin emeği ile sağlamamızı emretmiş, helalinden kazanmayı farz kılmış ve bu uğurda çekilen her sıkıntıyı, bir kısım günahlara kefaret saymıştır. Bunun yanında çalışma güç ve imkânına sahip iken, tembellik gösterip çalışmamayı ve başkalarına yük olmayı da uygun görmemiştir.
Sevgi ile dolu, çalışkan eğitimli ve güzel ahlaklı insan, güler yüzlü, tatlı dilli olur, kardeşlerine ikramda bulunur, iyi düşünce sahibi olur, yararlı işler yapar ve herkesin iyiliğini ister.
En yüksek sevgi : Allah sevgisi ve Allah için olan sevgidir. Sevgi ve hizmet, insanlara, herhangi bir şeye baktığında ona iyi bakmayı, gördüğü şeyi iyi görmeyi, yaptığı işleri de Allah rızası için yaparsa ruhuna huzur ve surur verir ve dolayısıyla yapılan bütün hayırlı işler yüce makama ulaşır. Allah indinde makbul olur.
Kişi baktığı şeye rahmet nazariyle bakarsa, bütün eşyada, bütün varlıkta Allah’ın hikmet ve sırlarını görmeğe çalışır. Çünkü göz nurdan yaratılmıştır. Bu nuru taşıyan insan gözüyle, harama değil helale bakmalıdır. Kitap okumalıdır, bilgiye talip olmalıdır. Bilgi de eğitimle olacağına göre eğitimin oluşumuna gönül vermelidir. Toprak tevazünün simgesi olduğuna göre, bu tevazu yolunun yolcuları toprağa bakmalı, kibirden ve gururdan sakınmalıdır. Kibirlenmek, gururlanmak, şan şöhret en büyük düşmanımız olmalıdır.
Sevgi ve Allah yolunda güzel hizmetler veren bu insanlar güzel ahlak sahibidir, olgun insandır, kötü ahlakından ve beşeri sıfatından sıyrılmış örnek insandır. İyi ahlak ve meleki sıfatlarına haiz olan ve Allah yolunda hizmet eden bu insanlar güzelliği bulana kadar arayışa devam ederler ve çevrelerinde saygın bir insan olurlar. Bütün yönleriyle güzel olan Allah için çalışan insanlar, adeta melek gibi olur ve herkesin nazarında “ yer melaikesi “ gibi gönüllere taht kurar.
Allah yoluna hizmet etmenin yollarından biri de memleketine, milletine ahlakı güzel, eğitimli ve yararlı bir toplum yetiştirmedir. Kainatın Efendisi Allahın Habibi Sevgili Peygamberimiz ( s.a.v. ) eğitime büyük önem vermiş ve savaşta esir düşenlerin, Müslümanlara okuma yazma öğretmeleri halinde, esaretten kurtulacağını ve hürriyetine kavuşacağını buyurmuştur.
Ulu Önder Atatürk “Bir milletin kurtuluşu ancak eğitimle mümkündür” demiştir. Daha Milli Mücadeleyi sürdürürken bile Atatürk, savaş sonrasının sorunlarına önem vermiş bu arada eğitim konusunda da büyük bir hazırlık yapmıştır. Atatürk’e yıllar sonra “Cumhurbaşkanı olmasaydınız ne olmak isterdiniz? “ diye sorulduğunda, tereddütsüz,”Milli Eğitim Bakanı olarak eğitim davasına hizmet etmek isterdim”diye cevap vermesi eğitime ne kadar önem verdiğinin işareti olmuştur.
Bir Milleti mutluluk hedefine ulaştırmak için milletin geleceğini oluşturan irfan ordusuna ve ayrıca Allahın en güzel takvimde yarattığı güzel ahlaklı bu insan ordusuna da imkan sağlayacak, Allah için hizmet edecek yüreği berk, kibirden, gösterişten, şan ve şöhretten uzak sevgi ve hizmet aşkı dolu bir kitleye ihtiyaç vardır ki, bunlar herkesin nazarında yer melậikesi gibi gönüllere taht kuran kişilerdir.
Binanaleyh, yeryüzünde yaşayıp, insan olarak melekler gibi ahlak güzelliği taşıyanlara, insanlara sevgi ile bağlanıp hizmet edenlere ne mutlu… Bütün bunları kendine şiar eden ve Atatürk ilkelerini benimsemiş insanlara, aziz vatanına, güzel milletimize hizmeti Hakka hizmet kabul eden vakfımızın bugüne kadar gelmesini sağlamış kurucularına, kuruluşundan bu güne dek vazife gören ve gönül diyarına seferlere çıkmış bütün yönetimlerine, vefakar vakıf üyelerine, değerli gönül dostlarına çalışmalarından dolayı şahsım adına teşekkür eder Allah indinde kabul görmesini temenni ederim.
FEVZİ SEVİNÇLİ