Bankaların internet sitelerinde ilan ettikleri satılık gayrimenkullerden hareketle, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasının hazırlamış olduğu rapora göre ,2009 Mayısında toplam ,2744 olan hacizli gayrimenkul sayısı 2010 yılının mayıs ayında 3285 adede ulaştı. Dolayısıyla bankalar, son bir yılda el koydukları gayrimenkul sayısında %20 artış kaydetmiş, buna karşılık gayrimenkullerin muhammen satış bedelinde ise, %18.7 gerileme ile 627 milyon liradan 510 milyon liraya düşüş kaydetmiştir.Son bir yılda el konulan fabrika sayısı da 51 den 77 ye yükselmiştir.Tekstil fabrikalarının ağırlıklı olduğu hacizli işlemlerde, bunu un fabrikaları, ayakkabı fabrikaları, yağ fabrikaları, halı fabrikaları, boya, beyaz eşya ve otomotiv yan sanayi fabrikaları yer almaktadır.Toplam olarak el konulan küçüklü büyüklü iş yeri sayısı olan 238 dükkan sayısı artarak 336 olmuştur.2009 da işyeri hacizlerin toplamı 662 olarak kayıtlara geçerken bu yıl, iş yeri haczinde bir düşüş kaydedildiği, bunun sebebinin de,birçok iş yerinin mesken olarak gösterilmesinden kaynaklandığı görülmüştür.
Rapora göre hacizli gayrimenkullerin iş yeri haczi ekseriyetle Ankara, İstanbul, İzmir de yaşanmış, hacizli fabrikalarda ise şehir olarak İzmir, Samsun ve Gaziantep’te görülmüştür.Ayrıca 409 adet arsa, 1600 adet villa ve dairelere, 77 adet binaya ve 458 adet tarlaya da el konulduğu görülmekte olup, el konulanların arasında 1 süpermarket, 1 düğün salonu, 3 tavuk çiftliği, 27 adet akaryakıt istasyonu, 1 adet pansiyon, 3 adet oto galerisi ve 5 adet besihane yer almıştır.Bankalardan kredi çekip kredisini ödeyemeyen bireysel müşteriler ise, ev, bina ve arsalarından oldu. Bu kategoriden toplam 2710 kişinin malına el konuldu ve rapora göre bu illeri ekseriyetle Ankara, İstanbul, Mersin, Edirne, Trabzon, Denizli, Çorum ve Balıkesir teşkil etmiş bulunmaktadır..Bankaların elden çıkartmak istedikleri bu gayrimenkuller çok düşük fiyatlarla satılmakta ve oturma amaçlı satılan daireler arasında 15 bin liraya kadar ev satıldığı saptanmıştır.
Diğer yandan Türkiye’mizde bankalar, geçen yıllara paralel olarak kar eden sektörlerin başlarında gelmektedir.Vatandaşların 10-15 yıllığına bankalardan aldıkları krediye karşılık gelirleri bloke olmuştur.Dolayısıyla piyasadaki para arzı daralmıştır.Sektör, mevduat faizlerinin düşmesine karşılık vermiş oldukları krediden aldıkları faizde hemen hemen hiç değişiklik yapmaması nedeni ile faiz gelirlerinin faiz giderlerine oranla %200 e varan oranla tarihi bir rekor kırmıştır.Faizlerin gerilemesi, bankaların cazip kredi paketleri sektörün kredi hacminde artış yaratmış ve birçok bankalar yıllık hedeflerini yeniden revize etmiştir.Hedeflerini revize etmeyen bankalar da, daha önce öngördükleri hedefe rahatlıkla ulaşma fırsatını yakalayacaktır.
Her nekadar son günlerde yetkili organlarca faizin düşeceği eğilimine gireceğinin beyan edilmesine rağmen, kârlardan doymayan bankalarla olan ilişkiler, kanun,kural ve kurumsallığın vermiş olduğu ciddiyetle yürür. Faiz gelirleri bankalar için temel gelir kaynağı olduğuna göre her işletmenin kendi mali yapısını, ileri dönemlerde yaratacağı girdileri nazar-ı itibari alıp, kredi kullanması gerekir. 25 yıllık bankacılık dönemimde hep kredilerden sorumlu olduğum çeyrek asırlık görevimde ,sistem gereği hiçbir kredi alıp ödemeyen müşterilere bankalar,taviz vermemiş ve sonuçta bir çok kişi evinden, iş yerinden, arsasından fabrikasından ve malından olmuştur. Günümüzde kendi öz varlığının çok çok üstünde kredi kullanan ve halen kullanmak isteyen işletmeler, sonunda zor duruma düşmüş veya düşeceklerdir.
FEVZİ SEVİNÇLİ
Meclis Üyesi ve
Bütçe İnceleme Komisyonu Başkanı