Gelişigüzel hareketlere itirazım var

CHP Belediye Meclis Üyesi Av. Bülent Akbay’ın, yerel konulardaki hassasiyetini anlıyorum.. Her adımında ‘şeffaf belediyecilik’ yaklaşımı hakim..
AK Parti İlçe Başkanı Musa Kurşun’u da anlıyorum..
İskenderun Belediyesi’nin kurumlarla, STK’larla, akademisyenlerle istişare halinde olmasını arzuluyor, hareket bekliyor
Biz gazetecilerin de temennisi bu değil mi?
Yazılarımı takip edenler bilir. İsterim ki, İskenderun’da güzel şeyler olsun.. Yani aktörlere değil, senaryonun yaratacağı heyecanla ilgiliyimdir..
Bugün ne yazık ki, gelişmelerle ilgili ‘dayanışma’ ayağında zaaflarımız var..
Bir yemek faslıdır, sürüp gidiyor..
Zamanımızı, enerjimizi gereksiz söylemlere harcıyoruz..
Oysa, Av. Bülent Akbay’ın kastettiği yemek değil, katılımcılık ruhundaki eksiklikler..
Beklentiler, icraatler, verilen sözler..
Eğer ki, bunları görüşmek için ‘toplantı’ mekanizması ağır işliyorsa, ortada doğru gitmeyen bir şeylerin olduğu kesin..Gelişigüzel hareketlere itirazım var
Başkan Civelek’de bir kusur aramıyorum..
Yaptığı hizmetler var..
Gezdiği hizmet alanları, incelediği çalışmalar var..
Günlük programları var..
Oysa, geleceğe dair ‘stratejik plan’lar günlük veya haftalık programlara işlenmeli.
Meclis üyeleriyle ya da diğer siyasi partilerin gruplarıyla olağan değerlendirmeler yapılmalı.. İstişare budur, ne zararı olabilir ki?
Bugün anlatılmak istenen bu..
Başkan doğru olanı yapıyor.. AK Parti Belediye Meclis üyeleriyle birlikte gittiği her yemekli toplantıları ‘normal’ karşılıyorum.. Doğru olmayan şu:
Madem her duruşun ‘etik’ olanı makbul, o halde böylesine davetler, AK Parti, CHP, DP ve MHP’nin içinde bulunduğu bir ‘aile’ meclisine dönüşsün..
Siyasi bir tarafı, eksik kalan toplantılara da Yusuf Başkan gitmesin..
Bu kadar basit.. Bence, o buluşmada herkes olsun, olmalı..
Bu durum hizmet aktarımına iki avantaj sağlar:
– Meclisteki dar zamanı, daha geniş yelpazeye yaymak..
– Çok sesli bir meclisin tüm renklerinden faydalanmak..
Ama bir şartla..
Siyasette rolü olanlar, her masadan kalktıklarında ‘çözüme’ bir adım daha yaklaşıyor olmalıdırlar. Çözüm yoksa işin ucunda her gün yemek yiyip, konuşun farketmez.
Olan bünyeye olur.. Kilo alırsınız!

DOĞAN ERTEN SON NOKTAYI KOYDU!
AK Parti’nin veyahut Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in İskenderun’daki katkıları niçin bazı kesimleri rahatsız ediyor anlamış değilim.. Hiç gerek yokken ortaya atılan “AK Parti İskenderun’a hizmet getirmiyor” sözlerini anlamsız ve yanlış buluyorum.
Hani diyorlar ya, Yusuf Civelek neden AK Parti’yle dirsek temasında veya meclis üyeleriyle niçin görüşüyor ya da Ankara’da niye temaslarda bulunuyor?
Tüm bu soruların net yanıtını, aslında birkaç cümleyle Meclis Üyesi Doğan Erten verdi. Dedi ki:
“- İskenderun’a su geliyorsa şayet, belirli noktalara yapılacak su depoları için katkıyı Sayın Bakanımız Sadullah Ergin sağlamıştır.. OSB civarında kurulacak Arıtma Tesisi için gerekli katkıyı yine bakanımız ve vekilimiz sunmuştur. Su için sağlanan 55 milyon liralık ödenek yine partimizin gayretleriyle şekillenmiştir.”
Şimdi gerçek buyken, iki de bir çıkıp, Yusuf Başkanın ve zaman zaman destek bulduğu AK Parti’nin katkılarını yok saymayı haksızlık sayarım..
Ne zaman ki, bu cümleler havada kalır, işte o zaman bu açık hakkaniyetsizlik, vicdansızlık ve adaletsizlikten nefret etmenizi anlarım..

BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ NASIL GİDİYOR?
Son meclis oturumundan sonra, bütçeyle ilgili bir gelişmeye tanıklık edemedik..
Ticaret sanayi odasıyla görüşüldü mü?
Üniversitenin katkısına başvuruldu mu?
STK’lara gidildi mi?
Katılımcılık ruhu oluşturuldu mu, bilmiyorum..
Bildiğim tek şey, gözlerin komisyonda olduğu..
Ortada bir rapor olmasına rağmen henüz kimsenin tam anlamıyla odaklanmadığıdır..
O zaman bu kararsızlık ve içe kapanma duygusu niye?
“Demokrasisi gelişmiş” bir kentte, belediyenin böyle konularda tüm dinamiklerle birlikte karar mercisi olmasının ne zararı var?

HIZLI TREN’DE HAVLU ATMAYALIM!
Gazeteci Doğan Süslü, epey bir zamandır gündeme taşıyordu. AK Parti’nin toplantısında da dile getirdi. Haklıydı, çünkü ‘sessizliğimiz’ artık ızdıraba dönüşüyor..
Öyle ya.. Birçok konuda olduğu gibi ‘Hızlı Tren’in bölgemizde konuşlanmasında sınıfta kalmak istemeyiz..
Hazır, İskenderun Limanı için baştan aşağı yenileme projesi başlatııyor..
Hazır, nakliye sektöründe patlama yaşanmasına ihtimal veriliyor..
Hazır, demir yolu avantajımız şehrin göbeğinde hazır halde bekliyor..
O halde, geri kalmak niye..
Dün, bir tepki de İTSO Başkan Vekili Müfit Tennioğlu’ndan geldi, dedi ki:
“-Çin ile yapılan ekonomik işbirliği çerçevesinde gerçekleşmesi planlanan 7 bin kilometrelik ‘Sürat Demiryolu Projesi’ne, Mersin, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Hatay bölgesinin dahil edilmesi gerektiğine inanıyoruz.”
Evet, Suriye ile vizenin kalkması..
Bölgemizde yeniden şekillenen turizmin canlılığı..
Ve ihracatın artması gibi etkenler, hep ‘pozitif’ yanıyla İskenderun ekonomisine katkı sundu.. Şimdi tam sırası!
Biz İskenderunlular’ın yapması gereken şey harekete geçmektir..

MHP’NİN ÇAĞRISI YETERLİ Mİ?
MHP, Denizciler’de ‘güçbirliği’ çağrısı yaptı. Slogan şu:
“- İktidar İçin Güçbirliği”.
Kulağa hoş geliyor.. Yalnız, ‘istemek’ iktidar olmak için yeterli bir katkı değil..
CHP’nin 53 yıldır iktidar olamayışını göz önüne alacak olursak, MHP’nin atması gereken hayati adımlar var.. Baştan söyleyim.. Gönlüm, toplantının Denizciler’den önce İskenderun’da tertiplenmesinden yanaydı.. Olmadı!
Hoş, Denizciler’deki ‘güçbirliği’nden de e-mailime gelen haber bülteniyle bilgim oldu ya.. Neyse, konumuz MHP.. Nasıl bir MHP düşünüyorum, aktarayım:
– MHP, yerel seçimlerdeki gayretin aynısını halka yansıtmalı..
– Başkan İbrahim Gül, proje, söylem ve siyaset yapma biçimini tekrar gözden geçirmeli.. Öncelikle MHP, söylemlerini milli hassasiyetlerin dışına da taşımak zorundadır. Bu ülkenin sorunları sadece milli güvenlikten ibaret değildir. Ülke insanının sorunları çözülmedikçe, Türkiye’nin insan dokusu iyileştirilmedikçe, İskenderun coğrafyasının yapısal sorunlarına çözüm üretilmedikçe, MHP iktidarının ülkeye hiçbir katkısı olmaz. Mesela MHP’nin akılcı-gerçekçi, nutuk boyutunda kalmayan bir çevre politikası var mıdır?
Kadınların siyasetteki rolü?
Partinin yeni bir vitrine ihtiyacı var mı?
İktidarı hedefleyen MHP, aday belirlerken hem parti teşkilatının kararını, hem adayın halk nezdinde bilinen –dürüst- bir kişiliğe sahip olmasını, bir de adayın donanım olarak “tercih edilebilir nitelikte” olup olmadığını gözetecek mi?
MHP eğer, partiye yönelik eleştirilerden soyutlayacaksa kendini, her konuda ahkam kesenleri değil, camiaya işin ehillerini dahil etmelidir..
Gerektiği durumlarda tam ve doğru tespitlerle halkın karşısına çıkmalıdır.
MHP’nin, iktidar için güçbirliği çağrısına gelince..
MHP artık düne değil yarına dönük ufuklar açmayı hedeflemelidir!

GÜNÜN SÖZÜ
Başarının sırrı; bir tek şeyle adamakıllı, diğer binlercesiyle de gereği kadar meşgul olabilmektir.
H. Walpole

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.