Dünkü GÜNEY’in manşetinde iki güzel haber vardı.
Biri, ‘Türkiye Okuyor’ Kampanyası kapsamında başlatılan çalışmayla 100 bin kitabın öğrencilerle buluşmasını içeriyordu.. Ki, ilk adımı Karayılan Belediye Başkanı Mehmet Yurtman attı. 3 bin 600 kitabı öğrencilerle buluşturdu.
Diğer ise müjdeli bir haber, Payas’tan. Belediye Başkanı Bekir Altan, Başbakan Erdoğan’ın ‘Fatih’ projesiyle birebir modelle karşımıza çıktı. Kendisi ile okullarda başlatmayı düşündüğü, ‘İnteraktif sınıflar oluşturacağız’ projesiyle ilgili olarak aynı fikirdeyim. Yeni yılda tamamlanacak proje ile her öğrenci bilgisayarlı bir sınıfta eğitim görecek, Payas’taki tüm derslerde dizüstü bilgisayar, projeksiyon cihazı, internet bağlantısı ve akıllı tahta sağlanacak..
Hoş, Başkan Altan daha şimdiden fen liselerini kazanan iki ayrı okulda 13+3 öğrenciye dizüstü bilgisayar bağışladı ya.. Düşünün, yurt dışı veya yurt içinde, internete giriyorsunuz, Payas’taki bir okulda herhangi bir sınıfta verilen eğtimi birebir takip edebiliyorsunuz. Her adımında, modern ve çağdaş bir eğitim yapısı mevcut.. Çok güzel..
Bu işi önemsiyorum ve destekliyorum.
Hatta keşke olanak olsa da, bu süre daha kısa bir zamana indirilebilse.
Yalnız durun bir dakika..
‘Çok iş yapıyorsun’ diye hakkında soruşturma açılan, sahil yolunu 125 bin fidanla buluşturduğu için, ‘Niye bu fidanları kendin üretmiyorsun?’ diye hedef haline getirilen bir belediye başkanının üzerine neden bu kadar geliniyor ki?
Acaba, şimdi ‘interaktif sınıflar’a hazırlık yapıyor diye, Başkan Bekir Altan’ın omuzlarına daha ne sıkıntılar yüklenecek diye endişe ediyorum.
Şimdi bu ‘akıllı’ eğitimin ruhunu düşünüp biraz olsun Başkan Altan’a haksızlık yapılıyor diye “üzüntü” duyan var mıdır, merak ediyorum.
Yoksa yine “Çok oluyorsun” diye idam sehpasına mı süreklenmeli Bekir Altan?
Benim bu proje ile ilgili olarak, tüm atanmış ve seçilmişlere bir uyarım olacak.
Lütfen, böylesine projelere destek verin..
Örnek bir isimdir Başkan Altan.. Yüreklidir!
Okul ziyaretlerinde öğrencilerin Başkan Altan’ı ne kadar içten ve sıcak bir şekilde alkışladıklarını, ne kadar saygı duyulan bir insan olduğunu gördüm..
Ordaydım çünkü..
Karayılan Belediye Başkanı Mehmet Yurtman aynı keza..
Müthiş bir çabası var beldeye..
Karayılan halkının gönlünü fethetmiş..
Yurtman’ı beğenirim. Düzgün adamdır. Dobra adamdır.
Saygı ve sevgi dolu bir başkan.. Daha ne yapsınlar ki?
Henüz, İskenderun’dan Arsuz’a kadar uzanan belde belediyelerinden ses çıkmadı, ama bekliyoruz..
Herkes, bu konunun üzerinde de önemle durmalı.
OKUMALIYIZ, OKUTMALIYIZ!
İskenderun Kaymakamı Ali İhsan Su, ‘Türkiye Okuyor’ Kampanyası’na ilk katkıyı sunması vesilesiyle Karayılan Belediye Başkanı Mehmet Yurtman’la birlikte, İDÇ Anadolu Lisesi’ndeki törene katıldı.
Bir dip not..
Bilmiyor olabilirsiniz, Karayılan’ın nüfusunun yüzde 40’ı öğrenci..
1. sınıflar ve anaokullar hariç, tüm öğrencilere kitap dağıtıldı.
Büyük çoğunluğu, kitapların ve yazarların varlığından bile habersiz..
Karayılan Belediye Başkanı Yurtman iddialı..
Daha fazla çocuğumuz okusun diye, her türlü desteğe hazır..
Üstelik, beldeye MYO ile bir fakültenin konuşlanması için de Kaymakam Su’dan destek istiyor.. Okumayı, okutmayı önemsiyor.. Hedefi büyük:
Karayılan’da okumayan kalmasın, kararlığında..
İskenderun Kaymakamı Ali İhsan Su iddialı..
“- İskenderun genelinde 65 bin kitap toplamayı hedefliyoruz ama bu rakamın 100 bini aşacağına inanıyorum” dedi. Hatay genelinde hedeflenen kitap sayısı 500 bin..
Kaymakam Su’nun şu analizi çok önemli.. Diyor ki:
“- Öğrencilerimize soruyoruz, ‘boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz?’ Cevap şu, kitap okuyoruz. Hayır, böyle bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. Boş zamanlarınızda değil, dolu zamanlarınızda kitap okuyun, okutturun.. Her aile, çocuğuna ayda bir kitap almalı ki, okuyalım, okutalım..”
Gerçek şu ki, artık bazı tabuları yıkmak gerek..
Türkiye’de eğitim sistemi kaliteli adımlarla çağdaş bir yapıya kavuşmalı..
İlk adım okumak/okutmak olmalı..
Tüm belediyeler, kamu kuruluşları, STK’lar, sanayiciler, işadamları bu kampanyaya destek vermelidir, diye düşünüyorum.
Demem o ki..
Aklımız sadece hangi okula gideceğimizle, kimin nasıl giyineceğiyle meşgul olmamalı.. Biz İskenderunlular olarak “kaybolan yılları” geri kazanmak istiyorsak, elimizde imkanlar varken bu soruna el atmalıyız..
Kaç kitap bağışlayacağınız önemli değil, önemli olan kitap sevgisini çocuklarımıza aşılamak değil mi? O halde şimdi, hemen ilk adımı atalım..
Yoksa yıllar aynı hızla geçip gitmeye devam ediyor!
Ve çocuklarımızın aleyhine işliyor!
OLACAK ŞEY DEĞİL!
Basına yansımadı ama, İskenderun Devlet Hastanesi kadın doktorlarından Psikiyatri Doktoru Bilgehan Evren’in bir hasta tarafından darp edildiği haberine ‘ilgisiz’ kalacağım beklenemez. Kaldı ki, ruh ve sinir hastalıkları poliklinikleri her an istenmeyen hadiselerin yaşanabileciği olasılıkları da beraberinde taşır..
Yani ‘güvenlik’ tedbiri gerektirir..
Düşünün ki..
Bir hasta üç yıldır başka bir doktorda muayene oluyor. İlk defa Bilgehan hanıma yönlendiriliyor. Doğru mu? Değil.. Aile hekimliği uygulaması bu yüzden zaten..
Sıfırdan başlangıç hangi hastaya tedavi olanağı sağlar ki?
Bilgehan hanım, tatlı dille bu durumu aktarıyor diye, darp edildi iyi mi?
Şimdi bu duruma ne diyeceğiz?
Güvenlik görevlileri ne iş yapar? O sırada güvenlik görevlileri yaya olarak poliklinik koridorlarında neden gezmezler ki?
Üzüldüm doğrusu.. Oysa, doktor hayat verir, hastanelerde hayata tutunuruz, yaşam kaynağına zarar vermek de nereden çıktı?! Olacak şey değil?
ŞİMDİ DE İSBETON KÂBUSU!
Amanoslar’daki taşocaklarında patlatılan dinamitlerin yol açtığı ruhsal çöküntüye dikkat çektiğim gün, Akbağlar’dan, Modern Evler’den şikayet edenler GÜNEY’in kapısına dayandı.. Başkalarını bilmem ama ben bu olup bitenleri yutkunup oturamazdım. Lafımı zamanında, gününde söylerim.. Bugün o şikayetlerle birlikte, toplanan imzaların akıbetini gazeteniz GÜNEY’de okumuş olmalısınız..
Birkaç gündür araştırıyorum..
Hemen bir düzeltme yapayım..
Davut Beton 3 aydır tek bir dinamet patlatmamış..
Mermere yöneldiği için de taş ocağını da kapatma noktasına gelmiş..
Günahı yok!
O halde, o günkü ‘depremin’ sorumlusu kim?
Araştırmalarıma bakarsam, tepkiler İsbeton üzerinde yoğunlaşıyor..
İnsan, çıkar bir özür diler yahu!
Dilemedi ama, neyse ki gereği yapıldı!
Bakın, kaç gündür dinamit sesi yükselmiyor taşocaklarından..
İlla ki, yazmak mı gerekiyor?
Ama yine de anlamadığım bir şey var.
Yarın yine şiddetli patlamalar olursa, bunun yaptırımı/cezası ne olacak?
Yine başa mı döneceğiz?
GUNEYWEB.TV!
İletişim ağı öylesine hızlı gelişiyor ki, başımız dönüyor..
Beğenerek izlediğiniz, günlük haberlerimizi takip ettiğiniz İskenderunhaber’den sonra, guneyweb.tv’de ortalığı kavuracak.. İskenderunhaber artık marka oldu..
Binlerce ‘tık’ alıyor.. Şimdi aynı azimle, aynı inançla, aynı kaliteyle guneyweb.tv farkını ortaya koyacak.. Canlı yayınlarla, günlük program akışıyla, ana haber saatiyle, günün öne çıkan siyasal, ekonomik ve toplumsal olayların analizi, gündem yaratan haberleriyle daha şimdiden ilgi görmeye başladı..
Kısaca, İskenderun’u GÜNEY TV ile dünyaya tanıtıyoruz..
Burhan Özver arkadaşımız hazırladı. Epeyce bir emeği var..
Hemen hergün bilgisayar karşısında.. Anlık gelişmeleri ekranlarınıza yansıtıyor.
Unutmadan.. Beğeniyle okuduğunuz GÜNEY Gazetesi’nin tüm sayfaları da artık guneyweb.tv’de..
Bugün konuğum gazeteci Doğan Süslü.. Akşam saat 20.00’de buluşmak üzere..
Bizden ayrılmayın!