‘Güçlük’ten güç doğar!

Her başarılı işadamının bir hikayesi vardır. İnsanlar, bütün hayatları boyunca çalışarak, zekalarıyla, emekleriyle, girişimcilikleri ve vizyonlarıyla şirket kuruyor, var olma mücadelesi veriyor.
İşte Tosyalı Ailesi, sıfırdan bir imparatorluk kurmuş, ilk 500 firma arasında istikrarla büyüyor.. Atakaş Ailesi, yokluktan ‘tevazu’yla büyümüş, Türkiye’nin önde gelen firmaları arasında yükselerek, hedefine odaklanıyor.
Demem o ki, istihdam oluşturuyorlar.
Türkiye’ye güç katıyorlar.
İşte bu duygularla, KİSİAD’ın düzenlediği ‘işadamları deneyimlerini paylaşıyor’ konferansına katıldım. Aynı platformda, bir süre önce Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı ile Atakaş Şirketler Grubu Patronu Recep Atakaş da, başarı hikayelerini paylaşmış, donanımlarından, tecrübelerinden faydalanmıştık.
Bu kez konuklar Kayseri’den.
Hoş sohbeti olan.. Doğal.. İçten..
Samimi duyguları olan bir işadamı.. Yönettikleri şirketlerin toplam cirosu 4 milyar dolar.. Ama 30 yıla yayılmış zorluklar, krizler, mütevazı bir yaşantının zerresini dahi olumsuz etkilememiş. Boydak Holding’in patronu Hacı Boydak ile firmanın CEO’su Memduh Boydak’tan söz ediyorum.‘Güçlük’ten güç doğar!
Bütün açılardan bakınca gerçeği görebiliyorduk..
Üç kuşak çatışmadan, zıtlaşmadan, 4 S ilkesiyle güneşin doğup battığı her yerde var olmayı, Türkiye’nin bayrağını dalgalandırmayı sürdürüyorlar..
Nedir 4 S?
Sevgi.. Saygı.. Sabır ve Sadakat!
Hacı Boydak müthiş bir insan..
Tam bir işkolik!
Güleryüzlü.. Konferans boyunca, Fuat Tosyalı’ya ve Recep Atakaş’a ‘abi’ diye seslendi, bölgedeki kazanımlarından ‘gururla’ sözetti.
Mutluydu.. ‘Biz bir aileyiz, birlikte çalışıyoruz, çalışacağız’ diyerek, istahdam yaratmadaki kutsallığa değindi.
Öyle bir hikaye anlattı ki.. Mesela, ta 20 yıl önce -Kayserili oldukları için- ürünlerine ‘güven’ duyulmadığı gerekçesiyle İstanbul’da bir türlü pazar bulamıyorlardı.
20 Eylül 1991 tarihini o yüzden unutamıyor..
İlk açılış günü.. Saat 14.00’e kadar heyecan doruktaydı..
Baktı ki, öğleye kadar çiçek yok, telaşlanıyor, terliyor..
Saat 13.00 gibi çiçekler gelince, eline kağıdı kalemi alıyor, tek tek sayıyıyor..
Tam tamına 51 çiçek!
Başlangıç bu.. Ama, yürüyerek gidilen yollar..
Parasız geçen günler..
Piyasada tedarik edilemeyen kumaşlar, kanepe yayları..
İkmale kalınan dersler..
Ortaokul hayatıyla övünen ama yeni kuşağa üniversite yolunu açan bir hayat hiç unutulmamış.. Hacı Boydak, 30 dakikada 30 yıllık hayatı öyle sade bir dille anlatıyor ki, hıncahınç dolu olan salonda herkes duygulanıyor, alkışlıyor..

“İSKENDERUN İLİ..”
Sonra Hacı beyin kardeşi Memduh Boydak sözalıyor. Asıl sunum onun..
“- İskenderun ili..” diyerek başlıyor konuşmasına.. Dili sürçüyor neticede..
“İskenderun’un İl’den neyi eksik?’ diyerek toparlıyor ama salon epeyce alkışlıyor.
Ee Allah söylettirdi.. Hoşumuza gitmedi değil..
Boydak heyecanlı.. İskenderun’daki yatırımları göz kamaştırıcı buluyor.
“- Tosyalı ve Atakaş ailelerinin yatırımlarına bakınca, biz KOBİ gibi kalıyoruz” diyerek, yaşadığı gururu anlatıyor.
“- Güçlükten güç doğar” sözünü işte o an kullanıyor:
“- Varlıklı olmak, insanları şımartmamalı. Zengin olmak, lüks yaşamak değildir. Başarılı olmak için gerekli şeffaflık, ölçme, değerlendirme, iyileştirme, hesap verme ilkeleri bugün iyi bir yönetim sergilememizin temelini oluşturuyor.”
Hatta ve hatta..
“- İstanbul finans merkezi. İstesek merkezi oraya taşıyabilirdik. Ama Kayseri’den kopmuyoruz. Çünkü memleketimize katkı sunuyoruz” diyor..
Gözüm başarılı işadamları Fuat Tosyalı ile Recep Atakaş’a kayıyor.
Onlar da hep burada.. Sevdikleri, destek verdikleri İskenderun’a sosyal açıdan katkı sunmayı sürdürüyorlar. İsteseler, ta 10 yıl önceden İstanbul yolcusu olurlardı..
Ama, ‘İskenderun sevdası’ herşeyin üstünde..
‘Birlik ve beraberlik’ içerisinde, yatırım hevesiyle dolu kalpleri hep İskenderun için atıyor.
Gözlerimiz dolu…
Destekleyenlere selam olsun..

KİSİAD’A TEŞEKKÜR
Gelelim kıssadan hisseye.. Körfez İskenderun Sanayici ve İşadamları Derneği(KİSİAD) yönetimini kutluyorum.
Boydak Ailesi, ‘bir başarı öyküsü’nün belleklerimize yerleşmesi adına doğru bir tercihti. Keyifle dinledik, notlarımızı aldık..
Bu programın ayrıca katılımcıların ‘girişim ruhuna’ katkı sunduğuna inanıyorum.
Bir alkış da Tamer Eker’e..
KİSİAD Başkanı Tamer Eker hep ciddi çalışmaların içinde..
Sadece Türkiye’yi değil, Dünya’yı dolaşıyor, katkılar sunuyor.
Bu konferans iyi oldu.. Başarılı işadamlarımızın öykülerinde, dünü ve bugünü yaşamak, Türkiye’de ekonominin hızla büyüdüğünü gösteriyor..

AH CANAN HANIM AH..
Medeniyetler Korosu’nun İskenderun’daki konseri muazzamdı. Hatta o güzelliğin yanında, şehit ve gazi ailelerine yapılması planlanan konserden elde edilecek ‘gelirin bağışı’ daha bir anlamlıydı.
O gün bu yaklaşımı destekleyen bir yazı yazmıştım.
Oysa, İskenderun Şehit ve Gazi Aileleri Derneği Başkanı Fevzi Mercanoğlu’nun tepkisi, birşeylerin doğru gitmediğini bize hatırlattı. Meğerse o o bağış derneğe ulaşmamış. Mercanoğlu’nun anlatımına göre, Palmiye Rotary Kulübü Başkanı Canan Gürpınar, bu parayla şehit ve gazi ailelerine halı, şeker, kilim vb, türden malzemeler aldıklarını söylemiş. Ancak, dernek isim listesi istemiş ama liste Mercanoğlu’na ulaşmamış. Hadise bu..
Eğer doğruysa, Palmiye Rotary büyük bir kusur işlemiştir..
Eğer doğruysa, aynı kulüp, şehit ve gazileri küçük düşürmüştür..
Bakın Canan hanım!
Bu konuda ne diyeceğinizi bilmiyorum ama, eğer ki bu iddialar doğruysa, ‘yazıklar olsun, yaptığınız günahtır’ derim.. Sorarım size:
Yardım böyle mi olur!?

ENGELLİYİZ!
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde hatırladık. Türkiye’de 9 milyona yakın engelli vatandaşımız var. Devletin ayırdığı bütçe 9 milyon lira. Yani engelli başına 1 lira..
Ne dememi bekliyorsunuz?
O halde söz Nesrin Naz’ın. Mail atmış, paylaşayım:
“- Bize özürlü demeyin/ Bizlere acıyarak bakıp ta alay etmeyin/ Kim ister ki? Bir yanı olmasın/ Eli ayağı tutmasın/ Gözü görmesin! Kim ister ki?
Bizler sizlerden sadece, saygı ve anlayış bekliyoruz/ Bize acıyarak bakmanızı değil!
Biz de diğer insanlar gibi yaşamayı hak ediyoruz/ Diğer çocuklar gibi parklar da oynamak istiyoruz/ Bizler de eğitim görüp çalışmak istiyoruz.
Ama, bizlere okul yaptırmıyorsunuz/ Bizlere yatırım yapmıyorsunuz/ Hep diğer çocukları düşünüyorsunuz da, bizi niye düşünmüyorsunuz?
Bizler emeğimizle iş yapabilmek, çalışabilmek, eğitim görmek istiyoruz!
Ekmek kazanmak istiyoruz!”
Lütfen çok görmeyelim!
Onlar çok özel çocuklar, farkında olalım yeter!

KADINA SEÇİLME HAKKI!
Dün, 5 Aralık’tı.. Kadınların seçme ve seçilme hakkının yıldönümü!
Hiç uzatmadan konuya giriyorum.
Bugün gelinen noktayı merak mı ediyorsunuz?
Vaktiniz olursa, İskenderun Belediye Meclisi oturumuna katılın.
Kaç meclis üyesi var? 31!
İskenderun’u kaç kadın temsil ediyor?
Sadece 1 kadın! O da AK Parti’li Canan Kahraman..
Bilmem anlatabiliyor muyum?

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.