Hatay Büyükşehir olamaz

Hatay Büyükşehir olamazHatay’ın büyükşehir statüsü kazanmasına yönelik kanun teklifi gündeme oturdu.
Antakya bu konuda rahat bir tavır sergiliyor, ancak İskenderun adına soru işaretleri belirginleşiyor. Sebebi şu:
– Bölgenin kazanımları hakkında net bir bilgi yok..
Oysa, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasası diyor ki:
“- Belediye sınırları içerisindeki ve bu sınırlara en fazla 10 kilometre uzaklıkta yer alan yerleşim yerlerindeki toplam nüfusu, son nüfus sayımına göre 750 binden fazla olan il belediyeleri büyükşehir belediyelerine dönüştürülebiliyor.
Kanun maddesindeki ince nüansa bakar mısınız?
Ayrıntı aslında kanun maddesinde saklı..
Kimse bu açıdan bakmadı..
AK Parti Belediye Meclis Üyesi İbrahim Yaran dün aradı..
‘Büyükşeni Meselesi’ başlıklı yazım üzerine, 5216 sayılı yasanın 4. Maddesi’ni hatırlattı. Okuyunca hak verdim.
Alın elinize pergeli, haritadan merkez ilçe Antakya’ya 10 kilometre uzaklıktaki alanı belirgin bir şekilde çizin. Kırıkhan, Yayladağı, Reyhanlı, Hassa veya Altınözü gibi ilçelerin hangisi merkeze 10 kilometre uzaklıkta, söyler misiniz?
Demem o ki.. Antakya’nın, 10 kilometre alanda 750 bin nüfusu görmesi imkansız!
Bir başka nokta daha..
Yasa, son nüfus sayımına göre 750 binden fazla olan ‘il belediyeleri’ne bu hakkı tanıyor. Tırnak içindeki iki sözcüğe dikkat ettiniz mi?
Antakya, ‘İl Belediyesi’ değil..
O halde, 5216 sayılı kanun maddesine göre, hem nüfus hem de ilçe belediyesi kavamına göre, Antakya’nın büyükşehir statüsüne kavuşması mümkün değil.
Özetle, geriye tek bir seçenek kalıyor..
Antakya için özel bir statü mü uygulanacak?
E, bu da mümkün görünmüyor!

HEYECAN EŞİTTİR KÖPEKBALIĞI!
Biliyorum. Heyecanın köpekbalığıyla alakası nedir, diye merak ediyorsunuzdur.
Anlatayım. Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz dün Ekinciler’deydi.
Tesisi gezdi, inceledi.. Bir de hikaye anlattı:
“ -Japonların balık tüketimi diğer dünya ülkeleri arasında birinci sırada.. Durum öyle olunca Japonya kıyılarında balık azalıyor. Ağlara takılan balık sayısı neredeyse sıfır noktasında. Avcılık artık açık denizlere doğru uzanıyor. E, gemilerin dönüşü de birkaç gün, bazen de bir hafta uzuyor. Balıklar doğal olarak hareketsiz. Çoğunluğu bayatlıyor ya da canlılığını yitiriyor. Öyle olunca, Japonların aklına bir fikir geliyor. Gemilerin yüzer ambarlarına köpekbalığı salıyorlar. Köpekbalığı balığa saldırıyor. Hepsini yiyecek değil ya! Balıklar bir taraftan öteki tarafa kaçışıyor, sürekli hareket halinde yani.. Köpekbalığı yiyebildiğini yiyor, geriye kalanlarsa daima zinde, canlı!”
Hikaye aslında çok şey anlatıyor.. Fikir şu:
– Heyecanın olmadığı yerde hareket olmaz.
Çelik sektöründe söz sahibi isek, beynimizdeki köpekbalığının işlevi ‘rekabet’ olduğundandır.. Sektörü canlı tutuyor!
Vali Lekesiz, hikayeyi şuraya bağladı. Dedi ki:
“- Her işletmenin beyninde bir köpekbalığı olmalı.. O fikir, heyecan ve rekabet koşullarını zinde tutmalı.. Yeniliklere ve sürekli ar-geye entegre olmalıdır.”
Doğru söze ne hacet!

EKSİSMİK ÇELİĞİN STANDARDI YOK!
Ekinciler, depreme dayanaklı inşaat demiri üretiyor. Gittik, gördük..
Demirin esneme payını ve kalitesini, tabi tutulan dayanıklılık testiyle inceledik.
Adına da ‘eksismik’ diyorlar..
Biliyoruz ki, Türkiye deprem bölgesi olarak tanımlanıyor.
Ancak, eksismik demirin iç piyasada pazarı yok. Şaşırdım!
Öğreniyorum ki, eksismik demirin Türkiye’de standardı yok.
Oysa, Demir çelik sektöründe Çin’den sonra ikinci sıraya konuşlanan Japonya, inşaat demirini Ekinciler’den alıyor.. Ve daha birçok ülkeye aynı ürünün ihraç ediliyor.
Türkiye hariç!
Mevzuatları bilmiyorum ama, deprem bölgesinde ‘tedbir’ seçeneklerinden birini dikkate almıyorsak, sorun var demektir.
Peki ama neden?

CURUF’UN YÜZDE BİRİ..
Demir çelik sektörü üzerine bir takım yeni şeyler öğrendim.
Mesela, Dünya’da 650 milyon ton hurda eritilip, kullanışlı hale getiriliyor.
Mesela, demirden arta kalan curufun özünde yüzde 1 oranında demir var. Dünya ülkeleri, bu curufu kırıp/işleyip o yüzde 1’e sahip olurken, Türkiye’de böyle bir işletme yok. Sadece Ekinciler, demirden arta kalan 150 bin ton curufa sahip iken, bu oranın yüzde 1’i eder size 1.500 ton demir..
Türkiye’deki demir çelik sektörünün sayısına bakarsak, ciddi bir kayıp!

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.