Dün hava güzeldi. Payas Belediyesi’nin düzenlediği Aşure Günü’ndeyim.
Başkan Bekir Altan keyifli. Neşeliydi de..
Kaselere aşure doldurdu, çocuklara, gençlere, kadınlara ikram etti.
Sonra sahili gezdik..
Güneşli bir hava, deniz çarşaf gibiydi.
Sahilin öteki yanında fabrikalar harıl harıl üretim yapıyor..
Manzara harika.. Üreten bir şehir Payas..
Başkan Altan vizyonuyla çok şey kattı/katıyor bu güzel şehre..
Derken, Yankı’nın kuruluş yıldönümü nedeniyle Gazeteci Cemil Taktak’ın ofisine geçiyorum.. Üstad heyecanlı..
Konukların sıcaklığı ortamı daha da ısıtıyor. Mutlu oluyorum..
Hazır gündemimde sanayi var.. Kaymakam Ali İhsan Su ile sanayiyi konuşuyoruz.
Öğreniyorum ki, 2.OSB’de işlem tamam..
Hukuki süreç tamamlanmış, ileriye dönük çalışmalar masaya yatırılmış..
Biraz geçmişe gidiyorum. İskenderun yeni yatırımlarla tanışsın diye verdiğim mücadele geldi aklıma.. O vakit mahkemelere de gittik..
Rahatsız olanlar oldu.. Peki ne değişti?
Değişen bizleriz. Zaman ise akıp gidiyor..
Yatırımlar da başka şehirlere kaydı/gitti..
Şimdi tekrar başa döndük.. Bir kıpırdanma var.
2.OSB tekrardan canlanıyor.. İkinci baharını yaşıyor.
Zaman kaybına rağmen, herşey yoluna giriyor gibi..
Yatırımlarla birlikte işsizliğe karşı istihdam yolu açılıyor.
Yazıcı Demir Çelik Sanayi A.Ş.’nin Genel Müdürü Osman Gözükara’ya dönüyorum.
“- Yazıcı’da, termik santralin kurulumu için Çinli mahkum çalıştırılıyor” dedikodusuna gülüyor. Başlıyor anlatmaya:
“- Körfez açıklarına hurdaya ayrılacak gemi geliyor, üstelik bizimle uzaktan yakından alakası yok. Ama mazallah daha çivi bile çakmadan Çinliler geldi/gitti, santrali de kurmuş olduk. Yazıktır! Aslı astarı olmayan bilgiler bunlar..”
Sonra yapımı planlanan termik santraline değindi Gözükara:
“- İskenderun enerji/sanayi bölgesi oldu. Teknoloji her geçen gün yenileniyor. Yarın yeni yatırımlarla birlikte doğacak enerji açığı, konutlardaki lambaları bile etkileyecek. Çevre dostu yatırımlardan neden bu kadar korkuyoruz ki?”
Hep diyorum..
Bir takım korkular, risk alma duygumuzu köreltti.
İşte Osmaniye..
Orada da OSB var.. Ama, ben daha hiç kimsenin ortalığı galeyana getirdiğini ya da eylemlerle ‘hayır’ nutuklarının çekildiğini görmedim/işitmedim..
Şimdi sorum şu:
İskenderun’un günahı ne?
NEDEN TEDAŞ’A YÜKLENİYORUZ Kİ?
Hiç kızmayın. Tedaş çalışıyor!
Elindeki tüm olanakları, kısıtlı eleman sayısına rağmen kullanıyor.
Her soruna yetişmeye çalışıyor. Daha ne yapsın ki?
Demirel’in kulağı çınlasın:
– Ödenek vardı da, TEDAŞ mı kullanmadı?
Herşeyin başı para.. Kablolar yer altına inecek diye yatırım programı belirlendi.
İhaleye çıkıldı.. Firmanın biri itiraz etti, konu mahkemeye intikal etti.
TEDAŞ ne yapsın?
Kızacaksanız, TEDAŞ’a değil, o firmaya kızın..
Hani 2.OSB’nin konuşlanması, mahkemeye yapılan itirazlar neticesinde nasıl durduysa, şimdi de TEDAŞ bunun ceremesini çekiyor. Mesele budur arkadaşlar!