İskenderun Belediye Meclisi, yeni yılın ilk toplantısını yaptı, gündeme öneriler damgasını vurdu. Düşünüyorum da, iyi ki birkaç gün önce ‘cılız’ gündemle ilgili eleştirilerde bulunmuşum. Çünkü, benzer gelişmelerden rahatsız olan DP’li Ali Kılıç Çirkin de, köklü projelerden yana tavır koydu.
MHP’li Garip Şandır ise Esentepe pazar yerinin yapılması gerektiğine işaret ederek, tepelerde henüz asfaltlanmayan caddelerin olduğunu hatırlattı.
Hazır tepelerden sözetmişken.. AK Parti Belediye Meclis Üyesi İbrahim Yaran da tepelerdeki kanaletlerin temizlenmesi gerektiğine vurgu yaptı, sorunsuz bir İskenderun’u hayal ettiğini açıkladı. Aynı hayalleri bizler de paylaşıyoruz..
Öyle ki, İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek, iki yılın muhasebesini yaparken, içini meclis üyelerine döktü..
“- Hiç kimse dört dörtlük değil. Herşey tamam değil ama gereksiz hiçbirşey yapmadık” derken, 2010’daki hizmet maddelerine odaklandı:
– Tepelerin yolu bitti..
– Yağmur suyu drenaj çalışmaları yapıldı.
– Kadın kültür evi..
– Sosyal market vesaire..
Yeterli mi, elbetteki değil. Başkan Civelek, yapacaklarını da anlatıyor:
– Briç Salonu yanında buz pateni sahası ve 3 adet tenis kortu yaptıracağız..
– Suyu, şubat ayında ihaleye çıkarıyoruz.
– Nisan’da ilk kazmayı vuruyoruz.
– Trafik sorunu için de, çelik yapılardan 2 katlı otoparklar kurmayı hedefliyoruz.
Belediye Meclis Üyesi Ali Kılıç Çirkin, konuyu Adliye Sarayı, Devlet Hastanesi ve AVM’nin bölgeye katacağı yoğunluğa getirdi ve dedi ki:
“- Üsgeçit şart..”
Sadece iki cümle.. Bu kadar net..
Haksız da değil..
Yarın o trafik kitlenirse, faturanın kesileceği adres belli..
Yalnız, CHP Grup Başkan Vekili Kamil Turan, trafik konusunda geçmiş yönetime atıf yaptı, bütçeye aktarılan fonlara değindi.. Dedi ki:
“- Otoparklardan gelen parayı fonlara aktarıyoruz. Şimdilik bu bu para yetersiz, ama en yakın zamanda bu parayla çelik yapılardan oluşacak otoparklar yapabileceğiz”
Otopark mevzusu bu..
Yalnız, denetim komisyonunun 2+1’le CHP ile AK Parti arasında oluşmasını pek demokratik bulmadım. Gerçi, AK Partili İsmet İrfanoğlu, DP’den bir ismin komisyona dahil olması yönünde ‘grup’ olarak değerlendirmede bulunacaklarını söyledi ancak, Başkan Civelek bu öneriye sıcak bakmadı.
Oysa, DP’li bir üyenin denetim komisyonunda yer alması doğru ve faydalı olabilirdi.
Olmadı.. Neticede, CHP’li Özer Çağşar ve Mustafa Alper Menteşoğlu ile AK Parti’li İbrahim Yaran oylama sonucunda denetim komisyonunda yer aldı.
Hayırlısı diyelim..
Unutmadan, DP’li Mahir Ünal’ın partisinden istifa edip, ‘bağımsız’ meclis üyesi olarak görev yapacağını duyurmasına bir anlam veremedim.
Zira pek bir katkısı da yoktu meclise.. Varlığı, yokluğu da anlaşılmıyordu..
Her neyse..
Ben rotamı, şubat ayında ihalesi gerçekleşecek olan Aslantaş projesine çevirdim..
Dilerim, temiz suyla birlikte, iskele ve çöpü de 2011’de çözeriz..
Bu 3’lü paketin gidişatı nasıl sonuçlanacak, gel de merak etme..
İSTİFALARIN BİR ANLAMI OLMASI
İÇİN BU DEVRAN DEĞİŞMELİ!
12 Haziran 2011 günü yapılacak genel seçimler öncesinde milletvekili aday adaylarının ‘istifaları’ gündeme damgasını vurdu.
CHP Belediye Meclis Üyesi Av. Bülent Akbay dün bu görevinden istifa etti, bundan böyle milletvekili aday adayı.. Sırada meclis üyesi Cemil Öğütmen var.. Meclis üyeliğinden istifası yakındır.. Yine CHP’den milletvekili aday adayı..
Dün, çevremdeki dostlarım kulağıma fısıldadılar..
İskenderun Kızılay Derneği Başkanı Ümit Günay da, çevreden baskı gören isimlerden.. CHP’den adı geçiyor..
Biliyoruz ki, Osman Tufan, Ali Oğuz ve Ayhan Kara gibi isimler de var..
Hepsi benim için değerli isimler..
Başarılı, enerjisi olan, üretken insanlar..
Milletvekili olmalarını gönülden isterim..
Yalnız..
CHP’li Beyhan Karan’ın, CHP ilçe teşkilatı ziyareti sırasında sözünü ettiği ‘6 vekille iktidar oluruz’ söylemine bakıp, kimse aldanmasın..
CHP’nin bu sayıyı tutturması için MHP’nin baraj altında kalması, ayrıca oy potansiyelini yüzde 45’lere taşıması gerekiyor ki, görünürde bu imkansız..
Hadi daha fazla zorlayalım, velev ki CHP 5’i gördü diyelim..
Daha Fuat Çay, Abdulaziz Yazar ve Gökhan Durgun’un isimleri listeden silinecek ki, adayların önü açılsın.. Hangi milletvekili bu sorumluluğu alır?
Ya da genel merkez bu isimlerden hangisine ‘bu kadar yeter’ deyip, teşekkür edecek?
Bakınız, MHP Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin çıktı, 36 yıldır MHP’ye nefer olan kardeşi Şefik Çirkin’in önünü açtı.. Örnek bir duruş sergiledi ve beklenini yaptı.. Şimdi sözüm, İskenderun’u ‘pas’ geçen milletvekillerine..
Aynı duruşu sizler de sergileyin ki, istifaların bir anlamı olsun!
Yoksa, bişeylerin değişeceği yok!
BİZİ PASİFİZE ETMEYE ÇALIŞANLAR
AVUÇLARINI YALAR!
Evet, MHP Hatay İl Başkanı Şefik Çirkin, MHP’den milletvekili aday adayı olacağını resmen duyurdu, hayırlı olsun..
Sevindim doğrusu.. Sayın Şefik Çirkin’in siyasi duruşunu beğenirim..
Üslubu, söylemleri, güncel konulara bakış açısı hep farklı ve keskin olmuştur.
MHP’nin yerel seçimlerdeki başarısında da büyük katkısı vardır..
Doğal ve dobracıdır çünkü..
Her kesimden, her fikirden kişinin her türlü sorusuna cevap veriyor.
Küsmece yok, darılmaca yok..
Biraz geçmişe gidin.. Hatırlayın, o gün ‘Ya sev, ya terket’ söylemiyle başlayan tansiyonun dinmesinde sergilediği tavrın büyük çabası vardır. Dörtyol olaylarında da ateşi dindiren isimdir.. Üzülerek söylemeliyim ki, bugün Dörtyol olaylarında adı isimsiz bir maile yansıyan şikayetle gündemde.. Nasıl oluyor da, isimsiz bir e-mail başlıbaşına bir delil olarak dikkate alınabiliyor? Şaşırdım doğrusu..
Sayın Çirkin’in tepkisi sertti:
“- Bizi pasifize etmeye çalışanlar avuçlarını yalar’ demekle çok şey anlatmaya çalıştı aslında.. Örneğin, anketlere yansıyan ‘baraj altı’ etiketine gülüp geçiyor..
Şöyle konuştu:
“- Herhalde tek engel biz kaldık. Buyursunlar, başarabiliyorlarsa MHP’nin gücünü anketlerden düşürsünler.”
Kişisel görüşüm şudur ki, MHP’nin baraj altına düşmesi ihtimali yoktur..
BDP’nin; çift dil, özerklik, bağımsız Kürdistan söylemlerine karşılık en sert muhalefet MHP’den geliyor, hatta dengeyi koruyor..
Kısacası.. Şefik Çirkin’in yolu açıktır..
Biz en iyisi, ikinci sırayı konuşalım..
ERCÜMENT KİMYON’A..
Tamam, 5 yıldızlı otele karşısın.
Tamam, Nergizlik için yürütmeyi durdurma istiyorsun.
Tamam, ‘rant’ kavramından nefret ediyorsun.
Tamam, birşeyler tersine dönünce mutlu oluyorsun.
Tamam, mecliste aykırı davranmayı bile kazanım olarak değerlendiriyorsun.
Hepsine tamam..
Ama lütfen söyler misin demokrat arkadaş..
Bütün bu arzular, temenniler, talepler, istekler, özlemler..
En yakın arkadaşına tertip yaparak, işine geldiği gibi davranarak, yok sayarak, kamuoyu kazanımlarını görmezden gelerek, “Olaya bir de şu açıdan bak” diyenin üzerine çullanarak mı gerçekleşecek?
Görmüyor musun?
Bülent Akbay’a da yazı sallayarak, diline dolarsan..
Dayanacak bir omuzun kalacak mıdır acaba?
Böyle mi çıkaracaksın karanlıkları aydınlığa..
Söyler misin.. Bülent Akbay’ın, “- Ama yıllardır emeği ile geçinmeyen, mesleği dışında alengirli işlerle kendilerine geçim kapısı yaratanlar hangi yüzle benden hesap sorma cüretinde bulunmaktadır” şeklindeki laflara ne diyeceksin?
Hiç mi mesele etmeyeceksin?
HASAN ‘YİĞİT’İ KAYBETTİK!
İskenderun İlçe Milli Eğitim Müdürü iken, eğitimdeki her sorunun takipçisiydi.
O okul bu okul demez, karış karış gezerdi eğitim yuvalarını..
Az emek vermedi camiaya..
Biz gazetecilerin her yazdığını, yayınladığını dikkate alır, çözüm üretirdi..
Sonra şube müdürü oldu.. Üzgündü tabi!
Yine de belli etmedi, hep güleryüzlüydü.. İnadına hep dik yürürdü..
Derken..
Hastalık işte.. Zamansız yakaladı..
Öğrendik ki, böbrek ameliyatı oldu, taburcu edildi.
Tam da, ‘çok şükür, herşey yolunda gidiyor’ demişken, beyin damarlarının tıkanması sonucu kaybettik Hasan Yiğit’i..
Allah rahmet eylesin.. Çok üzgünüm gerçekten..
Ne diyeceğimi bilemiyorum. Dün her toplantıda o vardı, herkes onu konuşuyor, yad ediyordu.. Sevdi, seviliyordu..
Tekrar, tekrar, tekrar.. Merhum Yiğit’e Allah’tan rahmet, kederli ailesine, milli eğitim camiasına, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum..
Ruhu şad, mekanı cennet olsun!