CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, cumartesi günü İskenderun’daydı..
Geldiği gibi yağmuru da getirdi.. Tam ilçe teşkilatı önünde kurulan sahneye çıktı, eline mikrofonu aldı, yağmurun yağacağı tuttu.
Evet, konumuz yağan yağmur değil elbette, ama aynı gün Başbakan Erdoğan Kars’ta, hatta Sarıkamış’ın o meşhur soğunda bile on binler meydanlara akın etişmişken..
CHP İskenderun İlçe Teşkilatında az sayıda bir topluluğun Kılıçdaroğlu’nu karşılaması herhalde ulucami caddesinde mitingi izleyen herkesin dikkatini çekmiştir..
Gerçi, CHP önündeki seslenişe ‘miting’ demem haksızlık olur..
Çünkü, miting havası yoktu..
Bunun tek sorumlusu olarak, İlçe Başkanı Nihat Karpuz’u sorumlu tutuyorum..
Sakın kimse ‘yağmur’ deyip, bahane üretmesin, kabul görmez..
Bunu mazeret saymak mümkün değil.. Bir şemsiye bile ‘tedbir’ için yeterliydi..
Hadi tedbir mevzusunu geçtim, Sarıkamış’taki vatandaş ne yapsın?
Oraya on binler toplanıyor da..
Genel başkanlarını coşkuyla karşılıyor da..
İskenderun’da CHP’li veya partiye sempati duyanlar ‘yağmur’dan mı çekindi/çekinecek..
Bence asıl mesele yağmur değil..
Bir düşünün.. CHP kongreden henüz yeni çıktı.. Nihat Karpuz herşeye rağmen çıktı ‘aday’ oldu, kazandı.. Bence tüm mesele bu..
Karşısında olan her kim varsa, mitinge gitmedi..
Gitmediği gibi, gideceklere de ‘gitme’ dedi..
Gerçi polis görevini yaptı, yolu kapattı, kuş uçurtmadı..
Ama bilseydik, manzara böyle cılız olacak, program sönük geçecek..
Bre kardeşim, niye ulucami caddesini trafiğe kapattırdık ki?
Zaten, İskenderunlu Kılıçdaroğlu’nun geldiğinden bile bihaber işinde, gücündeydi..
Nihat Karpuz ya ziyaret programı öncesi olacakları görmek istemedi ya da erkenden ‘rehavete’ kapıldı.. Şunun şurasında 5-6 ay kaldı seçime ama, CHP’de halen taşlar yerine oturmuş değil sanki..
Sanırım tekrar başa döndük!
BAŞBAKAN GELSEYDİ!
Şu kişisel hırs ve takıntıları bir kenara bırakınız diye defalarca yazdım..
Ama olmuyor.. Kimsenin ses ve nefes verdiği yok..
Görüyorsunuz işte.. CHP’de herkes bildiğini okursa, ortalık fena halde ‘kuzuların sessizliğine’ dönüşür.. Kılıçdaroğlu’na yapılan budur işte..
Bugünden yazıyorum..
Başbakan Erdoğan’ın İskenderun’a yapacağı ziyaret yakındır..
Peki bu ziyaret dün olsaydı, ne değişirdi?
Tabiri caizse yer yerinden oynar, caddeler yıkılırdı!
Çevre ilçelerden, beldelerden partili yağardı..
Yüzlerce otobüs, otomobil caddelere yığılır, yer/gök sloganlarla gürülder, trafik felç olurdu.. Sizce Kılıçdaroğlu ziyaretindeki ‘cılız’ yapı hakikatten size tuhaf gelmiyor mu? Organizasyonda bir ‘arıza’ durumu sezmediniz mi?
Niye böyle oluyor? Anlatayım..
Vatandaş artık her medeni, her kişilikli insanın yaptığını yapıyor..
Yani, beğendikleri genel başkanın, belediye başkanının, milletvekili veya ilçe başkanını destekliyor, beğendikleri partiye oy veriyor..
Öyle kuru kuru, ‘- Aman gidip de göreyim’ demiyor artık..
Bir de bu duruma, birden fazla bölünmüşlüğü, zıtlaşmayı ekleyin..
İşte size yeterince sebep.
Eğer halkı gerçekten okuyabilseydiniz, o mesajı da okuyabilirsiniz.
Neymiş, demek ki, CHP’de hatalar zinciri uzayıp gidiyor..
Neymiş, demek ki, CHP’deki kriz ‘teğet geçmiyor!