CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun İskenderun ziyareti sırasında yaşanan ‘cılız’ hareketlerin faturası şekillenmeye başladı. Meğer, bu sönük yapı anbean kayıt altında tutulmuş, genel merkeze rapor edilmiş..
Meğerse, ‘Biri bizi gözetliyor’ misali birçok isim topun ağzında..
Meğerse, ‘karşılama rezaleti’ öyle hafiften geçiştirilecek bir mevzu değilmiş..
E olacağı buydu.. Birkaç parçaya bölünmüş bir CHP yönetimi var ki İskenderun’da, evlere şenlik.. Sanki İskenderun’a Kemal Kılıçdaroğlu değil, PM Üyesi gelmiş..
İlgisizlik, kayıtsızlık, dizboyu..
Erzin’de genel başkanı karşılayacak bir aracın bile İskenderun’dan tahsis edilmediğini duymak acı verici olsa gerek.. Birşey daha işittim..
Kılıçdaroğlu, CHP ilçe teşkilatında platforma çıkarken Gürsel Tekin, Nihat Karpuz’un kulağına eğiliyor, diyor ki:
“- Cenazeye mi geldik!”
Ağır bir itham.. Hatta taş gibi, kaya gibi bir söz ama anlayana!
Belediye ziyareti sonrasında dışarıda bir sessizlik..
Heyecan sıfır..
Coşku sıfır..
Tertip, organize, sıfır oğlu sıfır..
Ama belediye meclis salonunda bir ara Gürsel Tekin elini yıkamak üzere lavaboya gidiyor, peşinden 50 kişi koşturuyor..
Kartlar, talepler, beklentiler cabası..
Niçin? Çünkü arkadaşlar milletvekili olacak!
Hazırlamışlar kendilerini..
Kime sorsanız ‘Gürsel Tekin’e yakınım. Sık sık görüşüyoruz’ havasında..
Herkes bir isim atıyor ortaya..
Herkesin yeri garanti..
Sanırsınız, CHP 12 Haziran’da 15 milletvekili çıkaracak..
Ama iş, Kılıçdaroğlu’nu karşılamaya gelince, herkes kayıp!
Gidenler ise, 100 kişiyi toplamaktan aciz!
Şimdi çıkıp, ‘Yılmaz haksızlık ediyorsun’ diyeceklere de bir çift sözüm var..
Darılmaca, kırılmaca yok..
Yukarıdaki yazdığım satırların kaynağı ben değilim..
CHP genel merkeziyle yapmış olduğum bir telefon görüşmesinde edindiğim izlenimler. Şaşırdınız değil mi? Merak ediyorsunuz?
E, gün sürprizlerle dolu.. Yalnız, görüştüğüm CHP kurmayının ismini zikretmeyeceğime söz verdim..
Kime mi? Doç. Dr. Kıvanç Ulusoy’a..
Dün konuğumdu.. Genç, dinamik bir akademisyen..
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim görevlisi..
CHP’nin İstanbul örgütünde etkin bir isim..
Gürsel Tekin’le, Süheyl Batum’la birlikte siyaset yapıyor..
Artık gerisini siz anlayın.. Neler duyuyorum neler..
Rapor ‘kritik’ notlarla dolu..
İskenderun CHP’nin karnesi oldukça zayıf..
Aradan 4-5 gün geçti, kimselerin ‘günah’ çıkardığı yok..
Telefondaki ses tepkili. Genel merkezin kaygılarını anlatıyor..
MİLLETVEKİLLERİ LİSTEDE YOK!
İşte o kaygılar ki, milletvekillerini ‘dokunulur’ yapıyor..
Şöyle bir cümle işitiyorum:
– Kimsenin yeri garanti değil!
Türkçesi şu.. Milletvekilleri Fuat Çay, Abdulaziz Yazar ve Gökhan Durgun listede olmayacak.. Ön seçim de yok!
Dedim ya.. Genel merkez ateş püskürüyor..
Milletvekili aday adaylarının işi zor..
NİHAT KARPUZ DÖNEMİ KAPANDI!
Kimse yazmıyor bari ben yazayım..
Nihat Karpuz’u milletvekili yapacakları yok.. Eğer istifa etmeseydi, görevi bırakmak için zorlayacaklardı.. Gürsel Tekin’in yazımın başında aktardığım, ‘Cenazeye mi geldik?’ sözleri Nihat Karpuz’un tüm umutlarını suya düşürdü..
Kılıçdaroğlu’nun İskenderun ziyaretinde yaşanan tüm olumsuzlukların ve genel merkeze ulaşan tüm tepkilerin odağında Nihat Karpuz var..
Bu kadar açık ve net!
Unutmadan, tüm milletvekili adaylarına da bir çift sözüm olacak.
Genel merkeze gitmeden önce, halkın icazetini alın..
Henüz birçoğunuzun ismini bile kimse bilmiyor, tanımıyor!
Kendinizi bir tanıtın.. Yok eğer;
‘Genel merkeze yakın biriyim’ diyerek, ‘benim yerim garanti’ moduna ayarladıysanız kendinizi, mesele kapanmıştır.. Söyleyeceğim tek şey şu:
Hayat sürprizlerle dolu..