Dün, ‘İskenderun CHP gözetim altında!’ başlığıyla bir yazı kaleme adım, kıyamet koptu.. Sayısız telefonlar aldım.. Hemen hepsi CHP’li, üstelik ilçede etkin isimler..
Altını çizerek yazıyorum, arayanlar, bu memlekette CHP çatısı altında siyaset yapan insanlar.. Ağızlarından çıkan ilk cümleyi paylaşıyorum:
“- Ellerine sağlık Yılmaz bey..”
Kim bu insanlar?
Aralarında milletvekili aday adayı olanlar var..
Bu partiye 10 yıl, bilemediniz 20 yıl hizmet vermiş politikacılar bunlar..
Konuşmayacaklar mı?
Sıkıntılarını anlatmayacaklar mı?
Milletvekili olma haklarını kullanmayacaklar mı?
Ama yok! ‘Demokrasi’ sözcüğü hep laftadır bunların literatüründe..
İskenderun CHP birilerinin tekelinde siyaset üretiyor olsa gerek, ‘fermanı ben buyururum’ şeklinde mukayeseli bakış atma hastalığı taşıyanlar var..
Ne yani! CHP sırf böylesine beyzadelerin partisi mi?
CHP’nin bu ‘gelenekçi’ yapısından ötürü rahatsız olan partililerin söz hakkı yok mu?
Sana soruyorum Nihat Karpuz!
İstersen sana tepkili, onlarca isim sayabilirim.
Birbirine düşürdüğün insanları..
Yüzüne karşı iyi/güzel, arkasından hesapsız/tutarsız konuştuğun büyüklerini de açıklayabilirim..
CHP’de yarattığın tahribatı da anlatabilirim sana..
Ve sen de bu durumun farkındasın. Ne oldu peki?
Bir tek sen, evet sen.. Çıktın, tepki gösterdin..
Yazdıklarıma sinirlenmiş Nihat Karpuz!
Ne diyeceğini bilememiş, bir yığın boş kelimelerle dolu tekzip yollamış.
Tetikçi demiş..
İftiracı demiş..
Yalancısın demiş..
Ne yapsın garibim, şaşırmış!
Daha düne kadar, benim için ‘iyidir/hoştur’ diyen biri, bir günde fikir değiştiriyorsa, tutarsızdır benim için! Belli ki, ne diyeceğini bilememiş.. Döktürmüş, sallamış!
CHP’yi hedef aldığımı söylüyor, ama yazımda partiye yönelik tek kelam yok!
Gazetecilik ilkelerini hiçe saydığımı anlatıyor ama beni ‘cesaretimden’ ötürü ilk kutlayansa birlikte siyaset yapan arkadaşları, yani CHP’li dostları..
Kulaktan duyma haber yaptığımı ileri sürüyor, ama kendisi dışında herkes ‘doğru’ bir tespitin varlığından sözediyor..
Bak Karpuz bey!
Sen CHP’de ilçe başkanlığı yapmış, şu an milletvekilliğine soyunmuş bir siyasetçisin.. Gazeteciler federasyonu, basın konseyi ya da RTÜK üyesi değilsin!
Tekzip metninde ‘Gürsel beyin özel telefonunu verebilirim’ diyorsun.. Üstelik, bana arkadaşlarınla CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in telefon numarasını yolluyorsun, ama verdiği numaradan bırakın sözde gerçekleri öğrenmeyi, karşımda muhattap bile bulamıyorum..
Ne olacak şimdi? Ben yazımda Doç. Dr. Kıvanç Ulusoy ismini verdim, sen ise “kimdir bu akademisyen, neler anlatmış” diye merak etmemişsin!
Ama sen, herşeyi söyleyebilme hakkını üzerinde vazife sayıyorsun.. Sonra kalkıp ‘milletvekili olmak istiyorum’ diyorsun! Hadi ordan!
HER EVDEN BİR OY!
Slogan anlaşılır, hatta umut verici..
Kimin sloganı bu? Büyük Birlik Partisi’nin!
İskenderun’un birçok yerinde bilboardlara yansımış..
Parti netice alır mı? Alsaydı, diğer partilerde oy patlaması olurdu..
Sanıyorlar ki, işlem tamam..
Ama iş basın açıklamasına gelince, akıllara nedense o an medya kuruluşları geliyor..
O halde BBP gibi, bilboardlardan medet uman tüm siyasi parti ve adaylarına sesleniyorum..
Lütfen basın açıklamarınızı da, bilboardlara taşıyınız..
Bilmem anlatabiliyor muyum?