Bugün meclis var.. Otel konusu komisyondan çıkıp, meclise gelecek..
Hayırlı olur inşallah.. Ben bugünlük birkaç bilgiye odaklanmak istiyorum.
CHP Grup Başkan Vekili Kamil Turan ile haftasonu görüşme fırsatım oldu.
Mecliste sarfettiği ‘basın ve dedikodu’ sözleriyle ilgili ‘yanlış anlaşıldım’ dedi ve ekledi: “- Basın sokaktaki görüşü yazıyor, bu normal.. Ancak bu dedikoduları araştırmak da meclis üyesinin görevidir. Yanlış anlaşıldıysam, tüm basın mensuplarından özür dilerim..”
Erdemli bir yaklaşım.. Kamil Turan’ın basınla bir sorunu olduğunu sanmıyorum..
Rahatça görüştüğümüz.. Varsa bir sorun, en ince ayrıntısına kadar bize bilgi veren bir meclis üyesi.. Belgelerle konuşur..
İkide bir, parayla, pulla gündeme gelen bir ‘dedikodu’ mekanizmasının itibar görmesinden rahatsız.. O yüzden bazen ‘gergin’lik yüzüne vuruyor..
Yoksa, kastını aşan bir niyet beslediği yok..
Üstelik firmayı, sahiplerini, bugüne kadar gelinen noktayı, yoğunluğu, terk edilen yolları ve daha fazlasını anlattı. Kuzenlerine ait yerin satışından sözederken, 2008 yılına değiniyor.. Eski yönetim döneminde başlayan bir sürecin, yatırım olarak bugün İskenderun’da sahiplenmesi gerektiğine işaret ediyor..
Ben de aynı düşünceyi paylaşıyorum..
Daha önemlisi, Denizciler ve Sarıseki’de ‘terk’ edilmesi düşünülen alanları gidip yerinde inceledi.. Sağında, solunda, içinde, dışında bir rant söz konusu değil..
Bunu CHP’nin bir meclis üyesi diyor.. Yalnız doğru şu ki, ‘zamanlama’ hatası olmuş..
Oturuma birkaç gün kala gündeme gelmesine takılanlar olmuş..
Olabilir.. Oysa, kaç yıllık sorun bu..
Meseleyi büyütmeye gerek yok..
Ama ‘yaygaraya’ bayılan, İskenderun ‘karışsın’ isteyen bazı dostlar böyle düşünmüyor.. Varsa yoksa, ‘pazarlık’.. Arta kalan zamanda ise ‘rüşveti’ dillendiriyor.. Bu bilginin doğruluğunu, yanlışlığını iddia edebilecek durumda değilim..
Ama gerçek şu ki, İskenderun’da artık ‘yatırım’ görmek istiyoruz..
Otellerin yükseldiği..
Eğlence tesislerinin konuşlandığı..
Caddelerin cıvıl cıvıl olduğu..
Sahillerin coştuğu..
Turistlerin akın ettiği bir kentin varlığına tanıklık etmek istiyorum..
Bunu istemek de, İskenderun’u da çağdaş bir geleceğe hazırlamak hakkımız olsa gerek.. Bakın, Hatay’da üçüncü barajın temeli atıldı..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün Hatay’a geldi, ‘hayırlı olsun’ dedi ve gitti..
Bu kadar basit.. Parola, B-G-A!
Büyük düşünürsün..
Gereğini yaparsın..
Açılışına katılırsın..
Türkiye’nin dört bir yanında, her ay yüzlerce açılışa ya da temel atma törenlerine katılıyor başbakan.. Gözünü kırpmadan girişiyor yatırımlara!
Sadece bu kadar mı?
Türkiye’nin her yerinden yatırım haberleri geliyor..
CHP’li bir belediye mi arıyorsunuz? Buyursunlar, uzağa gitmeyelim..
Mersin’in ‘olimpiyatlara’ hazırlandığını sağır sultan bile duydu..
Kuracağı yeni tesislerin değeri onlarca milyon dolar!
Kimse kalkıp, ‘rüşvet’ kokuyor, kiminle pazarlık yaptın’ diye sormuyor..
Varsa, zaten gereği yapılır..
Ama İskenderun böyle mi? Yeter ki, bir yatırıma niyetlenin, kıyamet kopuyor!
Daha şöyle okkalı bir icraat göremedik!
Çünkü izin vermiyorlar! Başkanın kafasını karıştırmaya çalışıyorlar, ayağından, kollarından tutuyorlar.. Adım atsa dava ediyorlar.. Konuşsa, her cümlesinden çeşitli ‘manalar’ çıkarıyorlar.. Yeter be! Karpuz olsa çatlar!
Açık sözlülük ile densizliğin, cesur olmakla terbiyesiz olmanın karıştırıldığı bir ortamda yaşadığımız inkâr edilemez.
Ölçülere dikkat etmeyi geçtik ama efendiler, halk yatırım istiyor..
Ben de öyle.. O halde istemezükçüler, kafa karıştıranlar, mikserler, tatminsizler ve bu düzeni savunanlara tavsiyem, ‘ruhsuz’, ‘soğuk’ fikirlerinizi alınız ve gidiniz.
Nereye mi? Tarihte sepet çok!
BİRBİRİMİZ İÇİN VARIZ!
İskenderun belediye meclis oturumuna yansıyan ve terki talep edilen, Denizciler ve Sarıseki’deki ‘arazi’ meselesini AK Parti Hatay Milletvekili Orhan Karasayar’a da sordum: “- Bilgim var. Zaten kaç yıllık mevzu.. Bir hizmetin ‘yatırım’ programına göre, olağan durumlar.. Üzülerek söylemeliyim ki, altından bir takım şeylerin aranması hoş bir durum değil.. Denizciler, Sarıseki, Azganlık veya İskenderun olsun.. Hepimiz, birbirimiz için varız. Söz konusu hizmetse, İskenderun’a yapılacak her yatırıma destek olalım.”
Bundan daha güzel ve ‘dayanışma’ya odaklanan bir yaklaşım olur mu?
Güzel şeyler olsun diye, ‘ortak hareketi’ özendiriyor.
Büyük düşünmeyi amaçlayan sözler içeriyor..
Ama ağızlar torba değildir ve ağzı olan maalesef konuşur.
Ağızdan çıkan her sözün ‘pazarlık’ unsuru sayıldığı bir kentte yaşıyoruz..
Siyasi mücadeleler, mesleki rekabetler, hizmeti baltalamaya duyulan iştah falan derken herşeyi kaybediyoruz, ama farkında değiliz!
Orhan Bey’in bu ‘birliktelik’ mesajına rağmen, resmen bir ‘ortalığı karıştırma’ haliyle karşı karşıyayız..
Durmayan, durmak bilmeyen bir iştah..
Ama biraz dursak…
Her dakika fikir yumurtlamak yerine bildiklerimizden ve fikirlerimizden kuşkulansak…
Mutsuzluğumuzu ‘rant’a bağlamaktan ve ikide bir tartışmaya açmaktan vazgeçsek hani.. Biraz daha derinden hissetsek, daha çok düşünsek..
Fena mı olur?