DOĞAKA; yani Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı, 113 projenin destekleneceğini açıkladı. Bu vesileyle; tam tamına 34 milyon liralık kaynağın Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de harekete geçmesini hedefliyor.
Buraya kadar herşey normal..
Hatta çok güzel!
Ancak, ‘İktisadi Kalkınma Mali Destek Programı’ kapsamında yapılan başvurular değerlendirilirken, birşey dikkatimi çekti..
Bu işin bir de, ‘Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı’ var.
Önce DOĞAKA’ya yansıyan bilgilere kulak verelim:
Kaç proje SKA’dan geçmiş? 207!
Kabul edilen proje sayısı 49!
İKA’da durum farklı.. 61 projeden 18’i geçmiş..
Buraya kadar herşey normal..
Bu istatistiğin, asıl bundan sonrası çok ilginç..
Nasıl mı?
Sonuçlara göre;
Antakya’dan geçen proje sayısı, 12 (oniki)..
Altınözü, 1 (bir)!
İskenderun, 2 (iki)..
Belen, 2 (iki)..
Dörtyol 1 (bir)..
Yanlış okumadınız.. Listeyi ben de inceledim..
Eğer ki, eksik bir matematik hesabı yapmadıysam.. Listedeki verileri kontrol ederken, şehir ve ortaya koydukları projeleri gözümden kaçırmadıysam, bazı rakamlar sanki ‘eksen’ kaymasına işaret ediyor gibi.. Çünkü:
İstatistiğe yansıyan bilgiler/bulgular İskenderun’u dipte gösteriyor..
Niye böyle oldu? Bir düşünün.. 49 projeyi 3 şehre bölüyorsunuz, ortalama 16 ve üstü çıkar.. Hatay’ın 18 projede destek görmesi normal de, Antakya’nın İskenderun’dan 9 kat fazla destek görmesini nasıl anlar veya anlatırsınız?
Antakya’nın 12 projesi, İskenderun’un ise 2 projesi kabul görse, aklınıza ilk ne gelir?
Bir; Antakya’nın ortaya koyduğu proje ve çalışmalar, gayet başarılı ve net bir şekilde -üstelik abartısız- önemli bir boyut taşıyor. O yüzdendir ki, gerçekçi bir şekilde değer görüyor..
İki; Antakya’nın sunduğu projeler ile İskenderun ve diğer ilçelerin ortaya koyduğu projeler benzerlik taşıyor. Ama ne var ki, Antakya ‘ayrıcalık’ görüyor..
Üç; Antakya dersine iyi çalışıyor. Fakat ve lakin, başta İskenderun olmak üzere diğer ilçeler ‘ilgisiz’ kalıp, birkaç projeyle sınıfta kalıyor..
Söyler misiniz bana? İlk bakışta, bu üç yaklaşımın hangisinde ‘karar’ kılarsınız?
Bana ulaşan tepkilere bakılırsa, 2 ve 3. şıklar ağırlık kazanıyor..
Ya her zaman olduğu gibi hakkımız elimizden alınıp Antakya’ya pay edildi ya da –hiç şaşırmam- tembelik edip, yan gelip yatmışız ki, proje üretmekte aciz kalmışız..
Sizi bilmem ama ben bu istatistiği başka türlü yorumlayamıyorum..
Bu kaderin bize oynadığı bir oyun olsa gerek!
CHP’Lİ BELEDİYEYE BAŞBAKAN DESTEĞİ!
Bu köşeyi takip edenler bilir. Mersin’in ‘Akdeniz Oyunları’na aday olduğunu yazmış, bu süreçte yeni inşa edilecek sportif mekanlar için milyonlarca dolar para harcanacağını yazmıştım. Yalnız bir de dipnot eklemiştim:
Mersin’de ‘Yatırım yapılırken, İskenderun kadar itirazlar yükselmez.”
‘Yasaklar kenti’ İskenderun’da herşey ‘mahkeme’ kapısına dayanıyor diye de uyarmıştım.. Biz daha 5 yıldızlı oteli konuşurken, projeyi kapan ‘Akdeniz Oyunları’na talip oluyor.. En güçlü aday, Mersin!
Üstelik..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, Akdeniz Oyunları’nın CHP’nin kalesi olan Mersin’de düzenlenmesi konusunda komiteye her türlü devlet garantisini veren mektubu Komite Başkanı Amar Addadi’ye göndererek süreci resmen başlatıyor..
İyi mi?
Sonra diyorlar ki, AK Parti neden güçlü?
Sonra diyorlar ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yüzde 47’yi nasıl buluyor?
Sonuç ortada.. Bizim memlekette akıl veren çok, toplumun menfaatini düşünen ise azınlıkta.. Özetle, ‘hizmet önleyiciler’ tekrar tekrar okusunlar bu satırları..
Hadi canım, hazır ‘adliyede’ yeni açılmışken, ancak gidersiniz!
TELEFONLA ‘SESLİ’ MESAJA TEPKİ!
Haftasonu birçok telefon aldım.. Tepki şu:
– Bir akşam vakti evin telefonu çalıyor, falanca adayı ‘destekleyin’ şeklinde kısa bir pasajdan sonra, yapılacaklar hakkında birkaç bilgi daha akıyor avizeden..
Zaten gün boyu cep telefonların düşen reklam kokan ‘dayatmalı’ onlarca bilgi mesajından sonra, ‘dinlenme’ moduna çekilmiş bir insanın bu kez ev telefonu çalıyor, üstelik bir milletvekili aday adayının banttan ‘tanıtım zulmüne’ maruz kalıyor..
Hoş bir durum değil..
Vallahi de, billahi de.. Hani o aday adayı kendisi arayıp, destek istese anlarım..
Ama kuru bir ses..
Ardından falanca aday adayına destek verin..
Vermezler! Niye mi?
Düşünün ki, telefonda adayın ismini söylüyorlar..
Vatandaş o banttaki sese, ‘pardon ya, adayın kim olduğunu tam olarak anlayamadık, tekrar eder misiniz?’ dese, olmaz.. Çünkü kuru bir kayıt.. Gerçek değil!
Dinleyip geçecek..
İkincisi, telefonu kimi zaman çocuklar açıyor..
Mavraya bakar mısınız? Kayıt devreye giriyor, çocuk kayıttan anlamadığından, ‘Kimsiniz?’ diyene ve aileden bir büyüğü çağırana kadar o sesli ‘kayıt’ bitiyor..
Bu nasıl iş? Velev ki, bir büyük olarak siz açtınız?
İsmi not edip, internetten mi araştıracaksınız?!
Milletin işi gücü var.. Zaten telefonlardan uzaklaşmaya çalışıyor, lütfen ‘dayatmayla’ karşılarına çıkmayın.. Yüz yüze konuşmak varken, ‘negatif’ elektrik yaymayın!
Hepten vatandaşı küstürmeyin, ne olur?!
ŞIMARTMAYIN BİZİ!
İskenderun Genç İşadamları Derneği ‘Yılmaz seni çok seviyoruz’ temalı ‘sevgi’ dolu mesajını bir masa takviminin resimlerine yayarak, 12 aya dağıtmış..
Hangi sayfaya baksam, ismim var.. Şımardım doğrusu..
Hoş bir çalışma.. Yalnız aylardan Şubat!
Biraz geç kalınmış olsa bile, İSGİAD Başkanı Gökhan Gökten’e bu içten yaklaşımından ötürü teşekkür ediyorum.. Düşünmüş, yaptırmış!
Yalnız bu durum, İSGİAD’ı harhangi bir yanlışında eleştirmeyeceğim anlamını taşımaz.. Mehmet Ali Erbil’in deyimiyle ‘kabiş’ mi?!
HOŞ GELDİN ANIL BEBEK!
GÜNEY TV. Ailesi bir mutlu güne daha tanıklık etti.. Meslektaşım, kardeşim Cuma ve eşi Ayşe Keseroğlu’nun biricik kızları ‘Yaren’den sonra nurtopu gibi bir de oğlu oldu.. Adı da, Anıl! Dilerim yaşamı boyunca, başarılarıyla, İskenderun’a hayırlı katkılarıyla ‘ANIL’ır! Allah, analı/babalı büyütsün. Sağlıkla, mutlulukla..