İskenderun Belediyesi ile Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesinde ısrarla ‘43. Madde’ye vurgu yapılıyor!
19 Şubat 2010 tarihinde imzalanan Toplu-İş sözleşmesinin kırtasiye ve öğrenim yardımının 43’üncü maddesine göre.. Güya, İskenderun Belediyesi, kurumda çalışmakta olan işçilerin, kuran kurslarında okuyan çocuklarından her biri için birinci yıl 70 lira, ikinci yıl ise 75 lira ödeyecek..
Velev ki var.. ABD’de parlamentoda İncil’den ayetler okunur..
Hatta İncil üzerine yeminler edilir..
TBMM’de yapın da göreyim..
Kıyamet kopar, ‘şeriat’ gelmiş sayılır..
Ama iş lafa gelince de müslümanız!
Oysa İslam güzeldir.. Eğiticidir.. Yol göstericidir..
Bu rahatsızlık niye?
Niçin üzerinde yazılar yazıldığını, yorumlar yapıldığını anlamış değilim..
Biliyorum ki, aynı zihniyet MKÜ Kampüsü civarında yapılacak camiye de karşı..
Oysa mesele, İskenderun’a yeni bir caminin kazandırılması değil..
Mesele; kapasitesini aşan, trafiği kilitleyen, cemaati taşan, cenazelerin kalkmasında zorlukların yaşandığı bir sorun yumağına ‘alternatif’ arayış getirmektir..
Adına ‘Merkez Cami’ denen yeni bir yapıyı 20 dönüm araziye yaymaktır..
Ne var bunda? Diyorlar ki:
“- Hemen yanıbaşında yurt inşaa edilecek. Bir adım ötesi de üniversite.. Gençlerin zihinleri yıkanacak.”
Yok ya.. Kimse birbirini kandırmasın.. Birşeyciklerin olduğu yok..
Zaten, sırf bu dedikodular yüzünden belediye meclisindeki oturumda işlem aksadı..
Tamam.. ‘Yer olarak daha merkezi bir yer olsun, alternatifleri tartışalım’ deseniz, kabulümdür..
Ama!
Abuk/subuk iddialar karşısında itirazımı da ederim..
Hem bu süreçte, İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in kabahati ne?
Kendisi mi istemedi?
Yine aynı zihniyet, ‘dayatma’ yaptı.. Servis edildi!
Peki aynı sabit fikirliler; sıra Mustafa Kemal Mahallesi’nde yaptırılacak olan Cemevi ile Alevi Kültürü’nü Araştırma Derneği (AKAD)’ın Kültür Kompleksi yer tahsisi törenine gelince, ‘lal’ kesildi.. Ahraz oldu..
Oysa, CHP’li, MHP’li, AK Parti’lisi oradaydı..
Manzara muhteşemdi.. Sözde değil, özde bir dayanışma hakimdi..
Olması gerektiği gibi..
O halde, derdiniz ne kardeşim?
Karıştırmayın ortalığı!
Bulandırmayın kafaları..
Din kardeşliği üzerinden insanları sınamayı bırakın yahu!
İskenderun’un camisinden, cemevinden, kilisesinden size ne?
Türkiye ne çekiyorsa, bulanık suda balık avlayanlardan çekti..
İskenderun’da hepimiz kardeşiz..
Alevisi de, sünnisi de, hıristiyanı da bizim canımız ciğerimiz..
Etle tırnak gibiyiz..
Hiç kimse ama hiç kimse.. Alevilik ile -kuran kursu üzerinden- sünniler arasında nifak tohumu ekmesin.. Eliniz yanar!
Çünkü İskenderunlu bu oyuna düşmez..
Şimdi moda.. Sendika üzerinden 43. Maddeyle İskenderun Belediyesi’ne vurmak!
Nedir o husus?
Toplu-İş sözleşmesinde, güya kuran kursunda öğrenim gören işçilerin çocuklarına yardımı öngören kısım varmış!
Başkan Yusuf Civelek itiraz etmeliymiş..
Kabul etmemeleymiş..
Ortalığı yıkmalıymış..
Çünkü bu durum, Atatürkçülük ve çağdaşlık konusuna aykırıymış..
Yok devenin nalı..
43. maddeyi ben de inceledim.. Böyle bir talep ya da ödeme yok..
İskenderun Belediyesi’nden konuyla ilgili bilgi istedim, verdiler:
İşte cevabı:
“- İskenderun Belediyesi ile yetkili Hizmet İş Sendikası arasında yapılan toplu sözleşmenin Kırtasiye ve Öğretim Yardımı başlıklı 43. Maddesine göre, personelin ilköğretim okullarında okuyan çocukları için, sözleşmede ön görülen yardım yapılmıştır. Kuran Kursu yardımı için personelimizden hiçbir talep gelmemiş ve ödeme yapılmamıştır. Hizmet İş Sendikası ile diğer taraf olan bütün belediyeler ile arasında tek örnek toplu sözleşme metni imzalanmıştır.”
Görüyorsunuz işte.. Belediyeden cevap edinmek bu kadar basit işte..
Ancaaaak!
Sabit fikirliler hiç değişmiyor!