Konteyner taşımacılığında ilk adım! Lojistik Köy

Konteyner taşımacılığında ilk adım! Lojistik Köyİskenderun’da bir hareket olduğu kesin.. Siyasetin sıcak yüzüyle birlikte, ekonominin işleyen çarkları da İskenderun için dönüyor..
Mesela.. Türkiye’de Lojistik Konseyi kuruldu, bilmiyorduk..
Henüz yeni..
Şimdi sıkı durun..
Konsey başkanlığına da yakından tanıdığımız bir isim getirildi.
AKİB Başkanı Bülent Aymen.
Biliyorsunuz ki, İşadamı Bülent Aymen ayrıca Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’nin de YK üyesi.. Onun konseydeki varlığı, bizim adımıza büyük bir avantaj..
Çünkü Hatay’ı çok iyi tanıyan, sorunları, eksikleri gören, araştıran, katkılar sunan bir işadamı.. Artık herşey daha da kolaylaşıyor.. Çağdaş teknoloji artık dünyanın bütün insanlarını birbirine bağlıyor.. Lojistik Konseyi’nin amacı da bu..
Müthiş bir hazırlık içinde..
Hani diyoruz ya:
“- İskenderun büyüyecek!”
“- İskenderun şahlanacak!”
“- İskenderun, Türkiye’nin Rotterdam’ı olacak!”
Şaka değil.. Kimsenin blöf yaptığı yok..
Çünkü, taşlar yerine oturuyor.. Lojistik Köy için hazırlanan Master Planı STK’ların elinde.. Rapor hazırlanır hazırlanmaz, yer sorunu çözülür çözülmez, dosya Ulaştırma Bakanlığı’na iletilecek.. Sonrası basit!
Lojistik Konseyi bu süreçte yatırım programını belirleyecek..
Dedim ya, İskenderun’un geleceği parlak..
Ve bu ‘parlak’ dönemin çarklarından birini şimdi İşadamı Bülent Aymen yürütüyor..
Bu güzel bir haber..
Bitmedi.. Hazır yazımda güzel havadislerden sözetmişken, birkaç anektod daha paylaşayım.. Eli kulağında.. LİMAK, Danıştay’dan gelecek habere göre, yatırım sürecini her yönüyle başlatıyor..
Bir; yük konteyner taşımacılığında dünyanın üçüncü büyük firması Fransız CMA, Limak’la görüşme halinde.. Hattın kurulması konusunda seferberlik başladı..
Oldu olacak.. Bitti bitecek.. Yüzler gülüyor!
İki; İskenderun’da özel bir işletme, yük konteyner taşımacılığında dünyanın en büyük firması İsviçre merkezli MSC ile el sıkıştı.. 8 Mart’ta ilk yük konteyner gemisi körfeze demir atıyor.. Hattın ilk ayağı yaşam buluyor..
Haberiniz olsun.. Mersin’in yoğunluğunu almak üzereyiz..
Şimdiden yazıyorum:
– İskenderun olarak ne denli güçlü, etkin, güvenilir bir imaja sahip bulunduğumuzu görüp müthiş mutluluk duydum.
– Bu güzel kentin tıpkı Mersin gibi ne denli güçlü ve güven veren bir şehir olduğunu ve birçok yatırımlarla büyüdüğünü bir kez daha gözlemekten gerçekten çok keyif aldım.
– İskenderun’a duyulan “Yıldızı parlayacak” inancının ne denli önemli bir hayati erdem olduğunu kavradım.
– Bülent Aymen gibi isimlerin, İskenderun’a yönelik talep ve beklentilere ne denli açık ve her adımın takipçisi olduğunu görmekten huzur duydum.
Ne güzel!

“HAYIRLI” BİR İŞE “HAYIR” DEMEYİN!
Şimdi soru şu:
– İskenderun’a bir merkezi cami kurulsun mu, kurulmasın mı?
Birkaç gündür yazılarımla bu konuyu gündemde tutuyorum..
“- Madem yer tahsis edilmiş, tüm hazırlıklar tamam o halde yerin ne önemi var, bir an önce kurulsun” diyenler var.. Fakat, lakin, ayrıca..
“- MKÜ civarında merkezi caminin konuşlanmasını doğru bulmuyorum” şeklinde yaklaşan da..
Oysa, yerin veya konumun ne önemi var..
İskenderun’un göbeğinde yer mi kaldı?
Yoğunluk nereye kayıyorsa, oraya doğru yol almaya mecbur kaldık..
Hem, hazır MKÜ civarında 20 dönüm yer de göstermişler..
O halde sorunumuz ne?
Biliyorum ki, şu an belediye meclis üyeleri arasında yoğun bir kulis yaşanıyor.
Ama biliyoruz ki.. Şubat ayı meclis toplantısında, AK Parti’li, DP’li ve MHP’li meclis üyelerinin yanısıra 7 CHP’li (Kemal Sonay, A. Birsel Aktaş, İlyas Güden, Erdinç Çelebi, Zeki Aytaş, Mustafa Alper Menteşoğlu, İbrahim Akçalı) gibi isimler de üniversite sahasında 20 bin metrekarelik bir alanın, -üniversiteden de olumlu görüş- alındıktan sonra, ibadethane olarak ayrılması için belediye meclisine ortak önerge verdiler.
Peki ne oldu da, bazı isimler yan çizmeye başladı?
Hatırlatmama gerek yok herhalde..
İmar komisyonuna sevk edilen önerge ile ilgili çalışmalar (yeri, ulaşımı koşulları gibi) sürerken, başta önergenin altına imza atanlar ve diğer meclis üyeleri taşıdıkları sorumluluğunun farkındalardır umarım..
AK Parti’de bir sorun olduğunu sanmıyorum..
Çünkü ilçe başkanıyla görüştüm.. ‘Evet’ diyecekler!
Dilerim önergeye imza atan CHP, DP ve MHP meclis üyelerinde bir ‘cayma’ sözkonusu değildir. Çünkü hiç kimsenin ‘HAYIR’lı bir işe ‘HAYIR’ demeye hakkı yoktur. Hele ihtiyaç varken!

VERGİ REKORTMENLERİ
İSKENDERUN’DAN AMA..

5 yıldızlı otellerin önemi, daha çok büyük organizasyonlarda, etkinliklerde ortaya çıkıyor.. Örneğin, Ottoman’da salonun genişliği, ferahlığı, ödül törenlerinde ‘trend’ yarattı. Yanılmıyorsam sırf bu özelliklerden ötürü Hatay’da en çok vergi ödeyen firmalara, yani ‘vergi rekortmenlerine’ yönelik ödül töreni Antakya’da gerçekleşti..
Ne yani İskenderun’da olmasını mı umut ediyordunuz?
Diyelim ki, rotamızı buraya çevirdik..
Mustafa Yazıcı Kültür Merkezi’nin soğuk bir yapısı var..
Deseniz ki Belediye Kültür Merkezi’ne gidelim, olmaz.. Hafif kalırdı..
Ee geriye ne kalıyor?
5 yıldızlı bir otelin varlığı! O da yok.. Çok şükür hemen her yatırımı ‘mahkeme’ye taşıyan bir irade var İskenderun’da.. Nasıl olacak peki?
Düşünün ki.. Valilik, Hatay’da 20 firmaya ödül veriyor..
Üstelik ödül alan firmaların 16’sı İskenderun menşeli..
Soruyorum sizlere:
– Böyle bir etkinliğin tertiplenmesi için en doğru yer İskenderun değil mi?
Uzaktan bakınca öyle..
Ama gelin görün ki, salon sıkıntısı çeken İskenderun’da bir 5 yıldızlı otelin varlığı olmayınca, ne yazık ki bize sadece seyretmek kalıyor!
Ne demek istediğimi anlamışsınızdır..

HAYIRSEVER GERÇEĞİ..
Bakın küçük bir örnek vermek istiyorum:
Hayırsever Paşa Karaca, Modern Evler’de Öğretmen Lisesi’ni inşaa etti..
İyi ki var.
Hocasıyla, öğrencisiyle tam bir huzur bahçesi.
O bölgenin eski halini de bilirim..
Okul kurulmadan önce karşı yakasında bomboş araziler vardı..
Fakat okul kurulduktan sonra, o araziler yapılara dönüştü..
Konutlar, ticari alanlarla büyüdü..
Birkaç ayda; dönercisi, fırını, kırtasiyesi, eczanesiyle birlikte o mahallenin çehresi değişti..
İşte buna ‘dolaylı istihdam’ derler!
Tıpkı üniversiteler gibi..
Bir kent için üniversite ya da yeni okullar demek..
Sosyalleşme.. Değişim.. Ekonomik gelişim demek.
Yaşam kalitesinin yükselmesi demek.
“Bir mahalle 1 yılda nasıl bu kadar değişir, gelişir” sorusunun yanıtı aranırsa..
“Paşa Karaca Öğretmen Lisesi gerçeği” öncelikli yanıt.

Yılmaz Akpınar
1974 doğumlu. Güney Medya'da müdür. İskenderun'un önde gelen gazetecilerinden.