Kaptan Paşa Cami’ye karşıdan bakan dükkanlar, İskenderun Belediyesi’ne ait..
Mecliste gündeme geldi. Ercüment Kimyon ‘yıkılsın’ dedi, MHP’li Garip Şandır ‘Esnafı neden ürkütüyorsun?’ diye karşılık verdi.. Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek ise, ‘Esnafın durumu ortada.. Onlara zarar verecek değilim’ manasında ifadeler kullandı..
Ama gerçekçi olmak gerekirse, o dükkanların ‘yıkım kararı’ var..
Yaklaşım şu..
‘- Ulucaminin yolu genişlesin..”
Bence anlamsız! Yol zaten geniş..
İkinci husus, orada 13 dükkan ve işletmecileri var..
Daha iki yıl öncesine kadar.. Orada ekmek teknesini yürütmeye çalışan farklı siyasi görüşe sahip insanlar, ‘ya bizdensin ya da onlardan’ denilerek ‘yıkarım’ gözdağıyla korkutulmak istenmiş..
O ‘taraf’ olma biçimi şimdi eskilerde kaldı!
Şimdi ‘iyi niyet’, ‘esnafı gözeten’ bir düşünce yapısı hakim..
Hadi olaya bir de ticari açıdan bakalım..
Örneğin, belediye o araziyi kat karşılığında müteahhide vermeye kalksa, mevcut bitpazarını ne yapacağız? Daha olduğu gibi duruyor, beklemede..
Demek ki, soruna parasal açıdan bakmamak gerekiyor..
Hem, sonra vatandaş demez mi.. ‘Önce bir bitpazarını değerlendirin, sonra sıra o 13 dükkana gelsin, o vakit gereğini düşünürsünüz!’ diye..
Hadi diyelim ki yıktınız..
Esnafa ne diyeceksiniz?
Hangi gerekçeleri ortaya koyacaksınız..
Nasıl anlatacaksınız?
Ben, eğer ki Başkan Civelek’i tanıyorsam, böyle bir girişimde bulunmaz, hatta tam aksine bir meclis kararıyla durumu şimdilik ‘nadasa’ bırakır..
Dilerim yanılmam!
‘YASSAH HEMŞERİM’ DEMEK YASSAH!
AK Parti Hatay Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk haftasonu İskenderun’daydı.
Dörtyol ilçe teşkilatını tanıttı. Erzin’de yapımı düşünülen 2 bin dönümlük OSB arazisine 30 müracaatın olduğunu hatırlattı..
Ve en önemlisi;
‘- Hukuk’a aykırılık teşkil eden hiçbir yatırımı kabul etmiyoruz. Ancak, her uygulama için de yassah hemşerim yaklaşımını da doğru bulmuyoruz. Üreteceğiz ama üretirken kirletmeyeceğiz..” dedi.
Mantık bu.. Ekonomide çıkış noktasına en bariz örnek..
Enerji yatırımlarına da değindi Milletvekili Öztürk..
Erzin halkına seslendi:
“- Tarıma mı yöneleceğiz, yüzümüzü sanayiye mi çevireceğiz? Karar verecek olan sizlersiniz!”
Doğru.. Erzin kapalı kutu.. Ama gelişmeye de açık..
Yalnız, CHP’nin politikası biraz garip bir çağrışım yapıyor..
Şöyle ki.. Türkiye için enerji yatırımı önemli.. İthal ediyoruz, cari açığı da besliyor..
O bakımdan enerji yatırımı vazgeçilmezimiz.. Milletvekili aday adayı Cemil Ugutmen, farklı düşünüyor. Rüzgar ve güneş enerjisine yöneliyor.. Oysa sanayi elektriği ‘güneş enerjisinden beslenmez.. Çünkü, kullanılan yoğun enerji yoğun o tüketimi kaldırmaz..
O halde termik santral şart!
Ama Cemil Ugutmen termik santrale karşı olduğunu duyuruyor.
Biliyorum ki, aslında ‘kirliliğe’ karşı.. Çevresel faktörlerin yarattığı tahribata karşı duyarlı.. Ama her yatırım ‘kirli’ değildir.
Hatay’da onlarca firmayı örnek gösterebilirim..
Zaten çevreye verdiği zarardan ötürü müzdarip olduğumuz iki firma var ki.. Milletvekili Öztürk biraz ‘ortaya’, biraz da ‘imayla’ karışık bir hareketle basına şikayet etti bu firmaları..
İkinci bir husus daha var.. Aynı mantıkla yola çıkarak, enerji yatırımının önemine değinen bir isim daha var ki, söylemleri, analizleri, dikkate değer..
CHP Milletvekili Aday Adayı Mimar Müfit Tennioğlu’nun şu tespitini birlikte düşünelim: “- Konutları yukarı yamaçlara çekelim, sanayi bölgesini genişletelim..”
Dahası var.. Tennioğlu ekliyor:
“- Enerji yatırımını önemsiyorum. Temiz enerji yeni teknolojiyle mümkün. Sanayicilerimizin önünü açacağız, açmalıyız. Enerji açığımızı kapatmak, yeni yatırımlarla mümkündür..”
Dikkat ettiniz mi? Yerel politikalar bazen çelişki yaratıyor..
Ugutmen, “Güneş enerjisi” diyor..
Tennioğlu ise, “Güneş yetmez, çünkü sanayiyi kaldırmaz. Sanayici termik istiyorsa, ‘çevresel’ ve ‘temiz’ olmak kaydıyla bölgeye konuşlandıralım’ diyor..
Bence her iki söylem de, ‘korku eşiğinin’ aşılmasından yana içerik taşıyor..
Fikirleri ‘halkın’ geleceği için paylaşıyor, doğruya odaklanmaya çalışıyoruz..
Şimdi öyle bir yerdeyiz ki..
İskenderun yatırımlarıyla anılıyor..
İhracata yüzde 17’lik bir katkımız var.. İskenderun ve çevresi için daha şimdiden ‘Rotterdam’ benzetmesi yapılıyor..
Aday adaylarına Vekil Öztürk edasıyla sormak istiyorum:
Şimdi artık, karar verme zamanı..
Otobana mı gireceğiz?
Tali yola mı aracımızı süreceğiz?
AKBAY’IN DİKKATİNDEN KAÇMADI!
Bir süredir milletvekili aday adaylarını izliyorum. Bir çoğu ile de GÜNEY TV.’de program yapıyorum.. Hemen hepsi, gerçekten duygu ve düşünce dünyasını vicdan denen terazide iyi tartan insanlar..
Teori kuruyorlar..
Kavram yaratıyorlar..
Proje ortaya döküyorlar..
Kuru kuruya değil, rakamlarla konuşuyorlar..
İzlenimlerim sırasında şunu fark ediyorum.
Aday adaylarımız seçime hazır! Heyecan dorukta..
Gündemi iyi takip ediyorlar..
Mesela, gazetelere yansıyan ve AK Parti’nin ‘41 kere maşallah’ reklamında yer alan hayırsever yatırımların bile ‘hizmet’ tahtasında puan görmesine kadar detaycı bir yaklaşım içerisindeler..
Hayırsever Paşa Karaca ve Naciye Düzen örnekleri ‘izinsiz’ bir reklamın ürünüydü..
CHP Milletvekili aday adayı Av. Bülent Akbay’ın dikkatinden kaçmadı..
AK Parti ilçe teşkilatına seslenerek, ‘hakkaniyete bağlı kalın, korsan çalışmayın’ dedi.. Hatay’ın gelişmişlikteki yerine dikkat çekti.
Ergenekon soruşturmasındaki çarpıklıklara işaret etti.
Gazetecilere yönelik ‘gözaltılar’dan duyduğu rahatsızlığı anlattı.
Akbay’ın, kaçınılmaz şekilde bir özgürleşme tutkusunu devreye almasını şimdi daha iyi anlıyorum.
KEMAL NİZİPLİOGLU!
Niziplioğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Niziplioğlu ile haftasonu tanışma fırsatı buldum.. Ekonomi profesörü desem yeridir..
Müthiş analizleri var..
Dünye ekonomisini yakından takip ediyor, ayrıca NTV, Kanal D, Show TV gibi ulusal kanallarda ekonomi danışmanlığı yapıyor.. Kendisi Hatay’lı..
Bölge insanını tanıyor, donanımlı, sorunları biliyor, çözüm yollarını araştırıyor..
Milliyetçi Hareket Partisi Hatay Milletvekili Aday Adayı olarak yola çıktı, görev bekliyor.. MHP’ye yakışan bir isim.. İkinci sıradan aday olur mu?
Bence olmaması için bir neden yok..
Şefik Çirkin 1. sıra, Niziplioğlu 2. sıra..
Şimdiden not edin bir kenara!
BU NE İŞ?
İskenderun Belediye Evlendirme Dairesi’ne yan cepheden bakan tarihi binalar var..
Baştan aşağı restore ediliyor.. İleride bir düzenleme daha vardı, bitti!
Yalnız bir durum dikkatimi çekti.. İki muhteşem yapı arasında, yaklaşık 50-60 metrekare ‘dikine’ uzanan bir konut var.. Ben halen o yapıyı çözemedim..
Çadırla örtülmüş o tarihi mekanda, dış cephe, çatı tamamlanmış ama bitişiğindeki bina olduğu gibi duruyor.. Yıkık, dökük!
Niye, neden ve hangi amaçla?
Anlamadım, çözemedim!
Çünkü sırıtıyor!
Çünkü kabak gibi ortada duruyor..
Hoş bir manzara değil, yetkililere duyrulur!
DOĞRU MU?
İddia şu.. AK Parti’nin seçim stratejisine göre; 2009 yerel seçiminde belediye başkanı, il genel meclis üyesi veya belediye meclis üyesi seçilen isimlerin istifa etmelerine izin verilmeyecek. Bu isimler istifa etseler dahi adaylıkları kabul edilmeyecek.
Doğru mu, bilmiyorum..
Henüz teyyid ettiğim bir durum değil..
AK Parti İl Başkanı İsmail Kimyeci ile de görüştüm..
Ortada şimdilik bir genelge ya da talimat yok..
Ancak bu durum, AK Parti’li İbrahim Yaran, Filiz Özçörekçi gibi isimlerin aday adaylığını düşürür.. Demokratik hakları zedelenir.. Zaten AK Parti’de bir sessizlik hakim, bir de mevcutlarda bir ‘tırpan’ olursa, siyasetin lezzeti kaçar diye düşünüyorum..
KAMUOYU YARATMAK MI?
Kamuoyu yaratmak basının görevleri arasındadır.. Ben çoğunlukta bunu başardığımıza inanıyorum.. Ama hiç hoşlanmadığım şey, birileri yazı yazarken, ‘İşte bakın ben yazıyorum, siz de yazın’ diyenlerin dayatmasıdır..
Ben bütün gazeteci dostlarımın insanlara birşeyler anlatmaya, birşeyler öğretmeye çalıştıklarına inanıyorum. Ama bazı arkadaşlar henüz böylesine bir ayrıntının farkında değil..
Bizim yaptığımız çok sesli yapıyı kamuoyuna duyurmak, oysa onlar çığlık atıyor.
Onlar yıkıcı, ben ise yapıcıyımdır..
Son günlerde aklıma sık sık Orson Welles geliyor. Demişti ki: “Hayatım boyunca enerjimin ve yeteneklerimin ancak yüzde 2’sini kullanabildim, geri kalan yüzde 98 küçük insanlarla itişmekle geçti.”
Ne yazık ki, bu durum hiç değişmiyor!
DEVLET HASTANESİ’NİN
AÇILIŞI ERTELENEBİLİR!
Normal bir durum, endişeye gerek yok.. Çünkü hastane bitti, hazırlıklar tamam..
Önemli olan da bu değil mi? Yalnız sıcak ve soğuk havalandırma ünitelerinde bir takım eksiklikler var(mış).. Giderilmeye çalışıldığını öğrendim.
Ha bugün açılmış, ha yarın.. Ne farkeder ki?
Aslında dikkati buraya çekmek istiyorum..
Dün, (pazar) ‘hastane açılmayacak’ dedikodusu yayıldı İskenderun’da..
Bir hafta gecikse ne olur?
Oysa artık biliyoruz ki, hastanenin açılışı için geriye sayım başladı..
Açılmayacak demek ayrı şey, eksiksiz açmak ayrı şey..
Hem, henüz resmi bir açıklama yok..
15 yıl sonra yapımı biten bir hastanenin bugün yarın açılacak olması sizi de mutlu etmiyor mu? Daha nereye kadar inkârlar üzerinde inşa edeceğiz siyaseti?