Zeytinciliğin gelişmesi ve sürdürülebilir üretim yapılması için Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) ile Antakya Zeytinyağı Üreticileri arasında ‘Kutsal Hazinemiz Zeytin’ projesi imzalandı.
Gayet güzel..
Peki ya İskenderun bu projenin neresinde?
Hiç bir yerinde!
Dünkü imza töreninde şöyle bir ifade kullanıldı:
“- Bu proje, Antakya Zeytin Üreticileri Koruma Derneği ve Antakya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından ortaklaşa yürütülecektir.”
Demek ki, İskenderun yok..
Oysa biliyoruz ki, Arsuz ve ötesinde çok sayıda zeytin üreticisi var..
Nardüzü ve Karaağaç yörelerinde zeytinyağı fabrikaları var..
Tamam, Antakya bu konuda öncü..
Ama İskenderun ve çevresi adına da, kentte yetiştirilecek zeytin tipi ve çeşitlerinin araştırılması ve daha kaliteli ürün elde edilmesi mümkün değil mi?
Antakya, mobilya sektöründe proje üretti, destek aladı..
Ayakkabıcılık sektöründe proje üretti, destek aldı..
Peki İskenderun neden DOĞAKA’nın katkılarından faydalanamıyor?
Bizim STK’larımız neden proje üretmez?
Zeytin bizim de kutsal hazinemiz değil mi?
Hatay’da 15 milyon zeytin ağacı var..
Ben merak ediyorum mesela, İskenderun’a bağlı köylerde yetişen zeytin ağacı ne kadardır?
Madem zeytinimizin kalitesi çok düşük..
Madem çeşitlilik esas alınacak..
Madem zeytinimiz üst sıralara taşınacak..
O halde İskenderun ve diğer ilçe, belde ve köyler neden bu projenin dışında?
Soruyorum, neden?!
SIRF ZAMAN KAYBI İŞTE,
İTİRAZ YİNE RED EDİLDİ!
Herşeye itiraz eder olduk..
Yeter ki, İskenderun güzel bir hizmet görsün, anında şikayet konusu..
Son örnek çöp fabrikasının ihalesiydi.. Birliğe ceza kesildiğine yönelik haberler duyruldu ama bir birlik üyesi çıktı, dedi ki:
“- Bize tebliğ edilen bir ceza falan yok.. Artık cezalar sipariş üzerine mi geliyor?”
Aradan bir hafta geçti.. Baktım netice yok, dün de sordum:
Cevap net: “- Ceza yok!”
O halde bu garez niye?
İtirazların, şikayetlerin kime, ne faydası var?
İskenderun’a ne gibi artılar sağlıyor?
Hiç birimiz anlam veremiyoruz.. İşte bir örnek daha..
Bir ‘son dakika’ haberi!
– İskenderun Belediyesi Park Bahçe Müdürlüğü işçilik hizmet alımı, 2010/536567 kayıt nolu ihalesine, katılımcı 3 Hil firması tarafından 2 kez yapılan itiraz red edildi.
Kamu İhale Kurumu’nun 13.02.2011 tarih ve 2011/21 kararıyla İskenderun Belediyesi’nin ihale kararı onaylandı..
Hani bahsine ettiğiniz onlarca usülsüzlük nerede?
Hani belediye yanlış yapıyordu?
İtirazın reddine ne diyeceksiniz?
Ne oldu? Elinize ne geçti?
İskenderun Belediye Başkanı Dr. Yusuf Civelek’in ortaya koyduğu her projeyi ya da ihaleyi mahkemeye taşıyıp, daha kaç tane ‘red kararı’ alacaksınız ki, susasınız!
Şimdi yakında Aslantaş’tan gelecek suyun ihalesi ve iskele var..
Bu iki projeyi de mahkemeye taşıyacaksınız?
Yetmedi mi?
Yorulmadınız mı?
HEPAR ATAK YAPTI!
Birkaç gün önce yazdım.. Dedim ki:
“- İskenderun’da halen TP, Saadet, HEPAR’dan bir aday adayının ismini duymadık..
Üstelik, toplantılarla böyle bir istek ve talep de duyrulmadı..
Ekranlara yansımadı.. Gazetelere düşmedi.. İnternette paylaşılmadı.”
Ne oldu biliyor musunuz?
HEPAR İskenderun İlçe eski Başkanı Melih Erozan aradı; “- Sayın Genel Başkanımız Perşembe günü İskenderun’da olacak.. Bir basın toplantısıyla da milletvekili adaylarını duyuracak. HEPAR olarak iddialıyız” dedi..
HEPAR’ın Hatay’da aday göstermesi cesaret işi neticede..
Melih Erozan’ın aday gösterileceğini umut ediyor ve diyorum ki:
– Türkiye Partisi ve Saadet Partisi, ses verin gayri!